Sevgili Cumhuriyet,
Bugün senin doğum günün. Bugün yüz yaşına bastın. Bize bırakılan en değerli armağan, en yüce mirassın. Biliyorum ki kurulman hiç kolay olmadı. Doğum sancılarını çocuk yaşta önce ailemden, sonra öğretmenlerimden, okuduğum kitaplardan öğrendim. O tarihi dönemeçte düşman zehirli bir sarmaşık gibi yurdu sararken umudunu kaybetmeyen şanlı bir komutanın vardı senin. O büyük komutan “Umutsuz durumlar yoktur. Umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.” diyen Gazi Mustafa Kemal’den başkası değildi. Onun sonsuzluk mavisi göz bebeklerinden doğdun sen, ilk önce orada filizlendin… Onun vizyonuyla vücut bulup onun silah arkadaşlarının canı, kanı, alın teriyle yoğruldun.
Vatanın bağımsızlığı uğruna milli mücadeleyi zaferle sonuçlandıran aziz Türk milletinin torunları olarak bizler biliyoruz ki kazağını bebeğine değil mermiye sarıp cepheye koşan yüce Türk kadınının kınalı eli var üzerinde. Kuru ekmeği üzüm hoşafına batıran askerlerin memleket sevdası tütüyor özgürlük meşalende. Kurtuluşumuzun fermanı, kahramanlık destanı kıta kıta yazmakta istiklal marşında. Şehitlerin kanı, duruyor hâlâ al bayrağının kumaşında…
Kuruluş yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlarken hangi şehirde olduğumuzun bir önemi yok. Kuzeyinden güneyine; doğusundan batısına Çerkez’inden Laz’ına baştan sona Türkiye’yiz biz, köşe bucak memleketiz; bütün sevdiklerine hangi yaşta olursa olsun “çocuk” diye seslenen Atatürk’ün çocuklarıyız. “Cumhuriyeti biz kurduk onu yaşatacak ve yükseltecek olan sizlersiniz.” diyen Ata’mıza sözümüz var; görevimiz büyük, emanetimiz çok kutsal, bunun idrakindeyiz.
Eşitliğin, adaletin; dünya barışının, kardeşliğin, sevginin mimarı, Büyük Ata’m,
Biliyor musun evimizin tam karşısında ışıkları hiç sönmeden yanan, yüksekliği göğü delen kocaman bir bina var. O binanın en üst katı tıpkı Anıtkabir’i andırıyor. Ve ben her gece seninle karşı karşıya gelebilmenin eşsiz mutluluğunu yaşıyorum. Yatmadan önce pencereye yaklaşıp o parlak ışıklı Anıtkabir’e selam veriyor, “Tıpkı benim gibi sen de huzur içinde uyu canım Ata’m” diyorum. “Şu an ben bu coğrafyada, güven içinde yaşayıp rahatça uyuyorsam senin sayende” diyorum. Ve dahi diyorum ki:
Nefes aldığım sürece izinden gideceğime,
Eğitim ordusunun bir neferi olarak öğrencilerimi çağdaş bilgilerle donatmaya devam edeceğime,
Yaptığım işin en iyisini yapmaya çalışarak ülkeme hizmet edeceğime,
Açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime söz veriyorum.
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE…
İLELEBET CUMHURİYETLE…