Yıllar önce, çocukluk çağı obezitesi ile karşılaşınca hekimlerin aklına ilk gelen tanılar; hormon bozukluğu, metabolik hastalık ve benzeri çoğunluğu doğumsal olan bir takım hastalıklardı. Çünkü çocukların hareketli, doğal beslenen, oyun çağını açık havada oynayarak geçiren bir biçimde yaşamaları sonucunda sağlıklı kilo aralığında olmaları beklenirdi. Oysa günümüzde obez çocuk sayısı giderek artıyor. Maalesef ki bu durum doğumsal hastalıklar yerine yaygın edinsel sebeplerle ortaya çıkıyor. Yani elimizde olan faktörler sebebiyle kendi çocuklarımızı hasta ediyoruz ya da hasta olmalarına göz yumuyoruz. Bu büyük sorunu, sebeplerini, maliyetini ve çözümlerini konuşarak neticeye varmalıyız.
Çocuklar Neden Obez Oluyor?
Teknoloji ve ekran bağımlılığı, internet ve sosyal medya bağımlılığı, sanal bir sosyallik anlayışı giderek yaygınlaşıyor. Böylelikle çocukların hareketliliği giderek azalıyor. Okula servisle giden, asansörü ve yürüyen merdiveni çok seven, merdiven çıkmayı unutan, yürümeyi ise hiç sevmeyen bir yaşam tarzı hareketsizliği katlıyor. Alışverişi bile internetten yapan, çarşıyı, pazarı görmeyen çocukların yerlerinden kalkmalarına sebep kalmıyor. Doğal ve içeriği bilinen, malzemeleri anneler tarafından özenle seçilip evde hazırlanan yemekler, giderek çocuklarımız için cazip olmaktan uzaklaşıyor. Fast food tarzı aşırı işlenmiş, çeşitli kimyasal katkı maddeleri içeren, kalori yükü fazla, içerdiği yağ ve şekeri doğal yapıda olmayan, kan şekerini çok hızlı yükselten gıdalar çocukların baş tacı oluyor. Ayrıca bu fast food hazır gıdaların porsiyonu giderek büyüyor. Patates, ketçap, mayonez, yağ karışımı neredeyse kovayla, gazlı ve yapay karışımlı içecekler neredeyse sürahi ile tüketiliyor. Bu sorunlu beslenme içeriğine karşılık vitamin, mineral içeriği yüksek olan taze sebze meyveler, doğal yumurta, süt gibi hayvansal gıdalar, tahıl ve bakliyat gibi besinler çocukların sofralarından giderek uzaklaşıyor. Ailece kurulan sofralar, hep beraber yenilen yemekler, çeşit çeşit salatalar, doğal ayranlar, yoğurtlar, turşular yerini ekran başında yenilen hızlı tüketime ve hazır yemeklere bırakıyor. Ne yenildiği anlaşılmadan yutulan lokmalar ve yenilen, içilen doğal olmayan meşrubatlar giderek sağlıksız biçime dönüşüyor. Bütün bunların kaçınılmaz tıbbi sonucu olarak, Dünya Sağlık Örgütü’nün güncel obezite raporuna göre; Avrupa’da en yüksek obezite oranına ve daha da kötüsü en yüksek çocukluk çağı obezite oranına sahip ülkelerinden birisiyiz. Bu durum çok üzücü ve endişe vericidir. Sağlık yönünden çok yıkıcı ve korkutucudur. Çocukluk çağında başlayan obezite, beklenen yaşam süresini ve yaşam kalitesini çok kötü yönde etkileyecek, metabolik bozuklukları ve ciddi hastalıkları tetikleyecektir.
Çocukluk Çağı Obezitesinin Sonuçları ve Çözümü
Obezite başlı başına ciddi bir hastalıktır. Ayrıca birçok ölümcül hastalığa yol açar. Bu sebeple, ülkemizde yetişkin ve çocuklarda obezite oranının sürekli olarak artışına karşılık acilen bir takım önlemler almalıyız. Neredeyse her üç çocuktan birinin fazla kilo problemi olduğu ülkemizde çocuklarımıza sağlıklı bir yaşam tarzı sunmak ve bu konularda örnek olmak için çok çabalamalıyız. Aileden ve okuldan başlayarak sağlıklı bir yaşam tarzını model olarak çocuklarımıza sunabilmeliyiz. Hareketlilik, spor, egzersiz ve açık hava etkinlikleri çocuklarımızın gündeminde olmalıdır. Ayrıca temiz ve sağlıklı gıdanın seçimi, tüketilmesinin faydaları gibi konularda mutlaka farkındalık oluşturmalıyız. Çocuklarımızın sağlıklı beslenmelerinin temini için alternatifler üretmeliyiz. Milli Eğitim Bakanlığının okullarda sıcak yemek dağıtımı hazırlığı bu anlamda çok önemlidir. Öğrencilere sunulacak bir kase sıcak çorba seçeneği bile sağlığın korunması için çok değerli bir alternatif olacaktır. Geçtiğimiz hafta, İran’da bulunan ve geçmişi neredeyse 150 yıla dayanan köklü üniversitelerden olan Urumiye Üniversitesinin daveti üzerine, öğrencilere ve öğretim üyelerine obeziteyi ve çocukluk çağı obezitesini anlattım. Obezitenin nasıl ciddi bir sağlık sorunu olduğunu, hormon dengemizi nasıl bozup hangi hastalıkları oluşturduğunu paylaştım. Onlarla vardığımız ortak nokta obeziteyle mücadele için somut projeler üretmenin gerekliliği oldu.
Çocukluk çağı obezitesi, ömür boyu etkili olacak psikolojik bozukluklara, erken ergenlik gibi biyolojik sorunlara, dışlanma ve benzeri durumlar sonucunda ciddi sosyal bozukluklara yol açarak biyo-psiko-sosyal sağlığı olumsuz etkileyecektir. Hormon ve sitokin dengesini bozarak çok sayıda ölümcül metabolik hastalığın erken yaşlarda ortaya çıkmasına yol açabilecektir. Bütün bu konuştuklarımızın haklılığını çok iyi anlatacak olan; günümüzde, tip 2 yani yetişkin tip diyabetin artık çocuklarda da yaygın biçimde görülmeye başlamasının neden çok tehlikeli olduğunu ayrı bir yazıda konuşmak üzere.
Sağlıkla kalın.
1 yorum
bilgilendirmenizden dolayı teşekkür ederim.