Son yıllarda çevre ve doğal kaynakların, nüfus artışı ve ekonomik faaliyetlerden dolayı hızla kirlenmesi ve tükenmesi, yeterli ve dengeli beslenmenin, artık sadece az gelişmiş ülkelerde değil hızla -diğer tüm sorunlar gibi- tüm dünyanın sorunu olduğunu gözler önüne sermiş ve küresel bir boyuta varmıştır. Dünyadaki gıda üretimi, son 50 yılda, dünya nüfus artış hızından daha yüksektir.1 Sonuç olarak tarım alanlarının çoraklaşması tehlikesi ile karşı karşıyayız ve bu tehlikeyi önlemek amacı ile küresel boyutta sürdürülebilir yaşam hedefleri ortaya konmaktadır. Sürdürülebilir yaşam hedefleri ile amaç sınırlı kaynakların korunması, insan ile doğa arasındaki dengenin korunması ve gelecek nesillere daha iyi, daha yaşanılabilir bir dünya bırakmaktır. Tarım ve besin sistemleri sürdürülebilirlik konusundaki tartışmaların merkezinde yer almaktadır. Sürdürülebilir beslenme, aşırı tüketimi azaltmak için beslenme tercihlerinde değişiklikleri ve daha düşük çevresel etkilere sahip besleyici diyetlere geçişi, aynı zamanda da besin sistemlerindeki kayıplar ve atıkların azaltılmasını içeren bir kavramdır. Sürdürülebilir beslenme sistemleri, sağlıklı bir yaşamı sağlamak için kritik bir öneme sahiptir. Küresel nüfus ve kentleşme arttıkça ve popülasyon daha varlıklı hale gelmeye başladıkça kaynak ihtiyacı da bununla birlikte artacaktır, hayvansal ürünler gibi enerji yoğunluğu fazla besinler çevreye potansiyel olarak daha çok zarar verecek ve obezite ve kronik hastalıkların sorunlarını daha da kötüleştirecektir. 2 Tüm bu gelişmelere paralel olarak sağlık ve çevre üzerindeki faydaları nedeniyle özellikle batı toplumlarında yetişkin bireylerde vegan beslenme giderek daha popüler hale gelmekte ve vegan annelerden doğan çocukların sayısı giderek artmaktadır. Bununla birlikte bebek ve çocuklarda katı bir vegan beslenmenin metabolik sonuçlarına ilişkin bilgi yetersizdir ve bu durum, sağlık çalışanları ile sağlık hizmetine ihtiyaç duyan aileler arasında çelişkili görüşlere yol açmaktadır. Literatürde özellikle gelişmiş ülkelerde vegan beslenen çocukların sağlık durumlarına ilişkin kesitsel çalışmalarda çocuklarda metabolik değişiklikler meydana geldiği ve temel besin seviyelerinin etkilendiği bildirilirken uzunlamasına yapılan çalışmalara ihtiyaç olduğu vurgulanmaktadır. Unutulmamalıdır ki vegan beslenme protein yanı sıra, yağda eriyen vitaminler, demir, kalsiyum, vitamin D, folat ve kobalamin eksikliğine de yol açabilir.3
Proteinler, vücut fonksiyonları için temel yapısal ve işlevsel bir rol sağlar ve amino asitler, tüm hayati organların, kasların, hormonların ve kan gibi biyolojik sıvıların yapı taşlarıdır. İnsan vücudu, protein depolarını yeterince koruyamadığından, büyümeyi ve diğer fizyolojik işlevleri sürdürmek için daimi bir kaliteli protein kaynağına ihtiyaç vardır. 4 Çocukların (<19 yaş) hem beslenme yetersizliğini önlemek, hem de fiziksel büyüme ve gelişmenin devamlılığını sağlamak için diyetle almaları gereken günlük protein ihtiyaçları, sürekli tüketilen minimum ‘iyi kalite protein’ kaynakları ve miktarı ile ilişkilidir. 5
Kaliteli protein kaynakları, içerdikleri elzem aminoasit oranları uygun ve vücuttaki kullanım düzeyleri yüksek kaynaklardır. Elzem aminoasitler vücutta sentezlenemeyen günlük beslenmemiz ile almamız gereken aminoasitlerdir. Yetişkin bireylerin günlük beslenme ile almaları gereken 8 adet elzem aminoasit vardır. Bunlar izolöysin-löysin-lizin-metionin-fenilalanin-treonin-triptofan-valindir. Bu aminoasitlere ek olarak iki amino asit daha arginin ve histidin çocuklar için elzem kabul edilmektedir 6 Elzem amino asitlerin hepsi, bağışıklık işlevi, besinlerin emilimi ve enerji üretimi ile yakından ilgilidir. Elzem amino asit eksiklikleri, bağışıklık, sindirim, sinir ve üreme sistemi başta olmak üzere tüm vücudu etkiler. Tüm hayvansal ve bitkisel besinlerde protein vardır ancak her besindeki protein ve aminoasit miktarı farklıdır. Anne sütü ve yumurta proteini en yüksek protein kalitesine sahip, vücutta tam olarak kullanılan ve tüm elzem aminoasitleri içeren örnek protein kaynaklarıdır. Sindirim sisteminde fazla kayba uğramadan ve vücutta tama yakın kullanılan hayvansal kaynaklı proteinlerin elzem aminoasit bileşimi de vücut gereksinimine uygundur. Bu nedenle et, süt ve benzeri besinlerde bulunan hayvansal kaynaklı proteinler, iyi kalite protein kaynakları olarak adlandırılır. Kurubaklagiller ve tahıllar gibi bitkisel kaynaklı proteinler, sindirim sisteminde hayvansal kaynaklı proteinlere göre daha fazla kayba uğrarlar ve sınırlı miktarda elzem aminoasitleri içerir. Dolayısı ile düşük kaliteli protein kaynakları olarak adlandırılır.
