Sayın Cumhurbaşkanı, “Doktorlar az para aldıkları için ayrılıyorlarmış, varsın gidiyorlarsa gitsinler. Buralar boş kalmayacak. Doktorluk gibi bir mesleği sadece paraya dayamak insani değildir.” dedi. Cumhurbaşkanı, Külliye Sergi Salonu’nda düzenlenen Kadın Muhtarlarla Buluşma programına katıldı. Son zamanlarda “Hastanelerde şöyle oluyor, böyle oluyor vesaire.” şeklinde söylentiler çıktığını aktaran Erdoğan, hatalarının olabileceğini belirtti. Şehir hastaneleri, eğitim araştırma hastanelerinin kendi iktidarları döneminde yapıldığını kaydeden Erdoğan, ülkede hastanesi olmayan il ya da ilçe bulunmadığını ifade etti.
“Efendim işte doktorlar az para aldıkları için ayrılıyorlar. Değerli kardeşlerim, samimi konuşuyorum, dost acı söyler ama gerçeği söyler. Bu hastaneleri inşa eden biziz. Bu doktorları okutan, yetiştiren bu devlet değil mi? Soruyorum, bu devlet değil mi? Bu devlet sizi okuttu, yetiştirdi. Maliyeti en yüksek olan da hangi birimdir? Sağlıktır. Ama şimdi ‘efendim işte az para veriyormuş.’ Sordum, en az alan ne alıyordur? 8 bin-9 bin. En yüksek alan ne alıyordur? İşte 25 bin civarında alıyordur. Buna rağmen özel sektör çok daha büyük paralar verdiği için oralara kaçıp gidiyorlarmış. Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam ederiz, bunlarla beraber bu yola devam ederiz. Doktorluk gibi aziz bir mesleği sadece paraya bina etmek insani değil”
Bu konuda daha da ileri gittiğini belirten Erdoğan, “Gerekirse yurt dışından ülkemize dönmek isteyenleri süratle buraya davet eder ve onları da ülkemizde istihdam ederiz. Buralar boş kalmaz, merak etmeyin. Ve şu anda asistan doktorlarımızla biz bu yola devam ederiz. Çünkü buralar boş kalmayacak. Ne gerekiyorsa bunu yapacağız. Doktorluk gibi aziz bir mesleği sadece paraya bina etmek, paraya onu dayamak herhalde pek de insani değildir.” diye konuştu. (Medimagazin).
Yazıya, pek çok meslektaşım yorum göndermiş. Ortada doktorların ciddi sorunların olduğu besbelli iken, olayın sadece parasal yönüne değinilmiş olması esef verici.. Bu bana yıllar öncesinde devlet hastanesinden istifa ettiğimde bana başhekimin ‘buralar boş kalmaz, sen gidersin bir başkası gelir’ dediğini anımsattı. Giden gider, buralar boş kalmaz deniliyor. Doğrudur,‘aslan yatağı boş kalmaz’ derler. Hiç bir kadro, hiç bir makam asla boş kalmaz, hatta en üst makamlar bile.
Evet başka meslekler gibi, doktorları da bu devlet okuttu, yetiştirdi, Onlar da yıllarca mecburi hizmette çalışarak bu borcu fazlasıyla ödüyorlar. Başka mesleklerde mecburi hizmet uygulaması var mı?
Hergün doktorlara ve diger sağlıkçılara olan saldırılar, her nedense hep gözardı edilip, olaylara basit adli vaka gözüyle bakılıyor. Kaç doktor kaç hemşire darp edildi, hatta katledildi, hakime, savcıya, kaymakam ya da valiye saldıranı hiç duydunuz mu.
Hem en kötü koşullarda çalışıp, türlü hastalık ve infeksiyonla, hatta Covidle dip dibe çalışacaksınız, beş dakikada bir muayene yapmanız emredecek, geceleri icap çağrılarına ve nöbetlere gideceksiniz, hem çok az kazanacaksınız, hem de saldırıya uğrayacaksınız. İşte bu adil değil. Gelişmiş ülkelere gidenler, hiç geri dönerler mi, çok şüpheli. Duydunuz mu, dışarıdan doktor getirilecekmiş. Oldu, şimdi olduğu gibi, onlar da Afganistan, Suriye ya da Irak’tan kaçanlar olur.
