Yazıma Cumhuriyetimizin mimarı, önderimiz Atatürk ve onun düşüncelerini, ilkelerini benimseyen, destekleyen tüm kahramanlarımızı saygı ve şükranla anarak başlamak istiyorum Çünkü; Anadolu’nun bir dağ köyünde doğmuş, büyümüş, okumuş bir yörük kızı olarak ve hemşire profesör olarak Cumhuriyetimizin 100.yılında bu makaleyi önderimiz Atatürk ve kurduğu Cumhuriyet sayesinde yazabiliyorum…
Savaşlar ve yaralı askerlerin bakım gereksinimi, gönüllülerle başlayan bakımın kurslarla kurumsallaşmasını sağlamış ve eğitime dayalı hemşireliğin önünü açmıştır. Hastabakıcılık kurslarını takiben eğitime dayalı ve başlangıçta kadın mesleği olan hemşirelik; laik, özgürlükçü ve kadına değer veren Türkiye Cumhuriyeti ile doğmuştur. Kısacası hemşirelik, Cumhuriyetimizle yaşıttır.
Cumhuriyet arifesinde yaralı askerlerin bakımında görev alan gönüllü bakıcılar ve milli mücadelede Hilal-i Ahmer Hanımlar merkezinde Dr. Besim Ömer Paşa’nın çabaları ile açılan bakım kurslarına katılarak hastabakıcı belgesi alıp cepheye koşan Kerim Salahor, Safiye Hüseyin Elbi ve Münire İsmail ilk hastabakıcılardır. Cumhuriyet kadınları arasında sayabileceğimiz Fatma Aliye Hanım,Halide Edip Adıvar ve Fatma Seher Hanım (Kara Fatma)ve Balkan Savaşı sırasında Hilal-i Ahmer Cemiyetinde gönüllü hastabakıcılık yapmış olan şair İhsan Raif Hanım, Hilal-i Ahmer Cemiyeti Hanımlar Merkezinin kurucuları arasında olan , Çanakkale Savaşı’nda gönüllü olarak Reşit paşa Hastane Gemisi’nde baş hastabakıcı olarak görev yapmış olan ve Florence Nightingale’den madalya alan Safiye Hüseyin Elbi, ilk Türk kadın kahramanları ve hastabakıcıları olarak tarihte yerini almıştır. Osmanlı’nın geleneksel yaşamında haremlik, selamlık tabusunu yıkarak kadının evin dışında sosyal yaşamda görünür olmasını sağlayan bu cesur hemcinslerimi saygı ve şükranla anıyorum (4,5,6,7,8).
Kadının sosyal yaşamda kurumsal olarak varoluşları EBElerle olmuştur; 1843 yılında Tıbbiye’ye bağlı “Ebe Okulu” İstanbul’da kurulmuş, Kuşkusuz bu dönemlerde kadınlar tarafından verilen hasta hizmetleri bugünkü anlamda “hemşirelik” olarak değerlendirilemez ancak, bu gelişmeler “hemşirelik kurumu” için bir gereksinimin gelişme süreci olarak değerlendirilmelidir.
Hemşireliğe dair ilk kitap 1912 yılında Kenan Tevfik ve Refik Münir tarafından ”hastabakıcılık” adıyla yazılmıştır. Hastabakıcılıkta diğer eser Asaf Osman Sadık Paşa’nın kızı Fatma Zeliha tarafından Fransızcadan Türkçe ’ye çevrilmiştir ve Fatma Zeliha’nın kitabındaki ”Anatomi okumuş, bilimsel usulde sağlık bilgisi öğrenmiş hastabakıcısı olmayan bir tabibin çalışması sonuçsuz kalacaktır. Hastabakıcılık tababetin icra elidir” önsözü , bu günkü modern hemşireliği işaret etmektedir (4,5, 6).
Rochefeller Vakfı Uluslararası Sağlık Bölümü’nün Küçük Asya Bölgesi Hemşirelik Danışmanı Margaret Varley, raporunda “Balkan Savaşlarında geleneksel değerlerini çiğneme pahasına gönüllü hemşirelik yapan kadınların profesyonel hemşireliğin yollarını açtıklarından” söz eder (4,5,6 ).
