1.126
- 2019 yılının sonlarında COVID-19 adıyla(COronaVIrus Disease 2019) Dünya’ya yayılan salgın hastalık nedeniyle, Ocak 2022 sonu itibarı ile tespit edilen 364 milyondan fazla vak’a, 5.63 milyona yakın ölüm gerçekleşmiştir. Virüsün değişimi ve davranışları incelendiğinde laboratuvarlarda tasarlandığı söylenebilir. Salgından neredeyse bütün Dünya ülkeleri etkilenmiş olup, virüsün bulaşma ve insanları etkileme davranışının alışılmadık şekilde olması, bütün dünyada derin sarsıntıya neden olmuştur. Virüs, Aralık 2019’dan itibaren hızla yayılarak dünyadaki bütün ülkeleri etkilemiştir. Birçok devlet, kendisinden beklenenin aksine, virüs karşısında çaresiz kalmıştır. Ekonomiler olumsuz şekilde etkilenerek birçok işyeri kapanırken virüsle mücadele eden sektör firmaları ilave kazançlar sağlamıştır. Bilinmeyen virüse karşı aşı ve ilaç geliştirme çalışmaları dünyada farklı ülkelerde çok miktarda araştırmacı tarafından gerçekleştirilerek 2020 yılının son çeyreğinde denenmeye başlanmıştır. Bu bağlamda, bilimsel araştırmaların önemi yeniden anlaşılmış, bilim ve teknolojide hala yapılacak çok iş olduğu görülmüştür. Dünyadaki devletler ve insanların hemen her alandaki faaliyet, yaşantı ve stratejileri değişerek farklı bir boyut kazanmıştır.
Küresel ilişkiler ve stratejilerdeki değişimler
Salgının bütün dünyayı etkilemesiyle, devletlerin yöneticilerinin olaya bakışları ve verdikleri tepkiler yanında tedbir almaktaki davranışları salgının yayılmasında etkili olmuştur. Her devletin ve uluslararası kuruluşların güçlü ve zayıf yanları ortaya çıkmıştır. Özellikle salgının ilk görüldüğü Çin üzerinde farklı tartışmalar başlamış ve gelecekte Dünya liderliği mücadelesinde aktörler arasında sert mücadelelerin olacağının işaretleri verilmiştir. Devletlerin kriz yönetimi ve sağlık politikalarındaki zafiyetlerinin ortaya çıkmasıyla yapısal değişikliklerin gerçekleştirilmesinin önü açılmıştır. Uluslararası ilişkiler ve işbirliğinin salgının yayılmasını önleme ve tamamen yok etmedeki önemi daha iyi anlaşılmıştır. Sayısal teknolojinin öneminin daha da artmasıyla bu alana yönelik araştırma ve teknolojik geliştirmelerin artmasının yolu açılmıştır. Özetle, yeni bir dünya düzenin kurulması ve bu düzende rol ve etkilerin farklı olacağını, bunun için hazırlıklı olunması gerektiğini söylemek mümkündür.
Ekonomideki değişimler
Söz konusu salgının ekonomideki olumsuz etkilerini azaltmak için birçok ülke maliye politikalarını değiştirmek suretiyle farklı önlemler almışlardır. Ekonomilerini canlandırmak için birçok merkez bankası tarafından genişletici farklı parasal tedbirler alındı. Hükümetler, ekonomi ve insan hayatı arasında önemli bir tercih yapmak zorunda kaldılar. Bu iki öncelik birbirini etkilediği için denge politikasını tercih edenler oldu. Bazı hükumetler, vatandaşına ve ticari şirketlere doğrudan yardım ederken bazıları vatandaşından yardım toplama yolunu seçtiler. Salgın sırasında, ülkelerin merkez bankaları ekonomilerinin önemli sektörlerine para (veya kredi) arzı sağladılar. Ancak para politikasının değiştirilmesinin yeterli olmadığı ve durgunluğu iyileştirmediği anlaşıldı. Bütün tedbirlere rağmen yine de ekonomik faaliyetlerde durgunluk yaşandı. Birçok firma ve işyeri küçülmek veya kapanmak zorunda kaldı.
Salgın, doğal olarak ekonomik faaliyetleri derin şekilde etkilemiş, üretim ve tüketim alışkanlıkları ile tedarik zincirinin halkalarının önemini ortaya çıkarmıştır. Üretim teknolojilerinde sayısal sistemlerin etkinliğinin atması beklenmekte ve her sistemin otomasyonu işleri kolaylaştırmaktadır. Uzaktan alışveriş ve elektronik ticaretin esnekliği tercih edildiği için bu alana olan yatırımlar artmaktadır. Salgının uzun vadeli etkileri de olacaktır ve bu hususlar ayrı bir araştırma konusudur.