Günlük beslenmemizde dengeli bir oranda tüketilmesi gereken protein kaynakları çocuk beslenmesinde hayati öneme sahiptir. Çocukluk çağında besinlerle alınan proteinin % 33-39’unun elzem aminoasitlerden sağlanması gerekmektedir. Yaşla birlikte azalan bu oran yetişkin bireyler için % 15’dir.7 Bununla birlikte günümüzde dünya çapında yaklaşık bir milyar insanın (165 milyon 5 yaşın altındaki çocuklar) kronik yetersiz protein alımı mevcut. Orta Afrika ve Güney Asya’da çocukların %30’unda protein malnütrisyonu var.8 5 yaşın altındaki çocuklar arasındaki ölümlerin yaklaşık %45’i yetersiz beslenme ile bağlantılıdır. 5 Türkiye 2018 Nüfus ve Sağlık Araştırmasına göre 5 yaş altı çocukların % 6’sı bodur, % 2 zayıf ve % 2’si de düşük kiloludur.
Sonuç olarak, sağlığın korunmasında ve hastalıkların önlenmesinde yeterli ve dengeli beslenme temeldir. Sağlıklı beslenmede, tüm besin ögelerinin vücuda alınabilmesi için dört besin grubundaki besinlerin aynı öğünde birlikte tüketilmesi gereklidir. Bu besin grupları; süt, et, tahıl ve sebze-meyve grubudur. Yine farklı öğünlerde, aynı gruptan alternatif besinler seçilerek “besin çeşitliliği” sağlanmalıdır. Türkiye’ye özgü besin ve beslenme rehberi 2015 önerilerine göre çocuklarda hayvansal kaynaklı besinlerin günlük tüketim miktarları şu şekildedir:
Et grubu besinler;
1-3 yaş grubu için 1-1.5 porsiyon,
4-9 yaş grubu için 1.5 porsiyon ve
10-18 yaş grubu için 2-3 porsiyondur.
Süt grubu besinler;
1-3 yaş grubu için 4 porsiyon,
4-6 yaş grubu için 3-4 porsiyon
7-9 yaş grubu için 3 porsiyon ve
10-18 yaş grubu için 4 porsiyondur. 9
Referanslar
- Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü. (2019). 2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ve TÜBİTAK, Ankara, Türkiye.
- Kırbaşlı D. BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO); Türkiye -FAO İlişkileri. Dışişleri Bakanlığı yayınları, Uluslararası Ekonomik Sorunlar Dergisi Sayı 6. https://www.mfa.gov.tr/bm-gida-ve-tarim-orgutu-_fao__-turkiye–fao-iliskileri.tr.mfa
- Food Climate Research Network(FCRN). Tara Garnett, What is a sustainable healthy diet? A discussion paper. Nisan 2014.
- Shaw, V. Clinical Paediatric Dietetics, 4th Edition.
- Hudson JL, Baum JI, Diaz EC, Børsheim E. Dietary Protein Requirements in Children: Methods for Consideration. Nutrients. 2021 May 5;13(5):1554. doi: 10.3390/nu13051554. PMID: 34063030; PMCID: PMC8147948.
- Baysal A. Beslenme. Hatiboğlu yayınevi, 17. Baskı, Ankara, 2017.
- G. Wu, F. W. Bazer and H. R. Cross, Land-based production of animal protein: impacts, efficiency, and sustainability, Ann. N. Y. Acad. Sci., 2014, 1328, 18–28.
- https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/malnutrition. Erişim tarihi: 29/10/2022.
- Türkiye’ye Özgü Besin ve Beslenme Rehberi, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü, Yayınlanmış 1. Baskı, Ankara, Temmuz 2015