Toplumu bir bina gibi tasavvur edersek, bireyler binanın yapı taşları, değerler ise çimentosu sayılabilir. Harç ve çimentosu olmayan binanın kolayca dağılması gibi toplumun da aynı duruma maruz kalma ihtimali vardır. Değerlerin psikolojik dinamiği ve yerinde kullanılması toplum ruh sağlığı ve koruyucu ruh sağlığı açısından önem arz ediyor. Peki Türkiye’de, akademide iyi insan yetiştirmek mümkün mü?
Evet mümkün bu da değerler eğitimi ile mümkün ancak… Değerler, toplumun geneli tarafından kabul edilen ortak kavramlardır. Bir anlamda, mutluluğun standartlar kümesidir. Standartları, evrensel doğrular şeklinde tanımlayabiliriz. Burada önemli olan, benimsediğimiz değerlerin biyolojik çıkarımızla örtüşüyor olmasıdır. Eğer kişi kendine aykırı bir değer benimsemişse, kendi içinde bir çatışma yaşar. Bu sebeple insan, kabullendiği değerlerin mutluluk getirmesi için, ‘biyolojik çıkar + değer = mutluluk’ şeklinde özetlenebilecek formüle uymaya çalışmalıdır.
Değerler, sosyal öğrenme metoduyla kazanılıyor
Erdemler, insanlar arası ilişkilerde kendilerini göstermekle birlikte müzik, resim, heykel, tiyatro benzeri sanatların herhangi bir dalında da varlık kazanabilir. Değerler öğrenilmesi gereken kavramlardır. İnsan, mutluluğunda etkin rol oynayan değerleri, sosyal öğrenme metoduyla sonradan kazanır. Toplumsal anlamda öğrendiği erdemler vasıtasıyla mutluluğa ulaşır.
Duygu yüklenen değer, kabul ediliyor
Her değerin duygu, düşünce ve davranış boyutu vardır. Bizim için kıymet ifade eden bir kavramı doğru kabul etsek de, onun varlığını duygusal olarak hissedemiyorsak, o değeri uygulamaya geçiremeyiz. Bu da göstermektedir ki bir değerin kabul edilebilir olması için ona duygu yüklenmesi şarttır. Daha sonra bu duygu, kişilik haline gelir ve düşünce yönetimini başlatır.
Koruyucu ruh sağlığı değerleri
Zira değerler aynı zamanda, düşünceyi de yöneten standartlar kümesidir. Bizler, düşüncelerimizin sınırlarını belirleyerek, zihnimizde o düşünceyle ilgili bir kavram oluştururuz. Erdem olarak kabul ettiğimiz bu kavramlara aynı zamanda “koruyucu ruh sağlığı değerleri” de diyebiliriz. Erdem kelimesi, olumlu değerlerin anlatımında da kullanılan bir kavramdır.
Türkiye’de seküler bir eğitim sistemi var. Bu eğitim sistemi vicdanı körelten bir yapıya sahip. Türkiye’de iyi insan yetiştirmek mümkün ancak mevcut eğitim sistemi değişmediği sürece bu mümkün olmayacak. Eğitimin değerler eğitimi olarak değil, değer içerikli eğitim olması gerekir. Güzel insan yetiştirmek için öncelikle bizim güzel olmamız gerekir. Konferans vererek değil ancak iyi birer örnek vatandaş olmakla ilerleme kaydedilebilecektir.
Yaptığımız her şey birer seçim
Bu dönemde iyi, doğru ve dürüst kalmak çok zor, bu yolda caydırıcılar oldukça fazla. Yaptığımız her şey seçim, bu seçimler bizi biz yapar ve seçimlerimizden sorumluyuz.
İnsan boş bir levha değildir
İnsan doğduğunda boş bir levha gibi değil boş bir bilgisayar gibidir. İyi veya kötü bilgileri yüklemek sizin elinizde, sağlıklı bir insan iyilik ve kötülük konusunda nötr doğar.
Günümüzdeki bünyesel ego ideali
Günümüz gençleri, bünyesel ego ideali taşıdıklarından toplumsal sorumluluk bilinçleri bulunmamaktadır. Popüler kültür, insanlara benmerkezciliği ve konformizmi dayatmaktadır. Çocukların kişiliğini değil davranış biçimini sevmek gerekir. Aynı şekilde hata durumunda kişiliğini değil davranışlarını eleştirmek gerekir yoksa o çocukta özgüven problemleri başlayabilir.
