Toplumsal gelişme ve kalkınmada akademisyenin rolü ve katkısı her zaman vazgeçilmez bir unsurdur. Akademinin ve akademisyenlerin yetkinliği toplumsal gelişmenin esas belirleyicisidir. Akademisyen toplumu için bir dinamo görevi üstlenmelidir. Bunu gerçekleştirecek bir akademisyenin sahip olması gereken temel özellikleri neler olmalıdır? Bu sorunun cevabı 3Ç ekseninde verilebilir. Çözüm odaklı, çalışkan ve çağdaş akademisyenler…
Tarih boyunca insanlığın ilerlemesine katkı sunan akademisyenler söylenilmeyeni söyleyen, görülmeyeni gören, düşünülmeyeni düşünen, yapılmayanı yapan, aklın ve bilimin kılavuzluğunda ilerleyen, vizyon sahibi, etik, sorgulayıcı, dogmalardan sıyrılan, biat etmeyerek çoğu zaman bedel ödeyen ve gerçek değerleri yaşadıkları zaman diliminin çok sonrasında anlaşılan kişilerdir. Çağının ötesine geçebilme ve evrensellik ilkeleri bir akademisyen için olmazsa olmazdır. Akademisyen günü kurtaran ve sorunlara palyatif çözümler bulmak yerine, soruna neşter vuran ve köklü çözümler üreten bir kişi olmalıdır. Akademisyen evrensel olma, çağının ötesinde düşünebilme niteliklerini kendinde barındırma ve entelektüel bir bakış açısına sahip olmakla yükümlüdür.
Akademisyenlik sadece akademinin duvarları arasına sıkıştırılamayacak kadar geniş bir kavramdır. Akademisyenin tek sorumluluğu amfide birtakım teknik veya mesleki bilgileri aktarmak değildir. Akademisyen yaşamın her alanında ve anında içinde yaşadığı topluma örnek ve lider olmak zorunluluğundadır. Akademisyen toplumun kılavuz kaptanıdır. Akademisyen hem yerel hem de enternasyonal olmak zorundadır. Kendi toplumunun sorunlarına yönelirken, evrensel olarak da insanlığın gelişimine katkı sunmalıdır. Kendi toplumunun sorunlarıyla boğuşurken evrensel dünyadan kopmamalı, evrensel dünyanın bir parçası olacağım derken de kendi toplumunun gerçeklerinden uzaklaşmamalıdır. Akademisyen aslında bir rol model olduğunu unutmamalıdır. Akademisyen aynı zamanda bir bilge adamdır. Akademisyen üretmeli, okumalı, bildiğini paylaşmalı, kendini sürekli yenilemelidir. Akademisyen kalıplara sığmamalı, zorluklara boyun eğmemeli, doğru bildiğini söylemekten çekinmemeli, omurgalı olmalıdır. Akademisyen görevini yerine getirirken her türlü siyasi, etnik, dini ve ideolojik etkiden sıyrılmalıdır. Akademisyenler liyakat sahibi olmalı, akademik faaliyet ve çalışmaları doğrultusunda yükseltilmelidir.
Akademisyenin evrensel olmasında olmazsa olmaz şartlardan birisi yabancı dil bilgisinin üst düzeyde olmasıdır. Uluslararası literatürü takip edilmek ve hakim olabilmek için her akademisyen yabancı dil bilgisini geliştirmelidir. Akademik seçme ve yükseltme kriterlerinde akademisyenler için yabancı dil seviyesi uluslararası standartlara uygun olarak ölçülmeli ve belirlenmelidir. Her akademisyen uluslararası sempozyum veya kongrelerde sunum ve temsil kabiliyetine sahip olmalıdır. Akademisyen için yayın yapmak sadece doçentlik veya profesörlük gibi unvanlara sahip olmak için yapılması gereken bir zorunluluk olmaktan ziyade akademisyenliğin getirmiş olduğu bir sorumluluğun neticesi olmalıdır. Akademisyen taşıdığı unvanın hakkını vermelidir. Akademik unvanlar akademisyenin kişisel menfaatleri veya kazanımlarını arttırmak yerine akademinin ve toplumun yararına kullanılmalıdır. Akademisyen yükseldikçe toplumdan ve onun sorunlarından uzaklaşmamalıdır. Bilakis, akademisyen mevcut bilgi ve deneyimlerini toplumsal yarar doğrultusunda kullanmalı, sosyal sorumluluk projelerinin bir parçası olmalıdır.
Bir toplumun gücü akademisinin gücüne, akademinin gücü de akademisyenlerinin taşıdıkları niteliklerine bağlıdır. Ülkemiz için de nitelikli akademisyenlerin artması ve hak ettikleri değeri görmeleri dileğiyle…