Olay sadece sayılarla ölçülüyor. Sende kaç doktor var, bende şu kadar. Arkadan gelen yeni mezun ve asistanlarla idere edermişiz, İyi de, onlara da saldırılar olursa, onlar da giderse ne olacak. Hastanelerde, sağlık merkezlerinde, iyi yetişmiş, kaliteli doktorların olmadıktan, halka kaliteli sağlık hizmeti veremedikten sonra, ne kıymeti kalır her tarafı granit mermerlerle döşeli lüks hastanelerin. Gün gelir onlarında camlarını kırarlar. Aslında Şehir hastaneleri, köprüler, şimdiden bütçeyi darmadağın ediyorlar. Tıpkı Muzaffer İzgü’nün ‘Orta direği yıkan Ayı’ kitabında yazdıkları gibi.
Neşteri vurup cerahati boşaltmadıktan sonra, sorunu pansumanla geçiştirmek, böyle bir şey olsa gerek. Hep yazıyorum, hastaları lüks mermerler tedavi etmiyor, o küçümsedikleri sağlıkçılar tedavi ediyor.
4 yorum
Sevgili hocam içerlemiş gibisiniz
Sevgili Haldun konunun ben çok dışında bir şey söylemek istiyorum çünkü olayın para olmadığını biliyorum.Bu Mermer işinde iki tip mermer var galiba doğru veya yanlış daha iyisini bilenler izah edebilirler Çin mermeri denen volkanik tozun kimyasallarla birleştirilip sıkıştırıldığı mermer ķi mutfak larda ucuz olduğu için kullanılıyor kimyasal ve radyasyon yayılımı varmı bu inceleniyormu.Aynı şekilde gerçek mermerde radyasyon yayılımı varmı. Kafama takılan budur.Saygilarimla
mithatfeyiz@gmail.com
Bir eski siyasimiz de askerler için ‘,” ben polisle de idare ederim “de misti.bu kişiler kısır döngüler içinde olup sadece kendini dusunurler.
Saygıdeğer hocam,
Bir hekimin nasıl yetiştiğini bilmek için bir hekim yetiştirmek gerek. Tıp Fakültesi öğrencileri komite sınavının ertesi gün diğer komiteye çalışmaya başlar, bir gün ara verseler konular yetiştirilemez. Her sınav dönemi yaşanılan stres ömürlerinden bir parçayı götürür. Yıllar okumakla geçerken hayat kaçar gider avuçlarının arasından. Altı yıl Tıp Fakültesi, ardından 4-5 yıl asistanlık süreci derken 22 yıl eğitimle geçer. Tam uzman olup rahata ereceğini düşünürken, cerrahi branşı seçmişse nöbetler bir ömür boyu devam eder. Bir kanun yoktur, nöbet sayısı azalmaz, 1 yıllık hekimde aynı sayıda nöbet tutar, 20 yıllık hekimde. Bir noktadan sonra alınan ücret de tatmin edici değilse hayat çekilmez olur, meslekten soğuma başlar. Bu kısır döngü devam ederken hekimler yeni formüller bulmaya çalışır. Yurt dışına gitmek, meslek değiştirmek, farklı bir bölüm okumak gibi… Bazen hiçbir formül işe yaramaz, hayatına son verenler olur. Çalışan herkes yaptığı işin karşılığını almalıdır. Yurt dışında hekimlere verilen ücretin maalesef ancak üçte biri kadarı ülkemizde hekimlere verilmektedir. Bu ülkede herkes ücret karşılığında mesleğini yapmaktadır. Bir avukat davalara bakarken ücret almıyor mu? Poliklinik kapısından bir şey danışmak için giren hasta sayısı çoktur, danışanların hepsine ücretsiz cevap verilmektedir. Oysa bir avukata bir şey danışmak, bir dilekçe yazdırmak dahi ücretlidir. Basit bir proje çizdirmek istediğinizde mühendisler ücret almıyor mu? Bir ayakkabı tamircisi ayakkabının kopan kısmını ücretsiz mi yapıştırıyor? Mobilyacı koltukları ücret almadan mı evimize getiriyor. Bizim meslekte zaman kavramı yoktur. Ameliyatı yaparsınız, gün gelir sabaha kadar hastanın başında beklersiniz, bir hastaya on defa vizit yaparsınız, hafta sonu demeden sabah uykunuzdan ödün verip kanayan hastaya koşarsınız, bunlar zaten ücret olarak karşılığı verilemeyecek hizmetlerdir. Yaşamlarının üçte birini eğitim alarak geçiren hekimlerin hak ettiği maddi ve manevi haklar verilmeli, en kısa zamanda gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Hekimlerin mutlu, güvenli ve severek çalıştığı ortamlar sağlanmalıdır. Unutulmamalıdır ki, alanında kıdemli bir uzman hekim kolay yetişmiyor. Bu ülkenin kendi yetiştirdiği, güvenilir hekimlere ihtiyacı vardır, hekimlerin ülkemizden gitmemesi için çözüm yolları üretilmelidir.
Kaleminize sağlık…