DEPREMİN BOYUTU VE ACİL İHTİYAÇLAR
Bugüne kadar çok sayıda deprem gördük. Meslek itibarıyla ve gönüllü olarak bir kısmında yardım faaliyetlerinde de yer aldım. Koordinasyon merkezlerinde bulundum. Son depremler kadar ağır ve yaygın etkileri olan bir deprem yaşamadık. Neredeyse ülke yüz ölçümünün yedide biri depremden ciddi anlamda etkilendi. Bir bu kadar bölgede de depremin sarsıntıları çok ciddi hissedildi. Halen enkaz altında olduğu tahmin edilen insanlar var. Tespit edilen vefat sayıları bizleri derinden üzüyor. Çok sayıda yaralı çıkarıldı. Psikolojik yönden de belki on milyonlarca insanda az veya çok etkilenme söz konusu. Milyonlarca insan evinden uzakta kaldı. İşyerleri kapalı. En temel ihtiyaçlara parayla bile erişim imkânı yok. Bu şartlar içinde maddi olarak varlıklı insanlar bile muhtaç durumdadır. Bu yaşadıklarımız sıradan bir afet değildir. Çok büyük boyutlu ve çok ağır maliyetli olağanüstü bir afetle karşı karşıyayız. Tam bir birlik ve beraberlik zamanı gelmiştir. 85 milyon insan olarak tek yürek olup ne yapabiliriz diye meydana çıkmamız gerekiyordu. Sahada kısa vadede nelere ihtiyaç var? En acil ihtiyaçlar neler? Daha sonra uzun vadede neler gerekiyor? Bu konularda resmi kurumların arama-kurtarma, tedavi, barınma desteği, gıda, hijyen malzemesi ve benzeri zorunlu insani faaliyetlerine elimizden gelen her türlü yardımı yapmak için hemen harekete geçtik.
Maraş Depremi olduktan birkaç dakika sonra dostlarıma aşağıdaki satırları yazdım: ‘Çok ciddi bir deprem oldu. Güneydoğu Anadolu’da yıkılan çok sayıda bina var. Enkaz altında olanlara dua edelim. Allah korusun. Bizler iyiyiz çok şükür ama bölgede acı büyük’. Aradan birkaç saat geçince ikinci büyük deprem oldu. Onu da ilk anda şu şekilde dostlarımla paylaştım: ‘Bölgede ikinci büyük deprem oldu. Biraz önce yıkılan çok sayıda yeni bina haberi aldık farklı illerden. Ciddi anlamda dua, destek ve yardım gerekiyor. Rabbim cümle depremzedeleri korusun’. Depremin yaşandığı her ilde akrabalarım veya dostlarım var. Hepsiyle temas halindeyiz. Üzüntümüz ifadesiz. Kelimeler kifayetsiz. Vefat eden veya enkaz altında olan meslektaşlarım, dostlarım, öğrencilerim var. Vefat ve yaralı sayıları güncellendikçe depremin korkunç bilançosu ortaya çıkmaya başlıyor. Ne yazık ki bu rakamlar gün geçtikçe artabilir. Maalesef çok büyük ve yıkıcı bir depremle karşı karşıyayız. Deprem bölgelerine ulaşan bazı yollar kısmen kapalı. Oluşan hasarlar sebebiyle alt yapıda sıkıntılar var. Bölgede resmi kurumların ve gönüllülerin yardım faaliyetlerine ayni ve nakdi yardımlarla destek olma zamanıdır. İmkânı ve eğitimi olanlar gönüllü gelebilirler. Zor günler. Gecikmeden el uzatmak lazımdır.
Aziz ve fedakâr milletimiz ilk andan itibaren depremzede kardeşlerinin yaralarını sarmak için bütün imkânlarını seferber etmiştir. Hatta sınırları aşarak, imkânlarının çok üstünde bir yardım hareketini başlatmıştır. Depremzede olan Urfalılar Adıyaman’a, Diyarbakırlılar Maraş’a, Hatay’a, Mardinliler çevre illerle birlikte Suriye’ye kadar el uzatarak kendilerinden önce daha zor durumda olanlara yardım götürmüşlerdir. Ülkemizin en doğusundan en batısına kadar insanlarımız yardım hususunda tek yürek olmuştur. Sahada aktif görünen tüm yardım kuruluşlarına ayni-nakdi yardım yağmaktadır. Bu konudaki gayret ve fedakârlıklar her türlü takdirin üstündedir. Devletimizin resmi arama-kurtarma ve benzeri tüm çalışmalarını milletimiz birlik olarak desteklemektedir. On binlerce Kamu Görevlisinden, yüzbinlerce Gönüllüye, Üniversitesinden, Belediyesine, Sivil Toplum Kuruluşlarından, Halkına, bölgeye koşarak yardım faaliyetlerine katılan yüz binlerce örnek insanından, bağışlarıyla onları destekleyen milyonlarca iyilik timsaline kadar hepsine fedakâr yardımları ve gayretleri sebebiyle sonsuz teşekkürler. Bu topraklarda yaşamaktan gurur duyduk.
ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE NELER YAPABİLİRİZ?
İmkânı olanlar; AFAD ve Türk Kızılay başta olmak üzere güvenilir kuruluşlar aracılığıyla depremzedeler için maddi yardımda bulunabilirler. Çok büyük bir maddi destek sorunları çözmek için faydalı olacaktır. Depremin yaraları oldukça büyük ve ancak uzun sürede sarılabilir. Birlik, beraberlik, fedakârlık ve dayanışma ile en az altı ay, bir yıl sürecek uzun ve planlı bir kampanya ile bu felaketin yaralarını sarabiliriz. İşimiz kolay olmayacak. Hazır olalım. Hareket halinde olalım. Önce çadır kent ve konteyner kentlerin kurulması, sonra da deprem konutlarının yapılması lazım. Kızılay ve AFAD’ın tüm çadır stoku bölgeye sevk edildi. Ama çadır ihtiyacı öngörülemez biçimde stokların çok üstünde görünüyor. Yardımları ihtiyaca göre yapmalıyız. Dayanıklı çadır ve konteyner bağışları ve temini büyük önem arz ediyor.
Bölgede görebildiğimiz kadarıyla gıda ve kıyafet konusunda ciddi miktarda yardım ulaşıyor. Belki bölgenin ihtiyacına göre hijyen şartlarına yoğunlaşmakta fayda var. Acilen; merkezi bölgelerde; seyyar duş, sıcak su, çamaşırhane, tuvalet, sabun, lavabo, dezenfektan, çamaşır suyu, bol temiz su, bulaşık, çamaşır vs. deterjanlar ve benzeri temizlik imkânlarını içeren birimlerin kurulması gerekiyor. Yardımlarda bu konu öncelikli ve acil bir gündem olmalıdır. Ayrıca barınma için; her türlü ısıtıcı, soba, yakıt, jeneratör, ışık kaynağı, bebek, çocuk, kadın ve erkek için kışlık kıyafet, bot, mont, kazak, iç çamaşır, bez, battaniye, yastık, yatak, nevresim gerekiyor. Kış koşullarında hayatta kalabilmek için ısınma ve kıyafet şarttır. Gıda olarak; bol ve temiz içme suyu, süt, yoğurt, peynir, yumurta, zeytin, ekmek, konserve, yağ, şeker, çay, un, makarna, mercimek, tahıl, bakliyat, pirinç, bulgur, mama, temel mutfak gereçleri, tabak, bardak, kaşık, çatal, tüp, ocak, tava, kettle vs. gereklidir. Bölgede, orta vadede aciliyeti olan ve milyonlarca insanı kapsayan gıda ihtiyacı var. Bu sebeple imkânı olan bütün kamu kurumları, belediyeler, yardım kuruluşları ve hayırseverler koordinasyon halinde Kalıcı Aşevleri ve Fırınlar açarak dağıtım ağları kurabilirler. Gönderilen her türlü malzeme, mutlaka düzgün biçimde kolilenmeli, kolilerin üzerine içindekiler detaylı ve açık biçimde yazılmalı, ayrıca topluca detaylı biçimde listelenmeli, bu belgelerle birlikte yetkili bir koordinasyon veya yardım toplama birimine teslim edilmelidir. Gelen yardımlar, uzun vadede merkezi olarak tasnif edilmeli, kayda alınmalı, dağıtımı ihtiyaca göre zamana yayılmalı ve mümkün olduğu kadar tüm bölgeye eşit bir şekilde ulaştırılmaya çalışılmalıdır.
