Çocuk hakları, modern toplumların en önemli gündem maddelerinden biri haline gelmiştir. İslam, insana ve özellikle çocuklara verilen değeri vurgulayan bir din olarak, bu konuda önemli öğretilere sahiptir. Yeni doğanlar, toplumun en savunmasız ve korunmaya muhtaç bireyleri olarak, hem ailelerin hem de toplumun dikkatini gerektirir. İslam, her bireyin yaşam hakkını ve onurunu koruma sorumluluğunu vurgularken, yeni doğanların haklarını da göz ardı etmemektedir. Bu makalede, çocuk hakları ve İslam’ın öğretileri arasındaki ilişki incelenecektir.
İslam, insan hayatını kutsal kabul eder ve her bireyin, özellikle de çocukların korunması gerektiğini öğütler. Kur’an-ı Kerim’de yer alan “Çocuklarınızı fakirlikten korkarak öldürmeyin. Onları biz rızıklandırıyoruz” (İsra, 31) ayeti, çocukların yaşam hakkının korunmasına dair açık bir mesajdır. Bu ayet, çocukların sadece maddi değil, manevi açıdan da korunması gerektiğini vurgular. Yeni doğanların sağlıklı bir ortamda büyümesi, sadece ailelerin değil, aynı zamanda toplumun da sorumluluğundadır.
İslam, aileyi toplumun temel birimi olarak görür ve aile içinde çocukların haklarının gözetilmesini teşvik eder. Aile, çocukların ilk eğitim aldığı yerdir; burada sevgi, şefkat ve eğitimle donatılmaları sağlanır. Ailelerin, çocuklarına karşı olan sorumlulukları sadece fiziksel ihtiyaçlarını karşılamakla sınırlı değildir. Aynı zamanda onların ruhsal ve sosyal gelişimlerini desteklemek de bu sorumlulukların bir parçasıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v), “Çocuklarınıza güzel isimler koyun ve onlara iyi davranın” buyurarak, çocuklara karşı olan sevgi ve saygının önemini belirtmiştir.
Yeni doğanların korunmasında sadece ailelerin değil, devletlerin ve toplumun da önemli bir rolü vardır. İslam, toplumsal dayanışmayı ve yardımlaşmayı teşvik eder. Bu bağlamda, devletin yeni doğanların sağlık hizmetlerine erişimini sağlaması, eğitim imkânları sunması ve sosyal destek mekanizmaları oluşturması gerekmektedir. İslam toplumları, çocuk haklarını koruma noktasında daha aktif olmalı ve yeni doğanların ihtiyaçlarını gözeten politikalar geliştirmelidir.
Çocuk hakları, sadece fiziksel ihtiyaçlarla sınırlı değildir. Eğitim hakkı, sağlık hakkı ve korunma hakkı gibi temel haklar, her çocuğun doğuştan sahip olduğu haklardır. İslam, bu hakların korunmasını ve geliştirilmesini teşvik eder. Yeni doğanların sağlıklı bir ortamda büyümesi için gereken tüm önlemler alınmalı, sağlık hizmetlerine erişimleri kolaylaştırılmalıdır. Ayrıca, çocukların psikososyal gelişimleri için uygun ortamlar sağlanmalı, oyun ve sosyal etkileşim imkânları sunulmalıdır.
Sonuç olarak, İslam’ın çocuk haklarına verdiği önem, yeni doğanların korunmasında büyük bir sorumluluk yükler. Aileler, toplumlar ve devletler, bu sorumluluğu yerine getirirken İslam’ın öğretilerini rehber edinmelidir. Yeni doğanların korunması, sadece bir bireyin değil, tüm toplumun geleceğini şekillendiren bir meseledir. Bu nedenle, her birey, yeni doğanların haklarını savunma ve koruma konusunda üzerine düşeni yapmalıdır. Unutulmamalıdır ki, sağlıklı ve mutlu bir toplum, sağlıklı ve mutlu çocuklarla mümkündür.