Deprem, son yıllarda bütün dünyayı etkileyen Covid’i de unutturdu denilebilir. Felaket evrelerinden ilki olan yersarsıntısının etkileri ve yıkımın neden olduğu acıları dindirmeye çalışılan şu günlerde, çoktan beri özlemle aradığımız insani davranış örneklerine bu çalışma alanlarında tanık oluyoruz. Stres altındaki bir insanın diğer insanlara karşı özensiz davranışını mazeret olarak kullanmasını yalanlayan bu davranışlar sağlık çalışanlarına örnek olmalı.
Son zamanlarda sıklıkla duyduğumuz tükenmişlik emarelerine deprem bölgesinde çalışan görevlilerde rastlamak mümkün değil. Çünkü işine/ bir can kurtarmaya bu sonucunda kişinin ulaştığı başarı; mutluluk üreten bir jeneratör etkisiyle tükenmişliğe yer vermiyor. Kişi adeta kendisini yenileyerek bu sefer başka işlere odaklanıyor.
Bu felaketten çıkartılacak derslerden en önemlisi ise depreme dayanıklı evlerin yapılması sürecinin tüm aşamalarının ciddiye alınarak ve usulsüzlük karıştırılmasına izin vermeyen bir görev ve sorumluluk bilinciyle yetki kullanılmasıdır.
Sarsıntıyla yıkılmış binalarda temel ile binanın oturtulduğu zemin arasında iyi bir bağlantı kurulmadığına dair görsel kanıtlar olduğu söylenilebilir. Bina içinde yapılacak tadilatın, özellikle kolonların ortadan kaldırılması da binaların yer sarsıntısında zarar görmesi nedenleri arasında olduğu artık herkes tarafından bilinmektedir. Daire sahiplerinin oybirliğiyle de olsa aldığı mimari plana aykırı kararlar, herhangi bir sallantıda binaya ve cana mal olan zararlar verebilir. Bu yüzden topluma eğitim verilerek bu konularda farkındalık yaratılması ve tüm binaların değerlendirilerek ihmalden ve yanlış kararlardan kaynaklanabilecek can ve mal kaybının şimdiden önlenmesi çalışmalarının başlatılması ve bunun İstanbul halkı tarafından ısrarla talep edilmesi de desteklenmelidir.
Her ne kadar Ülkemizde 20 milyon kadar kişinin depremden etkilendiği söylense de aslında bu olay Türkiye’nin başına gelmiş ve herkesi bir biçimde etkilemiş ve etkisini sürdürecek bir felakettir. Depremden etkilenmiş olanların sağlık karnelerinde yer alması gereken bu olgu etkilenme düzeyine göre kişiye sağlık yaklaşımını belirleyecektir. Depremden etkilenen çocuklar ise psiko-sosyal bir yaklaşımla desteklenmelidir. Tüm yapılması gerekenler düşünülecek olursa bu konuda çok disiplinli bir yaklaşım gerekir demek daha doğru olur.
Ülkemizin fay hattı haritasına bakıldığında sarsıntılara ne kadar aday bir yerde olduğumuz bellidir. Bu yüzden alınacak önlemlerin bir an önce eyleme geçirilmesi dilekleriyle.