EĞİTİM VE SAĞLIK DURUMU
Depremin; on milyondan fazla insanın yaşadığı ve genç nüfusun yoğunlukta olduğu bir bölgeyi etkilemesi sebebiyle, çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitimine nasıl devam edeceği ile ilgili çözümlerin de üretilmesi zaruret arz ediyor. Bölgedeki nüfus hareketliliği de eğitimin aksamaması için dikkate alınmalıdır. Sağlık Bakanlığımız, bölgedeki olağanüstü koşullarda sağlık hizmetlerinin verilmesi için bir düzenlemeye gitti. Sağlık hizmetlerini ulaşılabilir yapmaya çalışıyorlar. Bu konu çok önemlidir. Türkiye’nin her bölgesindeki gönüllü sağlık personelinin düzenli görevlendirmesi ile yorgunluğa fırsat vermeden, taze ekiplerin gayretiyle sağlık hizmetleri depremzedelerin ayağına gitmeye devam etmelidir. Takip, tedavi, aşı ve benzeri birinci basamak sağlık hizmetleri özellikle bebekler, çocuklar, yaşlılar, kronik hastalar ve gebeler başta olmak üzere milyonlarca insan için hayati ve ertelenemez asli bir ihtiyaçtır. Uzun vadede yaygın biçimde psikolojik ve sosyal destek verilmesi oldukça değerli olacaktır.
GÖNÜLLÜLÜK VE BAĞIŞLAR
Eğitimi olanlar, Kızılay ve AFAD koordinasyon merkezleriyle temasa geçerek; gönüllü biçimde, insani yardım, lojistik, dağıtım ve benzeri birimlerde görev alabilirler. Çok sayıda gönüllü ihtiyacı var ama zamana yayarak ve kurumlar üzerinden başvuru yaparak hareket edilmelidir. Bireysel gönüllü faaliyetler hedefe ulaşmakta sınırlı kalıyor ve sorunlara yol açıyor. Kan ihtiyacı için; Kızılay Kan Alma Birimlerinden, yığılma oluşturmadan, zamana yayarak, kan bağışı yapılması faydalı olacaktır. Karınca kararınca katkım olsun diyenler; ‘AFAD ve Kızılay’ gibi güvendikleri bilinen kurumlar üzerinden, SMS yoluyla bağışta bulunabilirler. ‘DEPREM’ yazıp 1866’ya SMS göndererek AFAD’a 20 TL, 2868’e göndererek Kızılay’a 15 TL bağışta bulunabilirler. Daha uzun vadede de özel ve resmi her kurum ve kuruluşta, ‘Afet ve Acil Durum’, ‘Arama-Kurtarma’, ‘ilk Yardım’, ‘Deprem’ ve benzeri konularda sertifikalı eğitimler teşvik edilmeli, finansman kaynağı bulunabilirse, ücretsiz ve yaygın uygulamalı eğitimlerle milyonlarca eğitimli, sertifikalı vatandaşımızı donanımlı afet gönüllüsü olarak hazır etmeliyiz. Bunun haricinde depreme dayanıklı yapılaşma, yatay mimari, acil durum planlar, toplanma alanları, tatbikatlar ve benzeri konularda da yetkili kurumlar mutlaka üzerine düşeni yapmaya devam edecektir. Kızılay bünyesinde yer aldığım, gördüğüm afet koordinasyon merkezlerinin, yardım toplamalarının, kampanyaların, sağlık kurumları bünyesinde gördüğüm acil durum müdahalelerinin, Marmara depreminden beri yaşadığım birçok büyük depremin kazandırdığı tecrübelerle, son depremleri de deprem bölgesinde yaşamış olmanın sıcaklığıyla kısaca yapılabilecekleri açıkladım. Bu konuda yazmaya devam edeceğim. Ama şimdi harekete geçme zamanı. Planlı, koordineli, stratejik yardım zamanı. Birlik, beraberlik zamanı. Yapabileceğimiz çok şey var. Faydalı olma zamanıdır. Heyecanımızı koruyarak, planlı ve uzun süreli bir yardım seferberliğini devam ettirmeliyiz.
Yükümüz ağır, işimiz zor ama başaracağımıza inancımız tamdır. Mahmut Adil Savaş’ın ifadesiyle; ‘Büyük Mutasavvıf Şair Niyazi Mısri, malumunuzdur ki mahlasının aksine Mısırlı değil Malatyalıdır. Der ki “derman arardım derdime derdim bana derman imiş”. Bizim aşkımız da derdimiz de dermanımız da bu topraklardadır, bu Cennet Vatandadır ve Vatanımız üstünde yaşayan güzel insanlardadır. Daha önce küllerimizden doğmadık mı? İnanıyoruz başaracağız.’
1 yorum
Sevgili kardeşim, durumu olduğu gibi aktarmışsınız, gözlemlerinizi, tespitlerinizi ve tedavi önerilerinizi bizimle paylaştığınız için teşekkür ederim.