Sosyal hayattaki değişimler
Salgının yayılmasını önlemek amacıyla hükümetler sosyal hayatı ve alışkanlıkları değiştirecek tedbirler alarak çeşitli yasaklar koydular. Bu yasaklar sosyal etkileşimleri en aza indirmek amacını taşısada, uygulamada çok başarılı olamamıştır. Virüsten etkilenmemek için insanlar evlerine kapanmış, birçok faaliyetini ya gerçekleştirememiş yada yapabildiği kadarı ile uzaktan yapmaya çaba sarf etmektedirler. Bazı ülkelerde sosyal patlamalar yaşanarak halk, koyulan yasaklara tepki göstermiştir. Aşı karşıtlığı konusunda etkinlikler yapılmıştır. Sosyal hayat alışkanlıklarını değiştirmeyen toplumlarda virüsün yayılması daha fazla olmuştur. Nüfusun yoğun olduğu büyük kentlerde halkın etkileşimini azaltmak çok daha zor olmuştur. Toplu taşıma araçları ile seyahat sırasındaki etkileşimleri azaltmak için seyahat kısıtlamaları getirildiği halde önlemler yeterli olamamıştır. Bireysel özel araç kullanımı artmıştır. Dolayısı ile nüfus yoğunluğunun fazla olduğu büyük kentlerde sosyal hayatı yeniden düzenleyici tedbirler ile etkileşimi en aza indirecek yeni uygulamalar geliştirilmesi zorunlu olmuştur. Bu tedbirlerin başarısı ve toplum üzerindeki etkileri de ayrı araştırma konularıdır.
Bilim ve Teknolojide gelişmeler
Salgının başında itibaren bilimsel çalışmalara olan ilgi artmış özellikle aşı ve etkili ilaç araştırmaları yoğunluk kazanmıştır. Bunun yanında uzaktan çalışmayı kolaylaştıran bilgi teknolojilerine olan ilgi ve bağlılık da artmıştır. Salgında gözlenen gelişmelere göre öne çıkan teknolojiler aşağıda verilmiştir.
• Çevrim içi Alışveriş ve Robot kuryeler
• Sayısal ve Temassız Ödemeler
• Uzaktan Çalışma
• Uzaktan Eğitim-Öğretim
• Teletıp
• Çevrimiçi Eğlence
• Tedarik Zinciri 4.0
• 3 Boyutlu(3B) Yazma
• Robotik ve Uçan göz (Drone)’ler
• 5.N iletişim ağı ve Bilgi ve İletişim Teknolojisi (ICT).
• Tıp ve Sağlık sektöründe yeni araştırmalar ile aşı savaşları başlatılmıştır.
Sayısal Teknolojiler ve hazırlığın önemi
COVID-19, küresel salgını sırasında iş ve yaşamın mümkün olduğu kadar her zamanki gibi devam etmesini sağlayan teknolojiler bilgi ve iletişim tabanlı olanlardır. Sayısallaşma ve salgın, insanlar için mevcut işlerde teknolojik değişimleri hızlandırmış olup, bu değişimlere hazır olmak için insan kaynağı yetiştirme ve Ar-Ge çalışmaları hızlandırılmalıdır.
Sayısal teknolojilerin kullanımı hızla artarken bu sistemlerde veri güvenliği ve siber güvenlik önlemlerinin alınması önem kazanacaktır.
Eğitim-Öğretim Politikaları
Küresel koronavirüs (COVID-19) salgını, hayatın her alanı ile birlikte eğitim-öğretim sektörünü de derinden etkiledi. Virüsün yayılma hızını azaltmak birinci öncelik olduğu için, Dünya’da hemen hemen tüm ülkeler, öğrencilerin toplu halde bulunduklarında etkileşimin yoğun olduğu yüz yüze eğitim-öğretim faaliyetlerine ara verdi. Bazı ülkeler (Çin, Almanya, Fransa ve ABD) yüz yüze eğitim-öğretimden hızla vazgeçerek uzaktan çevrim içi(online) eğitim-öğretime geçti. Türkiye’de de MEB, EBA alt yapısı üzerinden ve video konferans yazılımları ile, TV üzerinden uzaktan oldukça başarılı eğitim-öğretim uygulaması gerçekleştirmiştir. Yüksek öğretimde Üniversiteler benzer uygulamalar yapmışlar ve uzaktan eğitim-öğretim 2021 yılında yaygınlaşmıştır. Hatta bazı alanlarda kalıcı olmaya başlamıştır.