Kadın ve erkek eşit değildir farklıdır
Kadın ve erkek eşit değil farklıdır. Erkek avcı kadının ise anne ve koruyucudur. Bu farklılıkların sebepleri de psikolojik ve fizyolojik farklılıklardır. Stres altında erkek sonuç odaklıdır, kadın ise süreç odaklıdır. Kadın ve erkeğin beyni birbirlerini tamamlamak için var.
Evrim teorisi
Evrimden ne anladığımız önemli. Türler arası geçiş kanıtlanmamış, tasarımsal varoluş tesadüfi varoluştan daha akla yatkındır. Evrim mikro ve makro evrim olmak üzere ikiye ayrılır, tür içindeki değişiklikler mikro, makro evrim ise kanıtlanmalıdır.
Başkasının zihni ile kendi zihnini ayırt etme özelliğine zihin teorisi deniyor ve bu teori sadece insanda var. Tesadüfi evrimi varoluşla karıştırmamak lazım, tesadüfi değil de tasavvufi varoluş diyebiliriz.
Deist gibi görünen genç sorgulayan gençtir
Ergenlik döneminde kurulu düzeni sorgulama süreci var. Bu yaşadığımız dönemde ise gençler bütün kötülüğü İslam’da aramaya başladı. Sorgulamalardan korkmamak lazım, kurulu düzeni gençlere ikna yoluyla anlatmak gerekir bunun için de müminin en büyük silahı bu dönemde ispattır. Yeni sorulara eski cevaplar vermek yanlıştır. Yeni ve eski sorulara yeni cevaplar vermek gerekir. Eğer bu şekilde yapılmazsa cevaplayan kişi, sorgulayan genci kaybedecektir. Bu dönemde Allah’ı tanımlamak, tanımak ve gençlere anlatmaya çalışmak gereklidir.
Evreni en iyi açıklayan inanç tevhid inancıdır
Tevhidi Kuantum dinamiği açıklıyor, Kuantum dinamiğine kadar tevhidi ancak inançsal olarak kabul edebilirdiniz, evreni en iyi açıklayan inanç tevhid inancıdır. İnsan doğmadan önce farklı, hayattayken farklı, ölünce farklı bir enerji bandında yer almaktadır. İnsanın yok olmadığını ölümden sonra hayatın olmadığını varsayarsak bu haksızlık olacaktır.
Akademisyen rol model olabilmeli
Eğitimde birinci aktör öğretmendir. Öğretmenin kişiliği eğitimin can suyudur. Başarı için öğrencinin dersi sevmesi gerekir. Peki öğrenci dersi nasıl sevecek? Onun için önce öğretmenini sevmesi gerekiyor. Öğretmenini sevmesi için de öğretmenin öğrenciyi sevmesi gerekiyor. Özetle öğretmen, öğrenciyi severse öğrenci başarılı oluyor. Öğrenci dersi seviyor, okulunu seviyor. Dolayısıyla öğretmen rol model olabilmeli. Öğretmen sevgi cömerti olmalı. Çünkü öğrenciler öğretmenlere emanet edilmiş tohum gibidirler. Öğrenmede duygu yönetimi çok önemli. Akademisyenler de bu bağlamda değerleri benimsemeli.
Kötülük istisna iyilik esas olmalı
İnsanlara bilimsel olarak mutluluğu öğretmek gerekir. Bu da Pozitif Psikoloji ile mümkün. Olumlu yedili neşe, sevinç, ümit, iyimserlik, mutluluk, huzur ve özgüven. Olumsuz yedili ise kin, öfke, nefret, düşmanlık, kibir, kıskançlık ve elem. Olumluyu artırdığımızda olumsuz yok oluyor. Şeytanı taşlamak yerine iyiyi alkışlamak gerekir. İyiliğin aktif olmaması kötülük için yeterlidir. Dolayısıyla kötülüğün azalmasını istiyorsak iyiliği artırmamız gerekmektedir. İyilik aktif olmalı. İyi olanların aktif olma sorumluluğu vardır. Kötülük istisna iyilik esas olmalı.
Gençlere maddi akademik hedefler veriyoruz. Mutlu ve üretken olabilecekleri değerlerle kişileri yetiştirmemiz gerekiyor. Eğitim sistemimiz çocuklarımıza iyilik yapma ödevi vermiyor. Benmerkezci eğitimi benimsiyor. Yarışmacı kültür, savaşçı bir rekabet söz konusu. Rekabet barışçıl yapılmalıdır.
Garder’in 1980’lerde tanımladığı 24 altın değer karakter gücü olarak elimizde önemli bir ölçüdür.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü
Psikiyatrist