Eğitim ve öğretim hakkında ne kadar yazı yazılsa, yine de az sayılmaktadır. Çünkü eğitim ve öğretim, toplumsal uzlaşı ve barış için su kadar, ekmek kadar önemlidir. Toplumda yaşanması arzu edilen uzlaşı ve barışın sağlanması için, eğitim ve öğretimin aileden başlaması gerekmektedir. Kur’an-ı Kerim’de haber verildiğine göre karı ile koca, aralarında yaşanan problemleri kendi aralarında hallederek sulhu sağlamaya çalışmalıdırlar:
وَإِنِ امْرَأَةٌ خَافَتْ مِن بَعْلِهَا نُشُوزاً أَوْ إِعْرَاضاً فَلاَ جُنَاْحَ عَلَيْهِمَا أَن يُصْلِحَا بَيْنَهُمَا صُلْحاً وَالصُّلْحُ خَيْرٌ وَأُحْضِرَتِ الأَنفُسُ الشُّحَّ وَإِن تُحْسِنُواْ وَتَتَّقُواْ فَإِنَّ اللّهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيراً
‘”Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden veya kendisinden yüz çevirmesinden endişe duyarsa, aralarında bir sulh yapmalarında onlara günah yoktur. Sulh daima hayırlıdır. Zaten nefisler kıskançlığa hazırdır. Eğer iyi geçinir ve Allah’tan korkarsanız şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.”[1]
Şayet karı ile koca kendi aralarında aile problemlerini halledemiyor ve sulhu sağlayamıyorlarsa, iki tarafın ailelerinden birer hakem araya girecek ve problemlerini hallederek sulhu sağlayacaklardır:
وَإِنْ خِفْتُمْ شِقَاقَ بَيْنِهِمَا فَابْعَثُواْ حَكَماً مِّنْ أَهْلِهِ وَحَكَماً مِّنْ أَهْلِهَا إِن يُرِيدَا إِصْلاَحاً يُوَفِّقِ اللّهُ بَيْنَهُمَا إِنَّ اللّهَ كَانَ عَلِيماً خَبِيراً
“Eğer karı kocanın arasındaki geçimsizlikten endişe duyarsanız, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. Barışmak isterlerse, Allah aralarını buldurur. Muhakkak ki Allah, her şeyi bilir ve her şeyden haberdardır.”[2]
Aile problemleri, Kur’an-ı Kerim’de haber verildiği gibi bu şekilde halledilirse, kimse kimseyi incitmez ve her zaman için sulh sağlanır. Aileler bu bilince sahip olursa, haliyle halk arasında toplumsal uzlaşı ve barış sağlanır. Hiç şüphesiz bunun için sağlıklı eğitim ve öğretim gerekir. Böyle bilinçli bir ailede yetişecek çocuklar da sağlıklı bir ruh yapısına sahip olacaklardır.
Onun için eğitimli anne babaların, çocuklarını bağımsız bir kişiliğe sahip olacak şekilde yetiştirmelerinin, asli görevlerinin başında geldiğini unutmamalıdırlar. Anne baba çocuğunu eğitirken, asla baskı ve şiddete başvurmamalıdırlar. Çünkü baskı ve şiddetle yetişen bir çocuk, sağlıklı bir ruh yapısına ve güçlü bir şahsiyete sahip olamaz. Baskı ve şiddetle yetişen insanlar, sömürülmeye elverişli yetişir. Baskı ve şiddet anlayışından kurtulmadığımız müddetçe, sömürme ve sömürülme psikolojisinden kurtulamayız. Ona göre anne baba, çocuklarının her konuda kendi görüşlerine katılmalarını beklememelidirler, onların görüşlerine de değer vermelidirler ifade etmeye çalıştığım gibi bu konuda asla baskı ve şiddet kullanmamalıdırlar. Çocukların bazı konularda anne babalarının görüşlerine katılmamaları ve onlara muhalefet etmeleri, anne babaya saygısızlık sayılmamalıdır.
Çocuğun hidayeti, anne babanın değil, Allah’ın elindedir. Ne güzel söylemiş Yüce Allah:
إِنَّ عَلَيْنَالَلْهُدَى
“Kesinlikle hidayet, bizi elimizdedir!”[3]
Evet, hidayet, Allah’ın elindedir. Anne baba, 7 yıl çocukla oynayacak, 7 yıl onu eğitecek, 7 yıl onunla arkadaşlık edecek ve sonra da onu kendi haline bırakacak.
Onurlu her insana, selam, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.
[1] en-Nisa 4/128.
[2] en-Nisa 4/35.
[3] el-Leyl 92/12.