Milletçe yaşadığımız deprem felaketinden sonra akıllara ilk gelen sorular, neden bu kadar hasar gördüğümüz? Neden bu kadar çok insanımızı kaybettiğimiz di? Günler geçtikçe felaketin boyutlarının daha büyük olduğunu görünce daha da çok üzüldük. Anlamak kabullenmek gerçekten çok zordu. Dakikalar içerisinde evler yerle bir olmuştu. Bu vatan evlatlarını, annelerini, babalarını ve gelecek nesillerini oluşturacak çocuklarını beklenmeyen bir şekilde yitirdi. Onları yitirmesek belki neyin eksik olduğunu veya bir şeylerin Cumhuriyetin 100. yılına gelindiğinde eksildiğini fark etmemizi sağlamazdı. Aslında az olan gerçekten algıları açık bazılarımız bunu belki hissediyorduk ancak toplumda bu derecede bir şeylerin eksildiğini anlatabilmeleri söyleyebilmeleri çok güçtü. Güç oluyordu. Bizlerde yaşam içinde sürüklenip 6 Şubat 2023 sabahına ulaştık. Bence bu durum aynı çocuğu olanın çocuklunun halinden anlaması, çocuğu olmayanının çocuklunun halinden anlayamamasına benzetilebilir. Yani ahlak sahibi olanların olmayan veya eksik olanları anlayabileceği gibi. Ancak tersini söylemek zor çünkü olmayanın zaten olmadığının farkında olmaması gibi hatta olanları enayi veya tuhaf görmesi karşılaması gibi düşünülebilir. Sonuç olarak toplumda ona sahip olanlar giderek azalırsa ve sahip olmayanlar giderek çoğalırsa bir süre sonra sahip olmanın erdemi diğer güruh tarafından görmezden gelinip değersizleştirilir. İşte tam da bu zamanlarda bize acı bir doğa olayı bunun böyle gitmeyeceğini hatırlatır. (Tabiki anlamak isteyene.) Yani deprem olmasa şimdi bu konu üzerinde düşünüyor olmazdık, nerede ondan koptuğumuzu düşünüyor olmazdık, nerede yanlış yapıldığını düşünüyor olmazdık veya niye bu kadar yıkıldığımızı düşünüyor olmazdık. Keşke bunlar yaşanmasaydı demek bence en kolay olan, çünkü bu dünyada böyle doğa olayları olmaya devam edecek, önemli olan bunu unutmayıp bunun farkında olabilmek ve her yönüyle hazırlıklı olabilmek. İşte bir kısmımızın hatta Japon bilim insanlarının aklının alamadığı neden hazırlıklı olamamamız. Bunu nasıl izah edeceğiz, belki bu dünya da değil ancak izah etmesi gerçekten zor. İnsanın insana verebileceği en büyük hasar aslında depremin yaptığı tahribat değil, tahribatın az olmasını sağlayamaması ve koruyamaması.
Sonuç olarak deprem olmasa yaşanmasa bunun üzerinde düşünüyor olmayacaktık. Umarım balık akıllı bir toplum olmayız ve yaşadıklarımızdan bir ders çıkartabiliriz. Deprem olmasa eksikliğini veya eksildiğini fark etmediğimiz en önemli erdemimiz Ahlakımız inşallah artar. Eksildiği zaman nelerin başımıza gelebileceğini görmüş olduk. Bunun devam etmemesi tamamen toplumu oluşturan bireylerin elinde. Başka böyle acı felaketlerin yaşanmaması dilemekten başka elimden birşey gelmiyor. Belki bu yazılarla bazılarımız bazılarımızı etkiler düşündürebiliriz. Yaşamın bizler için bir lütuf olduğunu ve sadece kendimiz için değil çevremizdeki insanlar için de yaşamımızın gerektiğini ve tüm insanların yaşamlarına da anlam kattığımız zaman kendi yaşamımızın daha anlam kazanacağını fark edebilmemiz dileğiyle niçin ve ne için yaşadığımızı kendi kendinize sorgulamanızı diliyorum. Yaşam sadece yaşayıp bitirmek için değil.. Ona anlam verebilmeniz için..