Ankara Ticaret Odasının tespitine göre Türkiye’de 2005 yılı itibariyle kişi başına yıllık ilaç tüketimi 93 dolar olup en fazla antibiyotik, romatizma ilacı ve ağrı kesici tüketiminden söz edilmektedir.
Akıcı; Türkiye’de 1998-2005 yılları arasında yapılmış çalışmalarda, yaşlılarda ilaç kullanım oranının arttığından, en sık kullanılan ilaçların ise kardiyovasküler sistem ilaçları ve analjezik/antienflamatuvar ilaçlar olduğundan, hastaların, ilaçları konusunda yeterince bilgi sahibi olmadıklarından söz etmektedir.
Arslan ve arkadaşlarının 1944 huzurevinde kalan, 60 yaşından büyük 748’i kadın, 1196’sı erkekte ilaç kullanımını değerlendirme çalışmasında: Kronik hastalıklar dağılımı; hipertansiyon (%30.7), osteoartrit (%20.4), kalp yetmezliği( %13.7), diabetes mellitus (%10.2), koroner arter hastalığı (%9.8), osteoporoz (%8.2) olarak bulunmuştur. Gruplara göre ilaç kullanım sıklığı ise; analjezik ve steroid olmayan antienflamatuar ilaçlar %20.8, hematopoietik sistem ilaçları %14.8, gastrointestinal sistem ilaçları %12.0, endokrin sistem ilaçları %10.6, diüretikler %10.5, vitamin ve nütrisyonel ajanlar %10.2, respiratuar sistem ilaçları %9.5, psikiyatrik ilaçlar %7.5, santral sinir sistemi ilaçları %4.7, antibiyotikler %2.8, genitoüriner sistem ilaçları %2.6, dermatolojik preparatlar %2.0, oftalmik preparatlar %1.9 ve otik preparatlar %0.9 olarak saptanmıştır. Araştırmaya alınan huzurevi sakinlerinin %5.5\’i ilaç kullanımına bağlı yan etki bildirirken en sık karşılaşılan yan etki, gastrointestinal sisteme ait bulunmuştur. Çoklu ilaç kullanımına yönelik olarak da yaşlıların %28.2\’si bir ilaç, %24.3\’ü iki ilaç, %18.5\’i üç ilaç, %11.7\’si dört ilaç ve %17.3\’ü beş veya daha fazla sayıda ilaç kullanmakta olduğu saptanmıştır.
Aşti, Güngen ve arkadaşlarının çalışmalarında Türkiye’de yaşlı bireyin hastalıklarının; genelde depresyon başta olmak üzere, kardiovasküler hastalıklar, demans-deliryum, kanser ve osteoporoz’a bağlı kırıklar şeklinde sıralandığı görülmektedir. Ayrıca 65 yaş ve üzerindeki yaşlıların yüzde yüzüne yakınında en az bir, yarıya yakınında iki, dörtte birinde üç ya da dört kronik hastalık görülmektedir.
Bu verilere göre; yaşlı popülasyonda kronik hastalık prevalansının ve çoklu ilaç kullanımının her geçen gün arttığı bir gerçektir. Semptomların palyatif çözümüne ve iyileşmeye odaklanan tedavi ve bakım ekibi sıklıkla çoklu ilaç kullanımına bağlı olası yan etkiler gözardı etmektedir. Kronik hastalığı olan yaşlı bireyin demansla birlikte ilaç alım yönetiminin bozulması, gereksiz ya da fazla ilaç alımını ve buna bağlı ilaç yan etki sorununu daha da arttırmaktadır. Demansı olan bireylerde çoklu ilaç kullanım nedenleri genelde: Yaşlı bireyin demansın yanısıra eşlik eden diğer hastalıklarının olması, ilaçsız iyileşememe yargısı, özellikle Türkiye’de gelişi güzel ilaç kullanımına yönelik tutumun olması, ilaç reklamları, unutkanlığa bağlı ilaç alımında bozulma, sık enfeksiyonlar, bakıcı ve ailenin bıkkınlığı ve yorgunluğu (tükenmesi) olarak sıralanabilir.
