Kısa süre önce, Covid-19’un tüm dünyaya yayıldığı kaynak olan Çin’in Wuhan kentinde onbinlerce kişinin “maskesiz, yan yana ve el ele” katıldığı kutlama partileri ve şenliklerin görüntüleri ekranlara yansıdı. Aslında, dünyanın bugün içinde olduğu ciddi durum göz önüne alındığında bu durum “şaka gibi” geliyor insana. Günlük yayımlanan, dünyadaki Covid-19 vakalarını gösteren haritalara bakıldığında, eylül başından beri Çin’de sadece 148 yeni vaka tespit edilmiş, bu dönemde virüse bağlı herhangi bir can kaybı ise hiç yok. Bir buçuk milyar nüfusa oranladığımızda bu rakamın ne kadar küçük olduğunu düşünebiliyor musunuz?
Peki mucize nerede? Gözünüzün önüne aylardır ortaya atılan yüzlerce komplo teorileri gelebilir. Çin, dünya ekonomisi batırmak için virüsü yaydı veya aşıyı çoktan buldu, saklıyor, vb. Ama bilimsel literatürü izlerseniz sorunun nasıl çözüldüğünün akılcı bir açıklaması olabileceğinin farkına varabilirsiniz. Covid-19 üzerinde son dönemde yayımlanan bilimsel derleme ve araştırmalarda Geleneksel Çin Tıbbı uygulamalarına yönelik öneriler ön planda. Geleneksel Çin Tıbbı denince de her biri en az 5-10 bitki kısmının karışımı olan formüller akla geliyor. Bu formüllerin ortak özelliği “MEYAN”. Çin meyanı, Glycyrrhiza uralensis kökleridir. Formüllerde yer alan içeriğin etkisini koordine ettiğinden “orkestra şefi” olarak tanımlanır. Etkili maddesi glisirizin olarak adlandırılan bir saponindir. Ancak Çin meyanında glisirizin oranı oldukça düşüktür. Halbuki dünyanın en kaliteli meyanı ülkemizde yetişir; “Glycyrrhiza glabra” ve glisirizin oranı yüksektir. Maalesef biz, hiçbir şekilde değerlendiremeyiz, onun yerine kökleri Avrupa’ya düşük bir ücretle satarız. Bizde ise bitkilerle ilgili biraz bilgisi olan birine meyanı sorduğunuzda, “çok zararlı, tansiyonu yükseltir, sakın kullanmayın” diye cevap verir.
Meyanın Covid-19 üzerinde nasıl bir etkisi var?
Bu konuda önemli bilimsel dergilerden Frontiers in Immunology’de yayımlanan H. Murck imzalı makale, bazı önemli ipuçlarını ortaya koyuyor. Makalede açıklanan bilgiler üst düzey moleküler biyoloji / fizyoloji ve metabolizma bilgisi gerektirdiğinden burada basitçe açıklamaya çalışacağım.
Meyanın ekstresi ağız yoluyla uygulandığında, etkili bileşeni olan glisirizin (GL) bağırsaklarda değişime uğrayarak vücutta etkili şekli olan glisiretinik aside (GA) dönüşüyor. GL ve GA, vücutta Covid-19’a karşı birlikte savaş veriyor.
Covid-19’un hücrelerimize tutunma noktasının ACE2 (anjiyotensin dönüştürücü enzim-2) reseptörü olduğunu artık biliyoruz. Yeni nesil tansiyon düşürücü ilaçlar akciğerlerde bu ACE2 reseptörü miktarını artırdığından bu ilaçları kullanan yüksek tansiyon hastaları arasında panik yaratmıştı. Ancak bu ACE2 aynı zamanda vücutta iltihaplanmayı önleyici etki gösteriyor. Diğer taraftan Covid-19’un hücrelerimizin içine girmesini önlemek için bizim ACE2’yi azaltmamız gerekiyor. Yani bir çıkmaz. İşte meyan burada akılcı etki gösteriyor. GA ağız, burun, akciğer gibi Covid-19’un önemli giriş kapılarında ACE2’yi azaltırken, GL böbreküstü bezlerimizden salgılanan kendi steroit hormonumuzun (aldosteron) karaciğerde parçalanmasını önleyerek ACE2’nin azalmasına bağlı vücutta ortaya çıkan iltihap-giderici sorunu çözüyor. Diğer taraftan, GA’nın karaciğerde meydana gelen türevi (GA-mono gluküronit) virüs öldürücü etkisi ile tedaviyi tamamlıyor.
Basit bir şekilde açıklamaya çalıştığım bu etki şekli aslında çok daha karmaşık. Halihazırda, bu konuda Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından onaylanan iki insan klinik çalışması (açık etiketli) sürdürülüyor. Bu çalışmalardan birinde, günde 300 miligram GL uygulandığı bildiriliyor. Aslında bu miktar günlük önerilen güvenilir GL miktarı olan 100 miligramın epey üstünde. Yazar, koruyucu olarak 150 miligram günlük miktarın etkisinin araştırılmasının yerinde olabileceğini ifade ediyor. Burada bir uyarı yapmakta yarar görüyorum. Sakın kendi başınıza meyan kökü tüketmeye çalışmayın. Yüksek miktara ve uzun süreli meyan kullanımı vücutta ödemi artırarak tansiyonu yükseltir.