Dünya haritasını hayalimize getirdiğimizde ülkemiz, nüfus yoğunluklarının ve hareketlerinin en fazla yaşandığı kıtaları birbirine bağlayan çok avantajlı bir köprü vazifesi görmektedir. Anadolu; asırlardır medeniyetlere tanıklık etmiş, çağların açılıp kapanmasına ev sahipliği yapmış, ulusların barınma, sığınma, yurt edinme mekanı olmuştur. İnsanlığın yaratılışı ile başlayan ekim, dikim, üretim, yetiştiricilik faaliyetleri bu coğrafyada her dönem hakim rol oynamıştır. Dünya üzerinde standart olarak yetiştiriciliği yapılan meyve, sebze, tahıl, bakliyat gibi birçok bitki türünün gen merkezleri arasında yer alan ülkemiz, aynı zamanda yetiştirildiği yöreye/bölgeye uyum sağlamış çeşit zenginliği ile de öne çıkmaktadır.
Derslerini aldığımız hocaların bize ifade ettiği gibi “Ülkemiz, dünya ölçeğinde küçük bir kara parçasına sahip olmasına rağmen kıtalar ölçeğinde bitki yetiştirebilme özelliklerine sahiptir”. İfadeyi örneklerle zenginleştirmeye çalışalım. Bütün bölgelerimizde, çok özel yetişme şartları isteyen az sayıdaki ürünler hariç hemen hepsinin yetiştiriciliği yapılabilmektedir. Mesela, Karadeniz bölgesinde ana ürün olarak fındık, kivi, mısır, kestane, ceviz gibi ürünleri sıralayabiliriz. Fakat bu ürünlerle birlikte aklımıza gelebilecek her türlü sebzeyi, bakliyatı, aromatik bitkileri de bu bölgemizde rahatlıkla yetiştirebiliriz. Kayıtlara baktığımızda, bütün bölgelerimizde farklı bitki yapılarının öne çıkmasıyla birlikte, bölgelerimizin tamamında tarım/hayvancılık rahatlıkla ekonomik olarak yapılabilir. Peki bu bize ne gibi avantajlar sağlar?
1-Öncelikle tarım sektörünün canlanmasını, şehirlere akan ve hiç bir üretime katkı veremeyen genç nüfusun kendi bölgelerine dönüşü sağlayabiliriz.
2-Üreticinin ürünlerinin sadece kendi bölgelerinde pazarlanabilmesi ile nakliye farkı ile büyük problem oluşturan fiyat oynamalarının önüne geçebiliriz.
3-Ülke topraklarımızda yetiştirebilecekken ithal ettiğimiz ürünler için dışarıya bağımlılığımızı sıfırlamamız mümkün olur.
4-Bizden talep edilebilecek hemen her türlü ürünü çok hızlı ve düşük maliyetli temin edebiliriz.
5-Normal sürece döndüğümüzde bu ürünlerin devamlılığı ile büyük bir potansiyeli elimizde tutarız.
Peki bu kadar çeşitli ürünü nasıl yetiştireceğiz ve pazarlayacağız? Ülkemizin yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığım hem iç hem dış potansiyel ile sağlanabilecektir. Devletimizin sadece ön açması, özel sektörün üretime teşvik edilmesi ve sonrasında doğacak ürün arzının dışarıya satılabilmesi ile ilgili gerekli düzenlemelerin yapılması, birçok Avrupa devletinin bugüne kadar uyguladığı Afrika, Güney Amerika, Asya gibi ülkelerde ürettirip dünyaya kendi ürünleri olarak sattıkları modeli kendi dinamiklerimizi kullanarak yapacağız.