Öğrencileri aynı mekanda toplamadan ders yapmak bir alternatiftir. Böylece salgının yayılma hızını yavaşlatmak mümkün olmaktadır. Ancak bu uygulamada karşılaşılan başlıca problemler aşağıda özetlenmiştir.
• Uygulama için yeterli bant genişliğine sahip internet alt yapısı gerekmekte olup, bu imkan her yerde tam olarak karşılanamamaktadır.
• Öğrencinin Internet alt yapısı ve gerekli bilgisayar donanım/yazılımına sahip olması gereklidir.
• Öğretmen ve Öğrencinin bu tür sistemleri kullanabilme becerisinin gelişmiş olması gereklidir.
• Çevrim içi ders için milli yazılım olması faydalıdır.
• Öğrencinin dersi izleme, başarı ve faydalanma oranını ölçmekte zorluklar vardır. Öğrenci programa girdikten sonra başka şeyler ile meşgul olabilmektedir.
• Uygulamalı Laboratuvar derslerini bu şekilde yapmak mümkün olamamaktadır.
• Ölçme ve değerlendirmede çevrim içi sınav yapmakta belirsizlikler ve öngörülemeyen sorunlar olabilmektedir.(Özellikle kopya girişimleri)
Sonuç olarak, uzaktan çevrim içi eğitim-öğretim bir alternatiftir. Ancak istenilen verimin elde edilebilmesi için gerek altyapının (Ağ, yazılım, donanım) geliştirilmesi yanında paydaşların bu konudaki becerilerinin arttırılması gerekmektedir.
Milli Güvenlik Politikaları
Bilim ve Teknolojinin gelişmesine paralel olarak, Milli güvenlik tarafında da bilişim teknolojileri ve robotların kullanımının hızla artacağı değerlendirildiğinde;
Robot askerlerin kullanımı artacak, böylece insanların geliştirici ve yönetici/denetleyici rolünde olacağı askeri sistemler yoğunlaşacaktır. Klasik sıcak çatışmaların yerini sanal ortamdaki siber savaşlar ve robotların çatışması alacaktır.
Hal böyle olunca, bu tür sistemleri geliştirebilecek alt yapı ve insan kaynağına sahip olmak stratejik bir üstünlük olacaktır. Bu sistemler için pazar olmayı kabul eden ülkeler şimdiden savaşı kaybetmiş sayılabilecektir.
Siber savaş konusunda hem geliştirici hem kullanıcı düzeyinde bilgi birikimini sağlamak ve Ar-Ge çalışması yaparak yeni teknik/teknolojiler geliştirmek stratejik üstünlük sağlayacaktır.
Enerji Konusu
COVID-19’dan sonra bir süre durgunluk yaşanması beklense de artan makineleşme ve bilişim sistemleri kullanımı enerjiye olan talebi arttıracaktır. Dünyadaki petrol ve maden rezervlerinin sınırlı olması, hidroelektrik üretimindeki kısıtlar insanları alternatif enerji kaynaklarını kullanmaya yöneltecektir. Yenilenebilir enerji(Rüzgar, güneş vs.) kaynakları bir başka alternatiftir ve en üst düzeyde faydalanılması gereklidir.
Türkiye’de alternatif enerji kaynaklarının üretimi ve kullanımı konusunda planlamalar ve çalışmalar yapılması elzemdir.
Genel değerlendirme
COVID-19 küresel salgın neticesinde bu ve benzeri salgın hastalıklarda salgının yayılmasının önlenmesinin ve etkili aşı ile ilaç geliştirilmesinin önemi büyüktür. Bunun sağlanması için gelişmiş otomasyon ve uzaktan denetim sistemlerindeki kısıtların iyileştirilmesi gereklidir. Salgının öne çıkardığı ana eksiklikleri özetlersek, Risk ve kriz yönetimi zafiyetleri, aşı ve ilaç geliştirme yetenekleri ile teknolojik imkan ve kabiliyetlerdeki eksiklikler ana başlık olarak söylenebilecektir.
