İki kişi kavga ediyor.
Sizde kavgayı dışardan izliyorsunuz.
Yorumlarınız şöyle:
- İki kişiden birinin elinde bıçak, diğerinin elinde makineli tüfek. Makinalı tüfek taşıyan kişi haklıdır.
- Elinde bıçak taşıyan kişi dün de bıçak taşıyordu, dolayısıyla makinalı tüfek taşıyan haklıdır.
- Elinde bıçak taşıyan kişinin yerleşik olduğu mekân kendi mahallesidir, bu yüzden yerleşmeye gelen makineli tüfek taşıyan kişi haklıdır.
- Makineli tüfek taşıyan kişi mahalleye gelmeden önce onlarca mahalle halkını taramıştı, şimdide geldiği mahalleyi taramak istiyor. Bıçak taşıyan kişi izin vermediği için tarama hakkı engellendiğinden haklıdır.
- Makineli tüfek taşıyan kişinin destekçileri, makineli tüfek üretimine harcadıkları paraların geri ödenmesini sağlayan kavgayı engelleyen, bıçak taşıyan kişi olduğu için HAKSIZDIR.
- Bıçak taşıyan kişi, yaralandığında mahallesindeki hastaneye sığınması ve dolayısıyla mahallesinin yok olmasına izin vermediği için haksızdır.
- Makineli tüfek taşıyan kişi, kavga esnasında yanına gelen tırlar dolusu makinalı tüfekler taşıyan destekçileri karaya ak, aka kara diyerek mahalle sakinlerini aldatmayı becerenlerle iş tuttuğundan haklıdır.
- 70 yıl süren mahalle kavgasında her gün yeni bir evi yıkan ve yeni bir yerleşim alanı kuran, makineli tüfek taşıyan kişiye hala engel olmaya çalışan mahallenin sahibi bıçak taşıyan kişiyi, yok etmekte haklıdır.
- Denizde işbirlikçilerin savaş gemileri, karada tank sürüsü, havada uçak sürüsü, mekanlarını demir kubbe ile donatan makineli tüfek taşıyan kişi, bıçak taşıyan kişiye hak tanırsa ‘haksızdır’ diyen bir dünya kamuoyuna katılabilir misiniz?
- Ve de İMAN-AMEL bütünlüğünü bir türlü kavrayamamış ve imanın SALİH AMEL den kaynaklandığının felsefesini içselleştirememiş, sözün bittiğini, ‘pratikten kaynaklanan teorinin geçerli olduğunu algılayamamış 2 milyar ‘bıçak taşıyan’ Müslümanların yöneticilerinin gafleti, dalaleti, bazanda ihaneti, makineli tüfek taşıyan zalime, katliam yapma, soykırım yapma, işgal etme cüretini veriyor.
Çözüm: Filistin topraklarını iki milyar Müslüman’ın Lübnan sınırından, Ürdün sınırından, Mısır sınırından Akdeniz’den olmak üzere dört taraftan ablukaya alması.
Kullanılacak güç iki milyar Müslümandan seçilen sivil gönüllüler olması.
Gönüllülerin sayısı Gazze’nın nüfusunun sayısı kadar olması.
Dört yönde de eşit sayıda konuşlandırılması.
Birleşmiş Milletlerin Hakça bölüşülmüş iki devlet kararı ve uygulaması gerçekleşene kadar ablukanın devam etmesi.
Her iki devletin garantörlerinin belirlenmesi.
Yapılan anlaşmayı ihlal eden tarafın gösterdiği zarar kadar karşı devlete tazminat ödeme cezasını ödeyeceğine dair garantörü ile birlikte imza atması.
Esas olmalıdır.
Ben bir hekimim, cerrahim, halen bir hastanın hayatını devam ettirebilmesi için çaba gösteriyorum. Gazze’de ki insan katliamını bu kadar cüretkâr olarak yapan bir yönetimin, torunlarımı, katledilen çocuk, bebeklerin yerine koyarak ne demek istediğini anlamaya çalışıyorum.
Bu olayda ahlak yok
Bu olayda din yok
Bu olayda bilim yok
Bu olayda medeniyet yok
Bu olayda insanlık yok.
Ben bir hekimim. Evrensel bir değer olan hekimlikte bana acil hasta olarak gelen, ırk olarak Yahudi veya Türk, din olarak Musevi veya Müslüman arasında yaklaşım farkı göstermem savaş şartlarında veya en zor şartlarda bile mümkün değildir.
Ama hastaneyi teknolojik gücü vardır diye havaya uçuran ve içinde hekim, hasta, personel, ırk ve din kökeni düşünmeden havaya uçuran bir zihniyetin bilim, din, insan ve medeniyet anlayışını protesto etmek tüm insanlığın görevi olmalı.
SÖZÜN BİTTİĞİ YERDİR.
Yolumuz aydınlık olsun.
2 yorum
Hikmet ağabey,
kaleminize, zihninize, vicdanınıza sağlık. Hamas’ın son eylemi, İsrail’in nasıl bu kadar cüretkar ve pervasız olduğu sorusuna cevap oldu. ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya ( Yani BATI) Hastane bombalayan, birkaç günde 1500 çocuk katleden İsrail’e hiçbir eleştiri yapmadan nasıl yanında duracaklarını şaşırdılar. Bu eylem çok kişinin bildiği, bir kısmımızın tahmin ettiği gerçeği turnusol kağıdı gibi ortaya çıkardı.
Sevgili öner hoca
Bir insan yada bir toplum iki kez bilinçli olarak başkasına zülüm denebilecek bir eylemde bulunuyorsa artık bu onun karakteridir .Üçüncü kez zülüm eylemini beklemek, kişinin kendine yada toplumun kendine zülüm yapma sürecine girmesi demektir.
Benim elli yıldır takip ettiğim Siyonizm’in tutum ve davranışlarından başka bir şey beklemek ‘boş hayal’ niteliğindedir.
Yazdığım yazının mesaji budur.
Selam ve sevgiler.