Geriyatrik tedavi ve bakım uzmanları; özellikle demansı olan yaşlı bireyi tanılama sürecinde eşlik eden hastalıklarını, aldığı ilaçları ve yan etkilerini iyi bir şekilde değerlendirmelidir. Shaughnessay’ın çalışmasında; yaşlının kullandığı ilaç sayısı/çeşidi arttıkça yan etki riskinin arttığı (Günde en az iki çeşid ilaç alanda %6, beş ilaç alanda %50 ve sekiz ilaç alanda %100 ilaç yan etki riski) gözlenmiştir. Alzheimer olan hastaların %67’sinde ilaç yan etkisi gözlenmiş ve %14’ünün ilaç yan etkisine bağlı yatış endikasyonu aldıkları ve % 80’inde neden olarak GI kanama, sedayona bağlı düşme ve dijital zehirlenmesi ve insulin hipoglisemisi gösterilmiştir.
Cooper, demansta en sık karşılaşılan ilaç yan etkilerini: İlaç etkileşimleri, uyku bozuklukları (gece dolaşmaları), laterji, bilişsel yetersizlik, GYA desteğine gereksinimde artış, kilo kaybı, kasılma ve kırıklar, hareketsizlik, dehitratasyon, fekal tıkaç, basınç yaraları, güçsüzlük ve düşmeler şeklinde sıralamıştır. Sedasyona bağlı kırıkla sonuçlanan düşmelerde en fazla neden psikotropik ilaç etkişimleridir. Örneğin: Diazepamla haloperidol, flurazepam ve doxepinle haloperidol, perphenazine ile thioridazine, pentobarbital ile flurazepam ya da tek başına haloperidol ve thioridazine grubu ilaçlar gibi.
Sağlık bakım profesyonelleri, polifarmasi semptom kontrolüne önem vermeli, tedavi ve bakım planı içinde deri, akciğerler, ağrı, davranışlar ve anormal laboratuvar bulgularının izlenmesi yer almalıdır. İlaçları azaltmada hemşirenin rolü; davranış (bakıma direnç, negatif kişiler arası ilişki, gece dolaşmaları, bağırıp-çağırma) yönetim becerisini öğrenme, nonfarmakolojik yönetimi kullanma, bakıcılara rol model olma, GYA değerlendirmelerini sürdürme, hemşire-bakıcı notlarını hekimle paylaşma, her belirtiyi farmakolojik yaklaşımla çözme eğiliminden sakınma, ilaç yan etkilerini gözleme, sağlık profesyonellerine, aile ve hastaya eğitim şeklinde sıralanabilir.
Aşti, N: 6. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi ve “Ist European Day of International Medicine”, 14-19 Eylül 2004, Antalya -Yaşlı Bireyin Bakımı Paneli.
Cooper J.Adverse Drug Reaction-Related Hospitalizations of Nursing Facility Patients, May 1999 Sothern Medical Journal; 92(61,772-80)
Güngen C, Ertan T, Eker E: Admission to the First Geriatric Psychiatric Unit in Turkey. International Psycogeriatric Association and Turkish Society of Psychogeriatrics A Joint Meeting, 21-23 May 1998, İstanbul Turkey.
Shaughnessay AF. Common Drug Reactions in the Elderley. Emerg Med.1992; 24:21-32, http//nsweb.nuringspektrum.com/ce/ce214.htm,February 24, 2003.
Arslan, Ş, Atalay A, Kutsal YG, Yaşlılarda İlaç Tüketimi, Türk Geriatri Dergisi 2000, Cilt 3, Sayı 2, Sayfaları) 56-60
Akıcı A, Akılcı İlaç Kullanımı İlkeleri Doğrultusunda Yaşlılarda Reçete Yazma ve Türkiye\’de Yaşlılarda İlaç Kullanımının Boyutları, Türk Geriatri Dergisi 2006; 9: 19 – 27.