Bu konudaki çabalarımı, harcadığım zamanı, bunların sonucunda uğradığım hayal kırıklığını anlattıktan sonra siz değerli okurlara bu soruyu yöneltsem daha doğru olurdu. Soruyu bana sormuş olsaydınız yanıtım yaşadıklarıma ve deneyimlerime dayanarak kesinlikle “hayır” olurdu. Düzelme umudu ise hiç yok. Çünkü kimse ilgilenmiyor ve konuşmamanız için psikolojik şiddete başvuruluyor. İfade özgürlüğünüz de elinizden alınıyor.
Covid ’den korunma kuralları
Yarının neler getireceği bilinmeyen günler yaşamaktayız. Ama bilinen o ki bazı illerde yoğun bakım hasta sayısı artmakta ve bulaş hala can almaya devam etmektedir. Kayıp sayısı ne olursa olsun, öksüz ya da yetim kalan çocuklar, anneler ve babalar ölümlerden etkilenenlerin sayısını artırmaktadır. Yazılı basında özellikle de televizyonda sık sık hastalıktan korunmak için sırasıyla maske, mesafe ve temizlikten söz ediliyor ve bunlara uyulması zorunluluğu tekrarlanıyor. Bu kuralları ihlal edenlere bazı uyarılarda bulunuluyor. Bu konudaki emirler Sağlık Bakanlığı’ndan kaynaklanıyor. Kuralların takibi ise il ve ilçelerde bakanlığa bağlı sağlık müdürlükleri tarafından yürütülüyor.
Kurallara uyma konusunda ihmaller
Ülke genelinde kurallara tam anlamıyla uyulmadığı bilinmektedir. Kuralların hiç dikkate alınmadığı kurumlardan biri de hastalıklara son derecede duyarlı ve özenle korunması gereken yaşlıların barındırıldığı bir huzurevidir. Yaşlılar için böyle bir yerde bulunmanın evde bulunmaktan daha güvenli olacağı düşünülebilir. Çünkü kurumda yapılan her türlü işlem ve hizmetler; kurum müdürünün sorumluluğu altında çalışan ekipler tarafından hastalıklardan korunmak üzere planlanır ve yürütülür. Bu konuda sağlık ünitesi sorumlu hekimi, hemşire ve çalışanlara önemli görevler düşmektedir. Korunma kurallarının izlenmesi ve kuralı bozanlara gerekli uyarılarda bulunulması ve diğer çalışanların; müdürleri aracılığı ile yönlendirilmesi ve denetiminin sağlanması da yine sağlık ünitesi sorumlu hekimine aittir. Doğal olarak maske, mesafe ve temizlik kurallarına uyulmaması halinde gerekli yaptırımların devreye sokulması kurum müdürü tarafından sağlanır. En önemlisi de kurum müdürü, konumu ne olursa olsun maske takmayı reddedenleri, sadece uyarmak değil maske takmasını sağlamakla yükümlüdür. Yönetici bu sorumluluğu huzurevinde yaşayan tüm yaşlılar adına taşır. Bu nedenle, konuya ilişkin yetkiyi de kullanmak zorundadır.
Bu huzurevinde çoğu görevli ve yaşlı, sanki bu kuruma covid hiç uğramamış gibi davranmakta, bunun en korkutucu tarafı ise müdür ve sorumlu hekim tarafından olanların görmezden gelinmesidir. Kurum içinde maskesiz dolaşan, birbirine yakın mesafede oturan ve temizliğe özen göstermeyen yaşlı ve görevliler; sorumlu yönetici, sorumlu hekim, hemşireler ve yardımcı personel tarafından uyarılmamaktadır.
Bazı yaşlılara ise burada açıklanması doğru olmayan bazı nedenlerle ayrıcalık tanındığı ve onları hiçbir konuda uyarılmadığı bilinmektedir. Müdür ve hekimin onlara hak gördüğü bu dokunulmazlık ayrıcalığı özellikle kurallar ilişkisinde diğer yaşlıları risk altında bırakmaktadır. Bu görevliler huzurevinde yaşayan yaşlılara karşı sorumluluklarını neredeyse unutmuş gibi davranmaktadırlar.
Yönetici, sorumlu hekim, hemşire ve yardımcı sağlık çalışanları
Çalışma saatlerinde sorumlu hekim, hemşireler paramedik ve sağlık çalışanlarının yaşlılarla ve hastalarla ilgilenmeleri gereken saatlerde maskesiz ve küçük bir odada (beş altı kişi) sıkışık vaziyette oturmaları dikkat çekmektedir. Hemşirelerden sorumlu kişi (hemşire olmadığı halde kendisini hemşire olarak tanıtan bir paramedik) bir yaşlının talebini “müsait zamanım olunca gelirim” diye geçiştirmektedir. Bu kişi zamanında tansiyon almayan ve hastadaydım dediği halde ayni grupla boş vakit geçiren, sohbetlere dalan hemşireyi uyarmayan aynı kişidir. Yani profesyonel ilişkiler yok olmuş ve ast-üst ilişkileri ortadan kalkmıştır.