Yaralı askerlerin bakımından doğan ve Cumhuriyet’le yaşıt hemşireliğin tarihsel sürecini; hemşireliğin varoluş ve görünürlük süreci, kendini gerçekleştirme ve aşma süreci olarak iki aşamada size özetlemeye çalışacağım:
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında hemşireliğin varoluş ve görünür olma süreci;
Millî Mücadele’nin ve Kurtuluş Savaşı’nın zaferle bitişini takiben, 29 Ekim 1923 günü Cumhuriyet ilân edildi. “Cumhuriyet, düşüncede, bilgide, sağlıkta güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister, ”diyen Atatürk’ün çağdaşlaşma hamleleri, yabancı uluslarca Türk Rönesans’ı olarak adlandırıldı. Türkiye’de kadının birey olarak görünür hale gelmesi ve sosyal yaşama girmesi ,eğitim, sağlık ,temsil, seçme ve seçilme gibi haklarını kullanabilmesi Atatürk önderliğinde gerçekleştirilmiştir. Cumhuriyet, kadını yalnızca evine, eşine, çocuklarına hizmet eden olmaktan çıkarmış, eğitim hakları tanımış; ebe, hemşire, öğretmen ve hekim gibi ilk uğraş alanlarında kadınları görünür kılmıştır.
Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin yorgun, yoksul ve salgın hastalıklarla boğuşan halkı için Türkiye Cumhuriyetini var etme ve ilelebet sürdürme savaşı asıl şimdi başlamıştır. Sağlık alanında verilecek savaşın neferleri ise ebe-hemşireler olacaktır.
Gaziantep Bertiz Bucağı’ndaki sağlık ocağında görevli iken tifodan ölen ve hatıra defterine “Doktor yüzü görmeyen, senenin 6 ayı karlar altında kalan ,dış dünya ile bağlantısı kesilen bu yerde yaşayan bu masum insanlara elimden geldiğince yararlı olmaya çalışıyorum .Çevrede 10 tane tifolu yavru var, onların yüzüne baktıkça kahroluyorum, elimde az miktarda ilaç var, yollar açılıncaya kadar bunlarla idare etmeme imkansız,” diye yazan Ebe Döndü Çomak ,Cumhuriyet’in ilk yıllarının kahraman ve cesur sağlıkçı kadınlarından biridir. Saygı ve şükranla anıyorum (2,1,4,5).
Dr. Besim Ömer (Akalın) Paşa, Uluslararası Kızılhaç Konferansı’nda Selimiye kışlasında yaralı askerlerin bakımında hümanistik ve kanıta dayalı- istatistiksel çalışmalarını kullanarak ölüm oranlarını düşüren ve İngiltere Kraliçesinden onur ödülü alan Florence Nightingale ile tanışır. Nightingale’nin hasta bakımında eğitimin önemini vurgulayan konuşmalarından etkilenir. Böylece 1925 yılında Dr.Besim Ömer Paşa öncülüğünde açılan Kızılay Hemşire Okulu ilk Türk hemşire okulu olarak tarihte yerini almıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında ilkokula dayalı sağlık okulları, daha sonra ortaokula dayalı sağlık kolejleri/liseleri düzeyinde eğitimlerle ülkenin toplum sağlığında ihtiyacı olan ebe-hemşire ve sağlık memurları yetiştirilmeye başlanır. Böylece aşılama, sanitasyon, eğitim çalışmaları yapan , sağlıklı doğumları gerçekleştiren, bakım ve tedavi yapan ebe-hemşire ve sağlık memurlarının sıtma, verem, trahom gibi bulaşıcı hastalıkların eredike edilmesinde ve çocukluk hastalıklarının önlenmesinde ,anne-bebek ölümlerinin azaltılmasında gereklilikleri anlaşılmış ve görünürlükleri artmıştır (1,6,7,8).
1933 yılında THD kurulmuş, hemşireliğin ulusal ve uluslararası kabul gören bu günkü tanımının yolu açılmıştır. Türk Hemşireler Derneği’nin koruyucu(!) Başkanı İsmet İnönü’nün eşi ,Mevhibe İnönü olup desteği takdire şayandır. Derneğin kurucuları ve Cumhuriyet kadınlarımız ‘ Esma Deniz, Fatma Acar, Fatma Bengisu ,Asuman Türer’ hemşireleri ve Derneğimizi ulusal ve uluslararası standartlarda bu güne taşıyan başkanlarını saygı ve şükranla anıyorum.
THD, 1954 yılında, 6283 sayılı Hemşirelik Kanununu çıkarılmasına önderlik etmiştir. Kanun’da hemşirelik; yalnız kadını kapsamakta, mesleğe girişte kadının 25 yaştan gün almamış olması, eğitimin ortaokul düzeyinde 3 yıl olması , eğitimin yalnızca hükümet tarafından açılmış ebe-hem okullarında yapılması ,yalnızca TC vatandaşı kadınların icra etmesi ve tabipler tarafından tavsiye edilen tedavi tedbirlerini uygular gibi o günle uyumlu ,ama bu günün hemşireliği ile çelişen sınırlamalar mevcuttur (7,8).
