* “Tam Gün Yasası”ile ilgili yazınızı memnuniyetle okudum ve bizim gibi kurum hekimleri şu an diken üstünde. Sağlık personelinin tam gün çalışmasına dair kanun tasarısı taslağı Başbakanlığa gönderildi. Tasarıya göre başta maaşlarını belediyelerin kendine ait bütçelerinden alan belediye tabipleri olmak üzere, kamuda çalışan diğer kurum hekimlerinin döner sermaye gelirleri olmadığı için yapılan iyileştirmelerden faydalanamayacağı aşikârdır. Dolayısıyla taslağa göre 2368 Sayılı Yasa’nın yürürlükten kaldırılmasıyla kamuda çalışan tüm hekimlere (Türk Silahlı Kuvvetleri hariç) ek iş yapma yasağı getirilmekte, bu kısıtlamanın getireceği ek gelir kaybını gidermeye yönelik telafi ise sadece Sağlık Bakanlığı ve üniversitedeki sağlık çalışanlarına yapılmaktadır. Bu iki kurum dışındaki kamu sağlık çalışanlarının mağduriyetleri artarak devam etmektedir. Taslağa göre buralardaki sağlık personelinin gelirlerinde gereken iyileştirme yapılmadan, tam gün çalışma zorunluluğu getirilmektedir. Bu durum, ek iş yaparak geçimini sağlayan ve döner sermaye gelirleri olmayan sağlık çalışanlarının işlerinden ayrılmalarına ve yürütülen hizmetlerin aksamasına yol açacaktır. Sağlık Bakanlığı ve üniversite hastaneleri dışındaki sağlık çalışanlarını mağdur etmeyecek şekilde yeniden düzenlenmesini arz ederiz. İstanbul İlçe Belediyeleri Sağlık İşleri Müdürleri-Dr. S.B.
* Hocama, olaya biraz daha geniş bir perspektiften bakarak, \’\’Hastaneler ve hastaneciliği tamamen üniversite bünyesinden ayırsak nasıl olur?\’\’ diye de bir mütalaa etmesini haddim olmayarak önermek isterim. Bu konuda iki nokta benim için temel teşkil ediyor:
1. Lisede biyoloji veya Türkçe dersi vermek ayarında olabilecek bazı fakülte müfredatını öğrencilerle paylaşmak için mutlaka Doç. veya Prof.\’lara mı ihtiyaç vardır? Herhangi bir hastanede uzman olarak çalışan bir doktor da bu işin altından kalkabilir mi? Belli bir süre için ve de “part-time” görev alacak şekilde ayarlama yapılarak, öğretim üyelerinin yükünün çoğu üzerlerinden alınabilir. Öğretim üyelerine de ciddi çalışma ve dersler için zaman yaratılmış olur.
2. Eğer eşit davranmak gerekiyorsa, diğer Fakülteler için de benzer işletmeler (hastane, sonuç itibariyle bir sağlık isletmesi) açılması gerekir. Üniversite mahkemeleri, üniversite tekstil fabrikası, üniversite elektrik-elektronikçisi vb.
Pratikte bu mümkün değildir. Ancak, üniversite hastanesi nedense kabul görmektedir.
Harward örneğini sayın hocam çok iyi vermiş. Benim böyle bir şeyden haberim yoktu. Ancak gerek Avrupa Birliği, gerekse Amerika Birleşik Devletleri’ndeki üniversitelerin diğer fakültelerinin sanayi ile içiçe eğitim verdiklerini ve öğrencileri pratiğe yönelik de hazırladıklarını biliyorum. Tıpta da neden olmasın? Pek güzel olur. Öğretim Üyeleri de sadece titrleriyle değil, yapacakları gerçek ve yararlı çalışmalar ile performans hak eder duruma gelirler. Kurt izi tilki izine karışmaz! Dr. İ.B.
* Sağlık Bakanlığı Performans Yönetimi ve Kalite Geliştirme Daire Başkanlığı 25.03.08 gün ve 903 sayılı yazısı ile \"yapılan tıbbi işleme bağlı olarak ortaya çıkabilecek komplikasyonlar nedeni ile ikinci bir müdahaleye gerek duyulması halinde, müdahalenin aynı sağlık kuruluşunda gerçekleştirilmesi durumunda ilave ücret talep edilemeyeceğini ve ikinci müdahaleyi gerçekleştiren tabibe girişimsel işlem puanı verilmesinin mümkün olmadığını” bildirmiştir. Hekimlerin hastalarına gereken tıbbi girişimleri yaparak yaptıkları işleri bilgisayar ortamında kayıt altına almaları ile bu bilgilerin faturalandırma işlemleri birbirine karışmakta iken şimdi hangi girişimlerin performans puanının kime verileceği sorusu gündeme gelmektedir. Oluşan komplikasyonu tedavi için uğraşan hekim cezalandırılmakta mıdır? Bu uygulama \"Hasta Hakkı\" Yönetmeliği çerçevesinde değerlendirildiğinde ne tür hukuki gelişmelere açıktır? Görüşlerinizi tartışmaya açarsanız sevinirim. Saygılarımla. Dr. S.S.
* Hastanede yapılamayan diş tedavi ve protezlerinin serbest diş hekimine sevkinde hastaya yapılacak geri ödemenin Bütçe Uygulama Talimatı (BUT) iptal edildiği ve Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) asgari ücret tarifesinden yapılacağı bildirilmişti. Ancak SGK tarafından yayınlanan bir genelge ile Danıştay’ın kararının geçersiz olduğu tekrar BUT üzerinden ödemelerin yapılacağı bildirilmektedir. Hastanın, geri kalan fark ücretini kendi cebinden karşılaması gerekir. Hem hasta hem de muayenelerinde boş boş oturan diş hekimleri için çok büyük bir fiyasko olan bu haberi yapmanızı, diş hekimi ve hasta haklarına yardımcı olmanızı bekler saygılar sunarım. Dr. F.A TDB Şırnak İl Temsilcisi
* Merhaba, ben 11 yıllık diş hekimiyim Mesleğimin ilk 8 yılını ……. üniversitesi diş hekimliği fakültesinde diş hastalıkları ve tedavisi anabilim dalında doktora yaparak icra ettim. Şu anda Sağlık Bakanlığında çalışıyorum. Bizim hastanede protez uzmanı ve doktorasını yapan iki arkadaş var. İkisinin de maaşı ve döner sermayesi benim aldığımdan 2 kat fazla. Ben de doktora yaptım. Aynı sınavlara ben de girdim, ben de tez hazırladım. Fakat benim branşım uzmanlık değil diye onlardan düşük maaş alıyorum, üstelik diğer pratisyen diş hekimleriyle aynı maaşı alıyorum. Benim yaptığım doktora eğitiminin neden bana hiç faydası olmadı? Yeni çıkacak Tıpta Uzmanlık Yönetmeliğinde diş hekimliğinin sadece 2 branşı uzmanlık sayılıyor. Neden diğer branşlar göz ardı ediliyor? Öyleyse diş hekimliği sadece ortodonti ve cerrahiden mi ibaret? Bu maili sizin tıpta uzmanlık ile ilgili yazınızı okuduktan sonra yollamaya karar verdim. Belki bu sorunumuzu dile getirirsiniz diye? Çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Dr. N.D.
NOT: Sayın meslektaşlarımın hayret ettikleri mutlaka vardır diye umuyorum.