2019 yılı Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ancak geçtiğimiz yılın mart ayına kadar kimsenin pandemi öngörüsü yapamadığı “Corona Virus Hastalığı” (Corona Virus Disease-2019-Covid-19) özellikle yaşam ve ölüm geçişleri arasında daha önce üzerini geçiştirdiğimiz bir farkındalık yarattı. Bu salgınla birlikte özellikle artan ölümlerin yaşandığı ilkbahar ve takiben sonbahar dönemlerinde sıra sıra dizilen cenazeler ile hem ülkeler bazında hem de bireysel bazda yaşam stilleri, hizmet sunum talepleri ve bireysel hedefler konusunu tekrar düşünmemizi sağladı [1]. Özellikle eğitim, spor, politika, sanat alanlarında toplu ve aynı zamanda yapılan toplantıların daha önce hiç farkında olmadığımız şekilde mesafeli veya uzaktan yapılabilmesinin mümkün ve efektif olduğunu görmemizi sağladı. Birçok bilim dalında online seminer, sunu ve kongrelerin bilimsel faaliyetleri ve buluşmaları sağlamada yeterli olduğu anlaşıldı. Ancak esas farkındalık yaşam ile ölüm arasındaki çizginin hiç bu kadar ince olabileceğinin düşünülmemesi ve her yaştan insanı zayıf bir noktadan beklenmedik şekilde nefessiz bırakabileceği üzerine gelişen tedirginlik oldu [2]. Zira gözle görülmeyen, damlacıkla bulaşan bir virüs o güne kadar özenle koruduğunuz sağlığınızı bir anda Rus ruletine sokuyor ve yaşamla ölüm arasındaki git gel virüsün inisiyatifine bırakıyordu. Bir anda kendi sağlığından endişe ediyorken yakınlarınızın sağlığı için duyulan endişe de birtakım günlük hırs ve problemleri ne kadar büyüttüğümüzü gözler önüne seriyordu.
Kişiler artık zaten rutin bir cenaze töreninin bile yapılamayacağı, yakınlarımızın alınmayacağı, herkesin vebalı gibi cenazemizden bile korkarak, kaçınarak bizleri yalnız göndereceklerini hissederek süreçteki huzursuzluğunu artırdı [3,4]. Bu endişelerle birlikte pandemi sürecini hastalıksız atlatabilme çabası daha da anlamlı olmaya başladı. Zira ölsem de kurtulsam dedirten bir nefes darlığı, dört duvar arasına sıkışmış yoğun bakım yatakları içerisinde her tarafınıza bağlanmış cihazlar ve sonu gelmeyen kan gazı ölçümleri ile biraz daha sona yaklaştığınızı fark ettiğiniz ama en yakınlarınıza bile dokunamadığınız bir ceza virüsü ile baş başa kaldığınızı düşünebilmekteydiniz. Dışarıda ise tüm bunlara inanmayan, aslında yokmuş gibi davranan, başına gelmeyince uydurma sanan insanların, toplumu daha da riske atan umursamaz davranışları ile ortak yaşanan lokal nüfusun ölüm riskini daha fazla artırıyordu. Bir internet sitesinden takip edilen sayıların aslında en az 5 ile çarpılan aile fertlerini derinden etkilediğinden, her bir sayının insan ölümünü temsil ettiğinden habersiz sanki kağıt veya ekran üzerindeki isimsiz sayılarmış gibi düşünülüyordu [5]. O sayıların her birinin bir adı, çocuğu, torunu, annesi ve babası vardı. İşte onlar göremedikleri virüsü şimdi daha derinden görüyor, hissediyorlardı. Vatandaşlarını en iyi şekilde koruyan, tek bir ferdini dahi öldüren sebebi anında ortadan kaldırmaya çalışan ülkeler bile çaresizliği yaşamış, silahları, füzeleri ile tüm askeri gücü etkisiz kalmış ve ekonomik gücü ve kapitalist yaklaşımıyla herkesi ezmeye çalışan acımasız ve insaniyetten uzak yönetimlere tokat gibi çarpmış ve dünya çapında 11 Eylül saldırısına benzer bir şok etkisi yaratmıştı. Ölüm zaten yalnız bir şeydi ama virüsle birlikte ve yalnız uğurlanmak hiç istemediğimiz ve tahmin etmediğimiz bir şeydi. O acımasız virüsü kendimizi öldürmekten başka yolla yok edemiyorduk. O kadar aciz kalmıştık ki pişman olmaya bile zaman bırakmıyor, bağışıklık sistemimiz tedirgin oldukça zayıflıyor, zayıfladıkça daha hassas bir hale geliyorduk. En zayıf noktamız nefesimizdi. Ezilsek bu kadar çabuk ölmeyecektik. Ama kedigillerden vahşi bir hayvan gibi pençelerini boğazımıza saplıyordu sanki, işini uzatmadan üstelik de hiç görünmeden.
