Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi uygulamaya koyunca, sonuç itibari ile bundan böyle yapılacak icraatların önündeki engellerin kısmen kalktığını bir vesileyle cumhurbaşkanına yazmıştım.
Ancak bu sistemde her türlü yetkinin bir insanda olması da sakıncalı bir yöndür. Çünkü insan hatadan hali değil yanlış da yapabilir hatalar da yapabilir. Bunu düzeltmek için de bir istişare kurulu olmalıdır. İstişare kurulu ehliyetli kişilerden meydana gelmelidir. Yani işi anlamayan birisinin istişare kurulunda olması bir mana ifade etmez.
Onun için her konuda bir insanın ehil olması fikir beyan etmesi kolay değildir. Öyleyse sonuç alabilmek için bu kurulda Türkiye’nin siyasi içtimai iktisadi ve bilimsel alanlarda tecrübeli olan kişiler yer almalıdır. Bu yeter mi elbette yetmez, burada yer alan kişilerin Türkiye’yi temsil etmesi gerekir.
Yâni bu Yüksek İstişare Kurulu’nun Türkiye’nin her yöresinde ve Türkiye’nin yapısını ve meselelerini bilen, yöreye göre yaklaşımının nasıl olması da gerektiği noktasında fikri olan kişilerden meydana gelmesi lazımdır.
Bu istişare, meşveret, danışmanlar kurulu veya artık ne isim verirseniz bu kurulda bulunan kişilerin korkmadan çekinmeden bildiği doğruları rahatlıkla ifade edebilir, yetenekli kişiler olması gerekir.
Bu kurulda olan kişiler maddi beklentileri olmamalı, çıkar peşinde olmamalı, ülke menfaatlerini her şeyin üzerinde tutmalı, bu konuları da çok rahat bir şekilde ifade edebilen kişilerden meydana gelmelidir.
Her fikre baş sallayan, dalkavukluk yapan, sebep olacak zararları bildiği halde her görüşe baş sallayan ve doğruyu bile bile söylemeyen kişilerden meydana gelmemelidir.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin o zaman daha az hata yapacağı ve başarılarının daha yüksek olacağı inancını taşımış ve bunu kaleme alarak bir vesileyle Cumhurbaşkanlığına iletmeye çalışmıştım.
Aradan yıllar geçti sayın Cumhurbaşkanımızın yüksek istişare kurulu diye bir oluşumun ihdas edildiğinin haberini aldım. Doğrusu çok memnun oldum ve dedim ki; Allaha şükür bundan böyle Sayın Cumhurbaşkanımızın yapacağı icraatta yanlışlar olursa müdahale edecek bir kurul teşekkür etmiş oldu.
Ondan birkaç gün sonra Sayın Cumhurbaşkanımız, Yüksek İstişare Kurulu’nu, geçmişte Meclis Başkanlığı yapan kişilerden teşekkür ettirdi. Böyle bir yolu takip etmesinde insan şöyle düşünüyor:
Sayın Cumhurbaşkanımız Meclis Başkanlığı yapanların dışında fikir beyan edenlerin fikirlerinin kayda değer olmayacağı, onun için hiç olmazsa bürokraside üst seviyede görev almış olanların tecrübelerine istinaden fikirlerinin nazar-ı itibare alınabileceği düşüncesiyle böyle bir tasarrufta bulunabileceği akla geliyor.
Ancak bu müddet içerisinde bu Yüksek İstişare Kurulu üyelerine bir de ücret takdir edince, tekrar CİMER yoluyla Zat-ı Alilerinden talepte bulundum.
Dedim ki; Sayın Cumhurbaşkanım Yüksek İstişare Kurulu üyelerinin sizinle maddi bir bağı olmasın. Aksi takdirde madde doğruları söylemekten imtina ettirir. Onun için Liveçlillah, Allah rızası için bu görevi yapmalılar.
Bir de bunlar Türkiye’yi temsil etmeliler, temsiliyet nasıl olmalı siz tecrübe sahibisiniz… Türkiye’yi bunca süre siyasi yönetiminizde gezmişsiniz. Ülke hangi kesimlerden meydana geliyor, hangi topluluklardan meydana geliyor, hangi mesleklerden meydana geliyor, yerine göre hangi cemaatlerden, tarikatlardan meydana geliyor vb. Akla gelecek birçok faktörü göz önünde bulundurarak öyle bir kurul teşekkür ettirmelisiniz ki; buraya gelecek olan her problem, fikir ve düşünce cevabını bulsun.
Meclis Başkanlığı bir seviyedir ve olaylara kendi seviyesinden bakar. Bizim gecekondu bölgelerimize kadar nasıl inebilsin. Hele Milletvekillerinin ön seçimle belirlenmediği durumlarda, ülkemizin farklı kesimlerini nereden bilsinler. Adayın memleketi başka yer, kendi başka yerde ikamet ediyor ve oradan nüfusa bağlı olduğu şehrin milletvekili oluyor. Şehri hakkında istişarede doğru görüşü nasıl beyan edebilir.
Diğer taraftan Meclis Başkanı akademisyense sivil toplum örgütlerini bilmez. Sivil toplum örgütündense üniversiteyi bilmez. Şayet siyaset alanında ise teknik ve sosyal alanları anlamaz, eğer sosyal alanda ise dini alanları anlamaz vb.
Artık Türkiye’nin yapısında oluşan neler varsa, ne meydana getiriyorsa, akla gelenlerin hepsini dikkate alarak bu istişare kurulunu oluşturmak gerekir.
Şu anda eğitim üzerine yazılar yazmak istiyorum özellikle Millî Eğitim Bakanlığı’nın da müfredat programında okutulan kitapları yeni hazırlaması ve bu hususta görüşlere açık olduğunu beyan etmesi, benim bu talebimin işlerliğini halen koruduğunu ve bu hususta yeniden bir yapılanmanın önemli olduğunu savunmama sebep olmaktadır.
2 yorum
Abi Allah razı olsun güzel fikirler beyanı etmişsiniz inşallah kabul görür.
Teşekkür ederim kardeşim, bizim vazifemiz bildiğimiz doğruları söylemek, sağlıklı günler diliyorum.