Covid-19 salgınının ortaya çıkışı herkesin hayatında birçok değişikliğe sebep oldu. Öğrenciler uzaktan eğitime, çalışanlar ise işlerini evlerinden yürütmeye zorunlu hale geldiler. Yaz aylarında yavaşlaması beklenen salgın ülkemizde de ilk başladığından daha hızlı yayılmaya başladı. Hastalık hakkında birçok şey bilinir hale gelmesine rağmen, insanlarda kaygı ve korku artmakta, salgından korunmak için daha fazla araştırma yapma ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Burada üzerinde duracağımız konu, koronavirüsten korunmak için dezenfektan kullanmak gerekli midir, gerekli ise hangi dezenfektan / dezenfektanları güvenli olarak kullanabiliriz sorularının cevaplarını aramaktır.
Koronavirüsten korunmak için insanlar dezenfektan ve kolonyalara yöneldi. Bu ürünlerin doğru kullanımı hakkında neler biliyoruz? Dezenfektanlar virüsleri tamamen öldürüyor mu? El-cilt ve yer-yüzey dezenfektanları ne işe yarıyor? Dezenfekte etme mekanizması nasıl çalışır, gibi soruların cevaplanması gerekmektedir.
Dezenfektan, canlı ya da cansız yüzeylerdeki bakteri, mantar, virüs gibi hastalık yapan mikroorganizmaları uzaklaştıran veya öldüren kimyasal maddelerdir. İdeal bir dezenfektanın, geniş spektrumlu, hızlı etkili, toksik olmaması, kullanılacağı yüzeylere uygun olması, uzun süre stabil kalması, kolay uygulanabilir olması ve ekonomik olması istenir. Dezenfektanlar, hücre zarı ve çeperi, sitoplazmik membran, DNA, RNA, protein, lipidler ve enzimler gibi makromoleküller üzerine etki ederek işlevini yerine getirirler. Kullanım alanlarına bakıldığında ise dezenfektanlar, el ve cilt hijyeni, yer ve yüzey hijyeni, hastaneler ve muayenehaneler gibi medikal alanlar, gıda sanayi, veterinerlik alanı, içme suları ve halka açık alanlar gibi birçok alanda etkinlik gösterirler.
Koronavirüsten korunmak için ilk yapabileceğimiz ellerimizi belli aralıklarla, sabun ile 20 saniye süreyle yıkamaktır. Sabun ile el yıkamanın mümkün olmadığı durumlarda yanımızda taşıdığımız veya evimizde, ofisimizde ve arabamızda bulundurduğumuz dezenfektan ile ellerimizde bulunması muhtemel bakteri, mantar ve virüsleri uzaklaştırabiliriz. En yaygın olarak kullanılan el dezenfektanı %70 üzerinde alkol içeren ürünlerin kullanımı önerilmektedir. Burada en büyük etken alkol bazlı dezenfektanların piyasada daha kolay bulunabilmesi veya bunun yerine kolonyanın da kullanılabileceği gibi avantajları görünmektedir. Diğer taraftan, etil alkol koronavirüsün yağ tabakasını parçalayabildiğinden dezenfektan olarak kullanımında sakınca yoktur. Buradaki sorun, özellikle Covid-19 pandemisinin uzun süreli olması nedeniyle sürekli dezenfektan kullanımının ihtiyaç duyulduğu durumlarda etil alkolün cilde verdiği zararı da dikkate almamız gerekmektedir. Sürekli alkol bazlı dezenfektan kullanımı sonucunda ciltte kuruma görülür ve lipid bariyeri incelir. Lipid bariyerinin incelmesi ve kırılması sonucunda cilt su kaybeder ve kurumaya neden olur. Kuru cildin epidermis tabakası çok kolay yırtılabilir. Bu yırtılma sonucu cilt koruma fonksiyonunu yerine getiremez. Mikroorganizmalar kolayca cilde girebilir ve enfeksiyona yol açabilir. Diğer taraftan sık kullanılan alkol bazlı dezenfektanların ellerde egzamaya yol açabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Alkol dışında kullanılan dezenfektanlar arasında protein ve nükleik asitler üzerinde etkili olan nano gümüş, enzimler üzerinde etkili olan kuarterner amonyum bileşikleri ve bakteri sporları üzerinde etkili olan hidrojen peroksit gibi kimyasalların kullanıldığı dezenfektanlar da bulunmaktadır. Her bir dezenfektanın avantajları ve kısıtlamaları olmakla birlikte mikroorganizmanın genetiği üzerinde etkili olan hipokloröz asitten ayrıca bahsetmek gerekir.
En iyi dezenfektanı insan vücudu üretiyor
Vücudumuzda akyuvar adı verilen hücreler, bakteri ve virüslere karşı mücadele ederken hipokloröz asit (HOCl) adı verilen bir madde üretir. Bu madde, doğada bilinen en geniş ve etkili spektrumu olan bir biyositdir. Zayıf asidik özelliği sayesinde tahriş edici özelliği ve insan sağlığına zararı yoktur. Vücut nezle, grip veya herhangi bir çevresel mikrobiyal saldırıya maruz kaldığında 1 Nötrofilin 0.1 µm hipokloröz asit üretebildiği ve bu miktarın 1 dakika içerisinde 15 milyon kolibasilini yok ettiği tespit edilmiştir. Son yıllarda yaygınlaşmaya başlayan süperoksitlenmiş su olarak da bilinen hipokloröz asit, temas ettiği ortamlarda tüm virüsleri, bakterileri, mantarları ve fungisitleri saniyeler içinde yok eden, çevre dostu, kalıntı bırakmayan, su bazlı yeni nesil bir dezenfektandır. Bu dezenfektan aynı zamanda, Amerika Çevre Koruma Ajansı (EPA) tarafından Covid-19’dan sorumlu yeni koronavirüs SARS –CoV-2’ye karşı etkili dezenfektanlar listesi içinde yer almaktadır. Hipokloröz asit, sahip olduğu yüksek yükseltgenme-indirgenme potansiyeli sayesinde dezenfektan etkisini mikroorganizmaların hücre zarı yapısını bozarak göstermektedir. Hipokloröz asit dezenfektanı kişisel el dezenfektanı olarak, okul, kreş, otel ve toplu taşıma araçları gibi umumi alanlarda, hastane, ameliyathane ve muayenehane gibi medikal alanlarda, gıda ile temas eden yüzeylerde, alet ekipman dezenfektanında, hatta meyve ve sebzelerin temizliğinde patojen mikroorganizmalara karşı geniş spektrumlu bir dezenfektan olarak karşımıza çıkmaktadır. Kişisel korunma için maske ve mesafe ne kadar önemli ise kişisel hijyen de o kadar hayati öneme sahiptir.
Tüm insanlığa her türlü salgından uzak, sağlıklı ve güvende yaşayacağı bir dünya diliyorum.