Bundan sonraki süreçte ,
a. Devletleri yöneten idarecilerin risk ve kriz yönetim planlarını gözden geçirerek etkili yeni planlar yapması ve işbirliğini geliştirmeleri gereklidir.
b. Sağlık ve tıbbi araştırmalar konusunda yeni stratejiler ile ileriye yönelik felaket/kriz senaryolarına hazırlık yapacak salgın tedbirleri geliştirilmelidir.
c. Teknolojik imkan ve yetenekler geliştirilmelidir. Bunun yapılması için asıl teknoloji bilişim sistemleri tabanlı teknolojilerdir. Bunlar,
• Bilgisayar ağları ve iletişim,
• Yazılım ve yapay zeka, sanal gerçeklik,
• Otomasyon ve robotik,
• Bilgi güvenliği/siber güvenlik alanlarıdır.
Bu alanlarda aşağıdaki eylemler planlanmalıdır.
• İnsan gücü yetiştirme(Beyaz ve mavi yakalı),
• Ar-Ge çalışmaları ile yeni uygulama/teknolojiler geliştirme
• Yeni stratejiler geliştirme ve eylem planı yaparak uygulama.
Bundan sonraki süreçte sayısal teknolojilerin, Ekonomik, sosyal, siyasi, askeri, eğitim ve öğretim, devlet yönetimi vs. gibi hayatın her aşamasında kullanımının giderek artacağı, Endüstri 4.0/5.0 ve süper akıllı toplum projelerinin hayata geçirilmesinin hızlanacağı öngörülmektedir. Bu bağlamda Sayısal teknolojiler ile Sağlık alanında araştırma ve uygulama grubu teşkil edilerek yeni stratejiler belirlemek hayati öneme sahiptir. Gelecekte her alanda genişleyecek olan sayısal teknolojileri geliştirme ve kullanımında geri kalmamak ve öncü olabilmek ancak bu şekilde mümkündür. Bunun yanında sağlık ve özellikle biyolojik virüs araştırmaları yanında ülkelerin yönetim yapılarında değişiklikler yapılarak daha sağlam organizasyonlar kurulacaktır.
Salgından çıkartılacak dersler ve yapılması gerekenler
Bu salgından ne türlü dersler çıkartılabilir ve bu derslere bağlı olarak geleceğe yönelik ne türlü çalışmalar yapılarak stratejiler geliştirilebileceğini düşünmek gerekir.
Öncelikle sorumluk makamlarında olanlar bu salgında en az kayıp vermek ve hatta kazançlı çıkabilmek için neler ve nasıl yapmalıydılar? Bunların analizini yaparak değerlendirmemiz gereklidir.
Bu bağlamda aşağıdaki soruların cevaplarını araştırarak etkin çözümler üretebilmek önemlidir.
a) Yönetim yapımız ve kriz yönetim stratejilerimiz ne kadar yeterlidir?
b) Böyle krizleri yönetebilecek bilgi birikimi olan insan kaynağına sahip miyiz? Sahip değil isek ne yapmalıyız?
c) İnsan kaynağına sahip isek elimizde bu kaynakların bilgileri var mı? - d) Böyle krizleri yönetebilecek mali kaynağa sahip miyiz?
e) Mali kaynağa sahip isek genel ekonomiyi etkilemeden bunları nasıl nerede kullanabiliriz?
f) Böyle krizlerde halk desteği önemlidir. Bu desteğe sahip miyiz?
g) Halk desteğine sahip değil isek bunu nasıl sağlamamız gereklidir?
h) Böyle krizleri yönetebilmek için gerekli uluslararası işbirliği bağlantılarımız var mıdır?
i) Uluslararası işbirliği bağlantılarımız yok ise nasıl sağlanmalıdır? Var ise hangi düzeydedir?
j) Bu tür salgınlar için potansiyel tehdit olabilecek ülkeler hangileridir ve yetenekleri nelerdir.?
k) Geleceğe yönelik öngörü ve planlamalar için kurumsal düşünce kuruluşlarımız var mıdır? Var ise ne kadar yetkindirler? Yok ise nasıl oluşturulmalıdır?
l) Böyle krizleri yönetebilmek için hangi teknolojiler gereklidir?
m) Böyle krizleri yönetebilmek için gerekli teknik altyapının ne kadarına sahip durumdayız? Bu yeterli mi? Yeterli değil ise nasıl tedarik edilebilecektir?
n) Kriz sırasında olabilecek olumsuz davranış ve propagandaların etkisini azaltacak tedbirlerimiz var mı? Hangi düzeydedir?
o) Böyle krizler için ulus olarak farkındalık ve bilinç seviyemiz yeterli mi? Yeterli değil ise neler yapılmalıdır?
p) Halkın moral ve motivasyonunu yüksek tutmak için neler yapılmalıdır? Onlara yalan yanlış bilgiler vermek doğru mu?
Not: Bu sorular arttırılabilir veya azaltılabilir.