Artık herkes 3 ay görmediği komşusu ile karşılaştığında acaba onun babası mı diye bakıyordu birbirine selam vermeden önce. Zira 10 yıllık doğal yaşlanma süreci, bahsedilen endişelerle 6-12 aya sığmıştı. Maskelerle hastalanmadan bile doğrudan hava soluyamıyor, açık havada dahi oksijen ferahlığını alamıyorduk. Virüsün insanlar üzerindeki olumsuz etkisi aşılama ile bir yere kadar önlenecek ama esas sonlanma diğer pandemiler de olduğu gibi virüsün bize acıyıp, ya da gerekli dersleri aldığımıza inanıp zararsız forma mutasyona uğraması ile bitecek gibi duruyor. Her ne kadar çabuk unutulan kötü salgın dönemleri gibi bu da bittiğinde belki de ölümlerdeki çaresizliğimiz ile avunacak, yarasa yiyen Çinlileri suçlamakla yetinecek, hayvanlara mezbahalarda eziyet ederek öldürmeye devam edecek, sütünü almak için inekleri hamile bırakıp bebeğini elinden alacak, zayıflara ve güçsüzlere baskı kurmaktan zevk alacak, yaşamlarımızın bağlı olduğu pamuk ipliğini çelik halatlar olarak göreceğiz. Çevreyle dost bir şekilde yaşamayı, çıkarlarımız için onu yok etmeye çalışmanın belki de ileride başka bir şekilde karşımızda problem yaratacağını öğrenemeyeceğiz. Bankamatikte önümüzdekinin arkasına belki yapışmayacağız artık, konuşurken karşımızdakinin ağzının içine girmeyeceğiz belki ama kültürel olarak en uzak sosyal mesafeye sahip Amerika Birleşik Devletleri insanının en kötü pandemi performansı göstermesini bahane edip, yine tıkış tepiş yaşayacağız ta ki bir başka hayvanın ahını alana kadar…
KAYNAKLAR
1. Contini C, Nuzzo MD, Barp N, et al. The novel zoonotic COVID-19 pandemic: An expected global health concern. The Journal of Infection in Developing Countries. 2020;14:254–264.
2. Pelaia C, Tinello C, Vatrella A, et al. Lung under attack by COVID-19-induced cytokine storm: pathogenic mechanisms and therapeutic implications. Ther Adv Respir Dis. 2020;14:1753466620933508.
3. Pradhan M, Chettri A, Maheshwari S. Fear of death in the shadow of COVID-19: The mediating role of perceived stress in the relationship between neuroticism and death anxiety. Death Stud. 2020;1–5.
4. Lee SA, Jobe MC, Mathis AA, et al. Incremental validity of coronaphobia: Coronavirus anxiety explains depression, generalized anxiety, and death anxiety. J Anxiety Disord. 2020;74:102268.
5. Worldometer – real time world statistics [Internet]. Worldometer. [cited 2021]. Available from: http://www.worldometers.info/