Ne zaman komplike bir ameliyatım olsa, cerrahi malzeme pazarlayan bazı firma temsilcilerinin “Yarınki hastanızda kullanabileceğiniz mükemmel bir morselatör cihazımız vb. var, getirelim mi?” şeklindeki sorularına muhatap oluyorum. Bu durum daha çok, laparoskopik bir müdahalem varsa oluyor. Tabii bu malzemeler hastanın faturasına yansıtılıyor. Bunu söylediğimde ise “Hocam zaten hastanızın özel sağlık sigortası ya da devlet güvencesi var, hastanın cebinden para çıkmayacak.” şeklinde bir yanıt alıyorum.
Evet, bu para hastanın cebinden çıkmıyor. Ama benim cebimden çıkıyor sevgili meslektaşlarım. Nasıl mı? Sonuçta bu malzemelere ülke olarak her yıl milyonlarca dolar para ödüyoruz ve çoğu da yurt dışından geliyor. Yani sonuçta ülke ekonomisi kaybediyor.
Peki, karşı mıyım bu alımlara? Asla değilim. Ben sadece gereksiz harcamaya, enstrümanın bir kez kullanılıp çöpe atılmasına, yani gereksiz tüketime karşıyım. Hastanelerimizin hemen hepsinde gelişmiş laparoskopi setleri ve her türlü cerrahi enstrüman varken ve bunlar tıkır tıkır çalışırken, benzer bir enstrümanı dışarıdan getirtip kullanmanın nasıl bir mantığı olabilir ki?
Bu tip malzemeyi pazarlayan kişilerin gözlediğim tipik bir yaklaşımı var. Size gelip “Hocam bu malzemeyi falanca hoca da altı aydır kullanıyor, çok memnun. Her gün bizi arayıp bir tane daha sipariş ediyor vs. gibi laflar ediyorlar. O “falanca hocanın” bu işten haberi var mı, bilmiyorum. Ama hasbelkader cihazı bir kez kullanan ve alanında tanınmış bir hekimseniz, yandınız! İsminizi yıllarca telaffuz ederler.
Geçmiş yıllarla karşılaştırdığımız zaman görüyoruz ki, artık cerrahide kullanılan sarf malzemesi ve disposable malzeme kullanımı çok büyük ölçüde artmıştır. Buna paralel olarak da, devlet ve özel hastane depolarını tıka basa dolduran bu ürünler siz istemeseniz bile daha operasyon başlamadan açılıp masaya konmaktadır. Bir probe küretaj için bile pek çok steril gaz tampon ve bir tas dolusu batikon hazır bekletiliyor. İşlem bitiminde bunların çoğu çöpe atılıyor.
Biliyorsunuz, batikon vb. solüsyonların bir damlası bile tonlarca deniz suyundaki canlılara zarar veriyor.
Burada bizlere düşen bir görev de, yeni nesillere, özellikle genç ameliyat hemşirelerimize bu gerçekleri anlatmak olmalıdır.