Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Okan Akhan, “Performans sistemi nedeniyle MRG ve tomografi çekimlerinde büyük artış var. Artan tetkik talebi ve kalitesi düşürülen görüntüleme sistemi nedeniyle hem sağlık sistemi ağır bir yük altına sokuluyor hem de hastalar zarar görüyor” dedi. Sayın Akhan, çok doğru bir noktaya değinmiş. Bu artışın ve bazı gereksiz MRG ve tomografi istemlerinin başka nedenleri de var. Acaba son yıllarda biz klinisyenler neden daha fazla ileri radyolojik görüntüleme yöntemlerine ihtiyaç duyar olduk? Gelin bunun sebeplerini irdeleyelim.
Önce Sayın Akhan’ın son derece çarpıcı gözlemlerine değinelim. Prof. Akhan, gerek devlet hastanelerindeki hasta yoğunluğu gerekse de getirilen performans sistemi nedeniyle pek çok hekimin günde neredeyse 100 hastaya baktığını ve hekimlerin bu kadar çok hastaya bakarken risk almamak için hemen her hastaya görüntüleme tetkikleri istemek zorunda kaldıklarını ifade ediyor. Bu durum iki majör riski de beraberinde getiriyor. Birincisi, aşırı tetkik yüzünden radyoloji ünitelerinin yükü çok fazla artıyor ve her gün yüzlerce MRG ve tomografi değerlendirmek zorunda kalan radyologların hata payı artıyor. İkincisi ise aşırı talep yüzünden pek çok ileri düzey görüntüleme incelemesi üstünkörü yapılıyor. Uluslararası standartlara tam olarak uyulmadan yapılan bu üstünkörü incelemeler ise tanı ve tedavide ciddi yanılgılara yol açabiliyor. Bu durumda elbette en büyük zararı hasta görüyor.
Jinekoloji pratiğinde de giderek daha fazla hastaya ileri görüntüleme istendiğini görüyoruz. Günümüzde rezolüsyonu mükemmelleşen transvajinal ultrasonografi ile neredeyse histolojik tanı koyabileceğimiz ovaryal kistler ve uterin miyomlar için MRG ve tomografi isteniyor. Pek çok tomografi raporunun altında şaka gibi bir dip not görüyorum:
“Hastanın transvajinal ultrasonografi ile değerlendirilmesi önerilir”. Bu ibare, hastanın ya da devletin parasının çöpe atıldığının ispatlı belgesi. Bazı özel sağlık sigortalarının bu kitlelere operasyon onayı vermek için MRG ya da tomografiyi kanıt olarak istemesini ise anlayabilmek mümkün değil. Ayrıca hiç kimse bu kadar çok sayıda ve sık aralıklara yapılan tomografinin yüksek radyasyon etkisi nedeniyle kanserojen etki yaratacağının farkında değil.
Sadece İstanbul’da, tüm İngiltere’dekinden daha fazla MRG ve tomografi cihazı olduğunu biliyoruz. Ülkemiz bir tıbbi cihaz çöplüğüne dönüşmeden, bu konularda ortak rehberleri oluşturmalıyız.