Cumhuriyet’in ilk yarısında Kızılay Hemşire Okulu’ndan mezun ve aralarında FN HYO , HÜ’si HYO ve Ege Üni HYO’nun kurucularının da olacağı bir grup hemşire, ABD Columbia Üni. Hemşirelik Fakültesi’ne eğitime gönderildiler. Yurt dışı önemli hastanelerde ve okullarda bilgi ve deneyimleri arttıran bu hemşireler, Ülkemizde hemşirelik eğitimi ve hizmetlerinin geliştirilmesinde önemli görevler aldılar. Fatma Acar, Hayriye Ece, Fatma Bengisu ,Asuman Türer, Rüchan Tüzün, Emel Berkay, Fahrünisa Seden, Esma Deniz, Perihan Velioğlu, Eren Kum, İnci Erefe, Leman Birol Hocalarımıza saygı ve şükranlarımı sunuyorum (6).
Türkiye’de sağlık hakkının anayasal güvenceye kavuşması 1961 Anayasası ile gerçekleşmiştir. Sağlık Ocağı’ ile simgeleşmiş 224 Sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesine İlişkin Yasa ile getirilen ve çağdaş sağlık hizmetlerinin sunulması için açılan sağlık evi, sağlık ocağı, ana-çocuk sağlığı alanlarında ebe-hemşire mezunu hemşirelere gereksinim artmıştır. Bu yıllarda 2. Basamak Sağlık Hizmetleri’nde hemşire açığını kapamak için hastanelere bağlı hemşirelik okulları açılmaya başlamıştır. Böylece hemşirelik;sağlığın korunması,geliştirilmesi ,hastalık halinde tedavi,bakım ve rehabilitasyonunda sağlık ekibinin önemli bir üyesi olarak eğitim ve hizmette yerini almış, görünürlüğü artmıştır (1,2,6).
Yarım asırlık Cumhuriyet ve Hemşireliğin Kendini Gerçekleştirme Süreci;
1981’de 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile 4 yıllık yüksekokulu mezunu hemşireler, lisansüstü eğitimle master ve doktora dereceleri almaya başlamışlardır. Böylece hemşirelik bilgi depolamaktan bilgi üretmeye geçerek kendini gerçekleştirmeye başlamıştır. Hemşirelik alanında araştırmalar ve tezler üretmişler, ulusal ve uluslararası kongreler düzenlemişler, hemşirelik alanında uluslararası kriterlere uygun basılan kitap ve dergi sayısı artmıştır. Aynı yıllarda Üniversite Hastanelerinde hemşirelik hizmetleri müdürlükleri kurulmuştur (2,6,7,8).
1982 yılında Muvazzaf Askeri Yüksek Hemşire yetiştirmek için Gülhane Askeri Tıp Akademisi(GATA) Hemşirelik Yüksekokulu açılmıştır. 2001 yılında son subay yüksek hemşire mezunlarını vermiştir. Bu süre içerisinde Türkiye Cumhuriyeti’nde 320 Subay Hemşiremiz olmuştur. Cumhuriyet kadınını temsil eden subaylarımıza selam ve saygılar (6,8).
Asırlık Cumhuriyetin son çeyreğinde;
2003 yılında ‘Sağlık Reformları’ adıyla ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP) doğrultusunda aile hekimliği modeline geçilmiştir. Halk sağlığı hemşireliği yerini “aile sağlığı elemanı “olarak değiştirilmiştir (1,2).
2007 tarihli 26510 sayılı Değişen Hemşirelik Kanunu ile hemşirelik mesleği, ICN temasına uygun standartlara getirilmiştir. Bu değişen kanunla; cinsiyetçi yaklaşım, yaş ve Türk kadınları sınırlaması kaldırılmış, Lisans ve Lisansüstü eğitim ve hemşirelikte görev tanımları yapılmış ve hemşirelikte uzmanlık getirilmiştir(6,8).
2008 tarihli 26775 sayılı yönetmelikle İle doktorluk, Hemşirelik, Ebelik, Diş Hekimliği, Veterinerlik, Eczacılık Ve Mimarlık Eğitim Programlarının Asgari Eğitim Koşullarının Belirlenmesine Dair Yönetmelikle bu mesleklere sahip kişilerin mesleki yeterliliklerinin Avrupa Birliği normlarına uyumlandırılması hedeflenmiştir (2).
