Yöneticiler; kendilerinin varoluş nedenlerinin bağışçı üyeleri yönetmek olmadığını, sözleşmede adı geçen hizmetlerin üyelere sunulması için işe alınmış olan görevlileri yönetmek olduğunu çok iyi bilmeli, bunu kabullenmeli ve tüm çalışanlara benimsetmelidirler.
Kendilerini bir bakıma rezidans yönetimine teslim etmiş olan yaşlılar için sağlık, huzur, güvenlik, güven son derecede önemlidir. Bunlar “saygı”, “sevgi” ilavesi ile sözleşmelerde üyelere vaat edilmiştir.
Uzun yaşamaktansa sağlıklı yaşamanınolmazsa olmazlarından biri de yeterli ve dengeli beslenmedir. Belirli yaşlardan sonra kaçınılmaz olan sağlık sorunları ve sistemlerde oluşan bazı yetersizlikler; beslenmeyi olumsuz etkileyen başka sorunları da beraberinde getirebilmektedir. Bu olgu, yaşlı beslenmesine daha incelikli yaklaşılmasını gerektirir. Kaldı ki, üyelerin geliş nedenlerinden biri de yemeklerinin hazır edilmesi ile ilgilidir. Bu konuda yemeklerde besleyicilik kadar, lezzet ve görsellik üzerinde de durulmalıdır. Bunlara özen gösterilmediğinde, dengesiz ve yetersiz beslenme yaşlıda direnç düşüklüğünün neden olduğu bazı başka sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Ayrıca, yenilmeyen yemekler Cemiyet’in zararına olmaktadır. Bu yüzden yemeklerin yenilmediği ve nedenleri izlenmeli, sonuca göre çözüm yolları aranmalıdır.
Yine sağlıkla ilgili olarak düzenli sağlık kontrollerinin yapılması, alınan sonuçlara göre düzeltici tedaviye başlanması ve bunların üyelerle paylaşılması üyelerin kuruma olan güvenlerini artırır. Daha da önemlisi onları sağlıklı tutar.
Bugün Dünya Sağlık Örgütü, daha iyi bir gönenç ve sağlık düzeyine ulaşılması için bireylerin “katkı ve katılımını ön görmektedir”. Diğer bir anlatımla, bireyin kendisi için yapılacaklara; gerekenlere maddi katkıda bulunması ve yapılacakların biçimlendirilmesi etkinliklerine katılması beklenmektedir. Rezidanslarda eğitime yapılan katkı aynı zamanda sözü edilen katkıyı da içermektedir. Katılımın sağlanmasında ise üyeler için yapılacaklarda üyelerin görüşleri alınmalıdır.
Güvenlik için, binalarda yapılan her türlü restorasyon ve alınacak her türlü araç-gereçte bu husus göz önünde tutulmalıdır. Ayrıca, yangın ya da deprem olasılığında yapılacaklarla ilgili bir “Afet Planı” hazırlanması, planda her görevlinin sorumluluklarının belirlenmesi, afet anında yapılacaklarla ilgili olarak rutin provaların yapılması son derecede önemlidir. Bu uygulamaların üyelerin güven duygularını artıracağı da unutulmamalıdır.
Huzur yaşlılar için büyük önem taşır. Çünkü huzursuzluğun pek çok sağlık sorununa neden olduğu bilinmektedir. Bu yüzden rezidansların gürültü ve benzeri huzur bozucu etkenlerden arındırılması, bu konuda tüm çalışanların eğitilmesi ve denetlenmesi, yöneticilerin bu konuda iyi örnek olması beklenilmektedir. Bazı hallerde yöneticinin bazı üyelere “ayrıcalıklı” davranması ve onlarla üyeler hakkında bilgi paylaşması ve onların “kendi yorumları” ile getirdikleri asılsız bilgileri doğru sayıp tutum geliştirmesi de üyeler arasında huzursuzluk yaratabilmektedir. Yöneticilerin bu kusuru inkâr yerine kendi davranışlarını düzeltmeleri üyelere vaat edilen “huzur” ile çok yakından ilişkilidir. Çünkü bu yanlışlar; aynı zamanda yöneticiye karşı güven duygusunu ve saygıyı zedelemektedir.
Saygı ele alındığında, bazı durumlarda yine bazı ön yargılarla yaşlıya saygıda duyarsız davranıldığı deneyimlenmekte ve gözlemlenmektedir. Bu konuda da yöneticiye, hem kendi davranışlarına özen göstermek hem de çalışanlara iyi örnek olmak, onları eğitmek ve denetlemek görevi düşmektedir.
Rezidanslarda tüm söylenilenleri kapsayacak ”işe alıştırma” ve “hizmet içi eğitim” ve “eğitim içerikli denetim” hiçbir koşulda göz ardı edilmemesi gereken bir konumdadır. Yine bu da, yöneticinin başta gelen görevleri arasındadır. En önemlisi de, yöneticinin her konuda iyi “rol model” sergilemesi beklenir.
Anılanların tümü yaşlıların barındırıldığı diğer yaşlı konutları ile de ilgilidir. Ancak bunlara uyulup uyulmadığı konusunda” üst yönetim denetimini” eksik etmemek gerektiği düşünülmektedir.
Konu tek cümle ile özetlenecek olursa: “Konutlarda yaşlının öncelikle insan olduğu hiçbir koşulda unutulmamalıdır.”