Kökeni Fransızca “démocratie “sözcüğüne dayanan “demokrasi” Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde “Halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimi” olarak tanımlanmaktadır. Halkın yönetime katılma şeklinin temel aldığı; ilke, yer ve yöntemine göre birçok demokrasi türü tanımlanmıştır. Özgün hali Antik çağda Atina’da ortaya çıkan halkın doğrudan yönetime katıldığı “doğrudan demokrasi” (Atina demokrasisi, saf demokrasi, halk demokrasisi) dir. Örneğin referendum halkın iradesinin doğrudan yansıtıldığı ve somutlaştığı gerçek halk demokrasisidir. Ancak her ortamda uygulama zorluğu nedeniyle yerini zamanla temsili demokrasiye bırakmıştır.
Temsili demokrasi, egemenlik hakkının halkın temsilcileri aracılığıyla kullanıldığı doğrudan olmayan demokrasidir. Temsili demokrasi de hukuk devleti ilkesi ile bireylerin özgürlüklerinin ve varlıklarının korunduğu “Liberal demokrasi” ve seçilen temsilcilerin gücünün çok az sınırlandırıldığı ya da hiç sınırlamanın bulunmadığı “Düşük yoğunluklu demokrasi” olarak iki alt gruba ayrılır. Bunlar dışında “Baskın parti sistemi demokrasisi, Parlamenter demokrasi, Westminster modeli demokrasi (Birleşik Krallık’ın demokratik parlamenter sistemi), Başkanlık demokrasisi, Jackson modeli demokrasi, Sovyet demokrasisi ya da Konsey demokrasisi, Totaliter demokrasi ve şimdi bizde olduğu gibi Partili Cumhurbaşkanı Başkanlık demokrasisi (!) gibi esasında, özünde demokrasi ile hiçbir ilgisi olmayan birçok temsili demokrasi alt türü tanımlanmıştır. Siyaset bilimci değilim bu türlerin nasıl ortaya çıktığının didaktik söylemini onlara bırakıyorum. Ama hem bir vatandaş, hemde insanın bütüncül sağlığı ile ilgilenen bir akademisyeni olarak kanımca, bu demokrasi tür ve alt türleri bazen toplumsal, ancak çoğu kezde erki elinde tutanların uzun süre bunu devam ettirme istekleri ve tutkuları ile ortaya çıkmış olma ihtimalleridir.
Demokrasi bireyin özgür iradesi ile yönetim biçimine katılma şekli olsa bile bakınız özgürlük düzeyine göre bile demokrasi kalıplara sokulmaya çalışılmaktadır. Buna göre demokrasiler, hukuk devleti ilkesi ile bireylerin özgürlüklerinin ve varlıklarının korunduğu “Liberal demokrasi”, buna karşın demokrasinin kurumlarını korumak amacıyla bazı hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı demokrasi biçimi olan savunmacı demokrasi olarak iki alt gruba ayrılmaktadır. Yani bireyin özgür iradesi sözde “nizamı korumak” amaçlı kısıtlanmaktadır. Bu nizam ki kişiye, ülkeye, dini motiflere, zamana göre değişebilecek bir parametredir. Örneğin Hitler’in, Lenin’in, Stalin’ in, Saddam’ın, Şah Rıza Pehlevi’nin, Beşşar Esad’ın, Donald Trump’ın, Hristiyanlık’ın, İslam’ın, Musevilik’in istediği nizamlar farklıdır, ve sözde hepsi demokrasidir. Ancak demokrasinin sınırlarını kendileri belirler.
Tabi demokrasi sadece yönetim temelli değildir, tarihsel süreçte dini motiflerin de demokrasiyi kendilerine göre tanımlayıp biçimlendirdiği görülür. Genellikle toplumun çoğunluğunun mensubu olduğu belirli bir dinin toplumsal hukuk ve kurallar üzerinde etkili olması şeklinde tanımlanabilecek dini demokrasiler; Hristiyan demokrasi, İslami demokrasi, Musevi ve Demokratik Devlet demokrasisi ve Teodemokrasi gibi yeryüzündeki ana din çeşitlerine göre alt gruplara ayrılmıştır.
Birde Napolyon Bonapart yanlılarının ortaya attığı, bir cümlede bile demokrasi ile yan yana gelmesi gülünç olan, “otoriter demokrasi” (Bonapartizm) vardır ki, buda hükümdarın, kayda değer bir güce sahip olduğu demokrasi biçimidir. Hükümdar’ın bu gücü halkın yararına kullandığı Bonapart yanlıları tarafından yada tarihteki diğer totaliter tek adam yanlıları tarafından iddia edilmektedir.
Bu türler dışında “Biyobölgesel demokrasi, Hücre demokrasisi, İşyeri demokrasisi” gibi yere göre demokrasiler; çalışanların işyerinde kararlar alabildiği, sorumluluğun ve otoritenin paylaşıldığı demokrasi türü olan İşyeri demokrasisi ve Endüstriyel demokrasi; genel ve dönemsel seçimlerle ve gizli oyla herhangi bir politik parti adı geçmeksizin hükûmet veya kurum temsilcilerinin seçilmesi esasına dayanan partisiz demokrasi, İnternet gibi elektronik haberleşme sistemleri ile demokratik süreci geliştiren E-demokrasi, gibi daha yakın dönemde tanımlanmış demokrasi türleride vardır.
Kafamız epeyce karıştı sanırım. Halbuki ilkokula başladığımızdan beri bize öğretilen “demokrasi halkın kendi kendini yönetme biçimidir” tanımı nerede kaldı sahi….
1 yorum
Yazi gayet guzel olmus cok bilgi sahibi oldum degerli hocamizi kutluyorum bu guzel yazi icin