2008 yılında Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP) ile birinci basamak dışında ikinci ve üçüncü basamak kamu sağlık kuruluşları yan ısıra özel sağlık sektörü desteklenmiş, marka hastanelerin yaratılmasında klinik ve özel dal hemşireliğinde uzmanlığın önemi artmıştır
2010 yılında hemşirelik yüksekokulları fakülte olmaya başlamıştır. İlk olarak İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi kurulmuştur.2023 itibariyle sayıları 18 olan hemşirelik fakültelerinin açılması için özverili girişim ve emeklerinden dolayı FNHYO’nun hocalarına ve o dönemin milletvekili olan hemşire Prof.Dr. Sevim Savaşer’e sesimiz olduğu için teşekkür ederim.
2011 yılında 27910 sayılı Hemşirelik Hizmetleri Yönetmeliği yayınlanmış hemşirelik alanları, görev tanımları belirlenmiştir (6,8).
Türkiye’de ilaç endüstrisi, tedavi edici hekimliğin önemli bir ayağını oluşturmaktadır. Yılda kişi başına ilaç tüketimi, oldukça artmıştır. Bu durum hemşirelerin halkın akılcı ilaç kullanımında bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarında alacakları görevin önemini arttırmıştır.
2012 yılında kurulan İnnovatif Hemşireler Derneği, son 10 yılda hemşirelerin yaklaşık 600’e yakın inovatif fikir geliştirdiğini, bunlardan 150 tanesinin patent aldığını ve çok sayıda bakımı kolaylaştırıcı projelerin de patent belgesi beklediğini ifade etmiştir (3,9).
Cumhuriyetimizin 100. yılına girerken yaşanan salgınlarda, afetlerlerde hemşirelerin sergilediği holistik , hümanistik ve alturistik yaklaşımlarından dolayı DSÖ,ICN ve SB ve en önemlisi halkımız, sağlık hizmetinde hemşirelerin “vazgeçilemezliğini” deklare etmişlerdir.
HEPDAK tarafından 2023 itibariyle 30 lisans programı akredite edilmiştir (10).Türk hemşireler Derneğinin kuruluşundan günümüze kadar hemşirelik ve hemşirelik eğitimi ile ilgili çok sayıda (30 <) dernek kurulmuştur. Bu dernekler, hemşireliği ve hizmetlerini 21 Yy. taşımada ve görünürlüğünün arttırılmasında çok önemli katkılar sağlamaktadır.
YÖK kayıtlarına göre2022-2023 itibariyle 16 hemşirelik fakültesinde 15 658 öğrenci bunların yaklaşık %30’u(5013) erkek öğrencidir. Bu fakültelerde toplamda 690 öğretim elemanı bulunmakta ve yaklaşık % 8’i(26) erkektir. Öğretim elemanlarının; 137 Profesör(5’i erkek),114 Doçent(1’i erkek),206 Dr. Öğretim üyesi(5’i erkek),44 Öğr. Gör. (1’i erkek),189 Arş.gör(14’ü erkek) şeklindedir. Sayıları 7 olan HYO toplamda 1570 öğrenci ve bunların 401 erkek öğrencidir. Sayıları 148 olan SBF’nin toplamda 175486 öğrencisi ve sayıları 13 olan SB YO’nun ise toplamda 7366 öğrencisi vardır.(Bu okulların hemşirelik bölümlerinin öğr.sayılarına ulaşılamamıştır. Fakat toplam sayının çoğunluğunun hemşirelik öğrencileri olduğu düşünülmektedir),(11 ).
Türkiye Cumhuriyeti yüz yaşında ve ülkemizde hemşire sayısı 240613 olup 354 bin kişiye 1 hemşire düşmektedir(8).
Cumhuriyetle yaşıt hemşirelik mesleği, kadının sosyal yaşamda kendini var etme mücadelesindeki sancılı süreçten etkilenmiştir. Ayrıca Dünya ve Ülkemizde yaşanan olaylar nedeniyle tüm alanlarda olduğu gibi hemşireliğin kendini gerçekleştirmesinde zaman zaman duraksamalar ve gerilemelere neden olmuştur. Türkiye’de nicelik, nitelik ve dağılım sorunlarının yanı sıra, sağlık çalışanlarının çalışma ortamları, çalışma koşulları ve çalışma ilişkileri de birçok sorunu barındırmaktadır:
- Koruyucu ve birinci basamak iyileştirici hizmetlerin bütünleşik bir biçimde bir arada sunulduğu ve sağlık hizmetine bütüncül bakan bir anlayışın hizmet birimi olan ‘Sağlık Ocağı’ kapatılarak, yerine ‘Aile Sağlığı Merkezi’ ve ‘Toplum Sağlığı Merkezi’ adıyla iki kurum ortaya çıkarılmış, kişiye ve topluma yönelik sağlık hizmetleri birbirinden ayrılmıştır. Hemşirelikte uzmanlaşma eğitiminde koruyucu ve rehabilite edici hemşirelik alanlarından ziyade klinik hemşirelik alanları ön plana çıkmış; aile sağlığı merkezlerinde ASM elemanı altında istihdamlar görülürken, endüstri hemşireliği, halk sağlığı hemşireliği ve okul sağlığı hemşireliği, göz ardı edilmiştir.
