Yüz yıl önce Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından hazırlanan ve ülkemizin yönetim şekli olarak kabul edilen Cumhuriyet toplumda yeni bir devri başlattı. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte parlamenter sisteme geçildi ve halkın iradesi yönetimde söz sahibi oldu. Bugün Cumhuriyetin yüzüncü yılını kutlarken biraz mahcup olmamız gerektiği kanaatindeyim. Çünkü o zor şartlarda bize armağan edilmiş olan Cumhuriyetin bizden temennileri vardı. Daha güçlü, daha azimli, dış güçlerden bağımsız, kendi kendine yetebilen, ihracatta en ileri düzeyi yakalayan, teknolojinin en üst seviyesini üreten bir ülke olmalıydık.
Bugün durum maalesef içler acısı… Elimizdeki tarım alanlarını bile yeterince işletmeyip buğdayı, şekeri, pirinci, bulguru ihraç ettiğimiz bu günler üzücü! Yeni teknolojiler geliştirmek yerine vidasına varıncaya dek tüm teknolojik cihazlar için dış ülkelere bağımlı olmamız düşündürücü! Maddi imkânsızlıklar sebebi ile hâlâ erken yaşta çalışan, okumaktan vazgeçen çocukların olması manidar! Hedeflerine ulaşamayan gençlerin psikolojik yıkım içinde olmaları, üniversite diplomalarını astıkları duvara bakarak iş bulma hayalleri kurmaları yıpratıcı! Ülkemizin zeki ve başarılı bireylerinin sürekli ülke dışına göç etmeleri ve bu bireyleri ülkemizde tutmak için herhangi bir çaba gösterilmemesi yaralayıcı! Gençlerin kafelerde akşama kadar boş boş vakit geçirmesi, idealleri olmaksızın hayatın akışını yaşamaları sıkıntılı!
Atatürk Türk Milletine Cumhuriyeti armağan ettiğinde ülkenin geleceği için hedefleri vardı, yıllar önce söylediği sözler ülkemizin geleceğine ışık tutacak nitelikte ve çok değerliydi: ‘Süngülerle, silahlarla ve kanla kazandığımız askeri zaferlerden sonra, kültür, bilim, fen ve ekonomi alanlarında da zaferler kazanmaya devam edeceğiz.’ ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir’. ‘Zafer, “Zafer benimdir” diyebilenindir. Başarı ise, “Başaracağım” diye başlayarak sonunda “Başardım” diyebilenindir.’ ‘Milli hedef belli olmuştur. Ona ulaşacak yolları bulmak zor değildir. Denebilir ki, hiç bir şeye muhtaç değiliz. Yalnız bir tek şeye çok ihtiyacımız vardır: ÇALIŞKAN OLMAK!’. ‘Kendiniz için değil, bağlı bulunduğunuz ulus için elbirliği ile çalışınız. Çalışmaların en yükseği budur.’ ‘Çalışmak demek boşuna yorulmak terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre bilim ve teknik ve her türlü uygar buluşlardan azamî derecede istifade etmek zorunludur.’ ‘Bir ulusun asker ordusu ne kadar güçlü olursa olsun, kazandığı zafer ne kadar yüce olursa olsun, bir ulus ilim ordusuna sahip değilse, savaş meydanlarında kazanılmış zaferlerin sonu olacaktır. Bu nedenle bir an önce büyük, mükemmel bir ilim ordusuna sahip olma zorunluluğu vardır.’ ‘Çalışmak demek, boşuna yorulmak, terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre bilim ve teknik ve her türlü uygar buluşlardan azami derecede istifade etmek zorunludur.’
Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılını kutlarken Atatürk’ün yukarıdaki sözlerini hatırlamalı ve başarılı olmak, ülkemizi ilim, bilim, teknoloji ve sanat dâhil her alanda en üst seviyeye getirmek için çalışmamız gerektiğini hatırlamalıyız. Üretici olmayı, barış içinde yaşamayı, ekonomik bağımsızlık için çabalamayı, millet olarak elbirliği içinde hareket etmeyi, medeniyet yolunda ilerlemeyi benimsemeliyiz.
Cumhuriyetin 100. yılı hepimize kutlu olsun, gelecek yıllar daha aydınlık olsun!
2 yorum
Saygıdeğer hocam Cumhuriyeti hep şöyle düşledim; içinde yaşayan insanların aidiyetlerinden ziyade liyakatlerinin gözönünde bulundurulduğu bir boyut! Oysa çağımız, aidiyetlerinin meşru örtüleri altında liyakat uydurmak üzerine kurulu bir kirlilikten ötesi değil.
Bizlere miras olarak bırakılanları ise peşinden koşmayı geçin de yürünecek yol olarak bilmek dahi mevcut nesil için sanıyorum ki en uzak ihtimal. Peki neden?
“İnsanlığın kendi deviniminde oluşan bu çılgınlıklar yüzünden hep!” Diyerek anlatmayı dilerdim fakat sanıyorum ki öyle değil.
İnsanoğlunun tuhaf bir yolculuğu var; bilerek ziyana girmek gibi Âdemden beri…
Unutulmasın diye dilediğimiz her şeyi anlasın ve yolunu görsün istediğimiz vatanımız adına tüm temennilerinize vecd ile “Amin” diyorum. Kaleminize sonsuzluk yüreğinize sağlık diliyorum.
Güzel özetlemişsiniz, teşekkürler. Sadece, ikinci paragraftaki ‘ihraç’ sözcüğünü, ‘dışarıdan aldığımız’ ya da sadece ”ithal’ olarak değiştirebilirseniz daha uygun olabilir. Saygılar.