En vahimi de maskesiz dolaşmayı alışkanlık haline getiren sorumlu hekimin maskesiz ve bütün gün hasta odalarında da giydiği, giysileriyle mutfağa girdiği görülmektedir. Hekimin yemeklerin üstüne konuşması bu aymazlığının yalnız yaşlılar değil mutfaktan yemek yiyen tüm görevliler için de tehlikeli olacağını düşünemediğini ya da umursamadığını göstermektedir. Yöneticinin kendisini uyarmaması ise onun bu tavırlarını pekiştirdiği gibi diğer çalışanlara kötü örnek olmaktadır.
Bu görev ihmali, yaşlıyı yok sayan tavırlar, yaşlıya söz verilen ve üst kurum başkanı ve yaşlı arasında imzalanan sözleşme ile güvence altına alındığı zannedilen ücreti peşinen ödenmiş olan hizmetler hiç verilmemektedir. Yine sözleşmede adı geçen huzur ayni görevliler tarafından huzursuzluğa ve saygı saygısızlığa dönüşmektedir. Hekimin yaşlıyı tahrik, tahkir hakaret çabalarının yaşlı üzerinde etkilerini görmekten bir doyum sağladığı ve orada bulunan tüm personelin bunları olağan bir durummuş gibi izlemesi de ayrıca üzerinde durulması gereken bir konudur. Bu hekim ve görevliler huzurevinin bağlı bulunduğu kurumun saygınlığına halel getirdiklerinin farkında oldukları halde bu tavrı sürdürmektedirler. Bu hekim ve görevliler huzurevinin bağlı bulunduğu kurumun saygınlığına halel getirdiklerinin farkında oldukları halde bu tavırları sürdürmektedirler. Aslında bu konuda söylenecek ve söylendiği halde hiçbir zaman ciddiye alınmayan o kadar çok şey var ki…
Sağlık Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı’na başvuru
Huzurevinde ve bağlı olduğu başkanlıkta hiç kimse olanlarla ilgilenmeyince dışarıdan yardım istenilmesine karar verildi. Önce ülke sağlığından sorumlu Sağlık Bakanlığı’nın Covid ile ilgili yayınladığı kuralların takipçisi olan Kadıköy İlçe Sağlık Müdürlüğü arandı ve bir hekime durum anlatıldı. Hekim dikkat ve ilgi ile dinlediği başvuruyu ihbar olarak ele aldı. Ancak müdürlüğün bu konuda hareket edebilmesi için kendilerini Sağlık Bakanlığı’nın yetkilendirmesi gerektiğini söyledi. Bunun üzerine bakanlıkla şikâyet formu aracılığı ile iletişime geçildi. Bakanlık Sağlık Müdürlüğü ya da 155’i aramamı öngördü. Bunun üzerine 155 arandı ekip gönderileceği söylenildi. Ancak görevlendirilen ekipten bir polis memuru iç mekanlara müdahale yetkilerinin olmadığını söyledi.
Özet olarak hem kendi sağlığını koruma hakkını kullanma hem de bir vatandaş olarak ilgilileri haberdar etme çabaları böyle sonuçlandı. Bu nedenlerle de şu anda yukarıda anılan durumla hiç ilgilenen de yok.
Yazılanlar kişisel bir sorun ya da bu köşenin ağlama duvarı gibi kullanılmış olduğunu düşündürebilir. Ancak bu herkesi ilgilendiren bir sorun olduğu için yazının amacı içinde bulunulan riskli durumun canlı örneklerle yansıtılmasıdır.
3.364
önceki yazı
2 yorum
Başta sona doğru bir yazı, ilgili kişi/kurum ve yöneticilere ulaşması dileği ile . Toplu taşımalarda da durum çok vahim, esas bulaş oralarda oluyor.
Elinize sağlık
Esas sorun ilgilenen kimse olmaması. Burada insan yok sayılıyor. Yaşlılar kameralardan korkarak hiç konuşmuyorlar. Konuşanlara yapılan muameleden dolayı çalışanın yanında yer alıyorlar. Burada görme , duyma, konuşma telkini hakim. Demek ki burası en baştan bu felsefeyle kurulmuş. Hekim hakkında her şey üstteki her kes tarafından bilindiği halde hekim üyeye karşı korunuyor. Yaşlı ile konuşmasını engellemek için bir paramediği oturduğu yerden çekerek kaldırdı ve odadan çıkardı. Bir yardımcı kadın çalışanı ise ise arkasından iterek odaya soktu. Bunlar şiddettir. Ancak bu durumlara sağlık ünitesinde çok rastlanıyor olmalı ki çalışanlar tepkisiz kalıyor. Yüzünde ürkülecek bir ifade ile bana bir adım mesafe kalıncaya kadar defalarca geliyor. Bu arada ben melekim, çok meşhurum, her kes benden imza istiyor gibi şeyler söylüyor.
Yaşlıya yapılanlar psikolojik şiddettir. Bunları çalışanların önünde söylüyor ve yapıyor. Biliyor ki biraz önce yaşlı hakkında konuşan ve yaşlı paramedikle konuşurken kapı dinleyip içeriye hekimle birlikte laf yetiştiren çalışanlardan hiç birinden laf çıkmaz.
Özetle burası güvenilmez ve tehlikeli bir yer.