- “Şehir Hastanesi” adı verilen ve sayıları giderek artan kamu hastanelerinde hem sağlık hem de destek hizmetlerinin sunulmasında nitel ve nicel yetersizlikler ortaya çıkmış, sağlık çalışanlarının istihdam ve özlük hakları ile ilgili sorunlar giderek artmıştır.
- Sağlık alanında şiddet özellikle son on yılda ülkemizde daha fazla gündeme gelmeye başlamış, meslektaşlarımızın şiddet nedeniyle yaşamlarını yitirmeleri Cumhuriyetimize yakışmayan sosyal bir yara olup şiddet, 2023 Ruh Sağlığı Eylem Planı’nın en önemli maddesi olarak tarihte yerini almıştır.
Sonuç olarak Cumhuriyet’in hemşirelik disiplinine kazanımlarını;
- Kadının sosyal yaşamda var olması ve görünürlüğünün artması,
- Türkiye’nin sosyal ve sağlık kalkınmasında hemşirelerin aktif rol alması,
- Eğitimde ve hizmette cinsiyetçi yaklaşımının kaldırılması ve 2010 yılından itibaren erkek hemşire istihdamının başlaması,
- Sağlıklı yaşama hakkı ve sağlığın korunması, hastalıkların tedavi, bakımında görev alacak nitelikli hemşirelerin yetiştirilmesinde lisans ve lisansüstü eğitim olanaklarının sağlanmasıyla hemşirelerin bilgi üretmesi ve inovatif çalışmalar yapması ,
- Eğitim ve hizmete yönelik yasal iyileştirmelerin ve güncellemelerin yapılması şeklinde özetleyebiliriz.
Sözlerime son verirken 2023 ICN’in temasına göre ve Cumhuriyetimizin 100. Yılına yakışır bir şekilde “yaşamımızı ve geleceğimizi koruyan hemşirelere iyi bir gelecek hazırlayın ki, sizin geleceğiniz de mutlu ve sağlıklı olsun,” diyorum. Bayramımız kutlu olsun Cumhuriyet’in Sağlıkçıları!
Kaynaklar
1.Evsile, M. (2018). CUMHURİYET DÖNEMİNDE SAĞLIK HİZMETLERİ 1923-1950 . Kesit Akademi Dergisi , (13) , 1-19 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/kesitakademi/issue/59829/864277
2.Kayıhan Pala, Cumhuriyet’in 100. Yılına Doğru Türkiye’nin Sağlık Politikası: Sorunlar ve Çıkış Yolları T 23, Mar 2020
3.Melih YD,Alioğulları A.,Kocabey MY.,Gülşen Ç.,Sezer A.,,Hemşirelikte İnovasyon Kültürü Oluşturma;Bir Başarı Öyküsü,(Derleme)ZKTB 2019,50(3)175-181
4.Nergis Mütevellioğlu,Cumhuriyet ve Kadın,Cumhuriyet Kitapları,Eylül 2023
5.Nurcan Yıldırım,Sağlık Alanında Türk Kadını,,İstanbul 1998.
6.Nurcan Yıldırım,Savaşlardan Modern hastanelere:Türkiye’de hemşirelik Tarihi,Vehbi Koç Vakfı,Ofset yayınevi,I.Baskı,İstanbul,2014
7.Tuba Tepecik,Cumhuriyet Dönemi Türkiye’sinde Hemşirelik Teşkilatının Gelişimi,SBE Atatürk İlkeleri ve İnkilap Tarihi BD Yük.Lisans Tezi,İstanbul ,2006
8.TurkHemsirelerDernegi 1933 ,12 – 18 Mayıs Hemşireler Haftası Programı
9.https://www.memurlar.net/haber/1041959/hemsireler-patentte-tip-fakultelerini-gecti.
10.www.hepdakorg.tr
11.www.yok.gov.tr