Bu yazımda devlet üniversitelerinin zor durumundan söz etmek istiyorum. Vakıf üniversitelerinden daha az destek alan devlet üniversiteleri büyük bir kalite kaybına uğramaya devam ediyor. Bunun göstergeleri saymakla bitmez. Devlet üniversitelerinin bu durumunun nedenleri ve sonuçları ile ilgili bildiklerimizi sıralayacak olursak:
1-Gereksinim olup olmadığı sorgulanmadan açılan çok sayıda üniversite, öğretim üyesi bulmakta sıkıntıya düşmektedir. Bu durum eğitimin kalitesini ciddi şekilde düşürmektedir.
2-Altyapı gereksinimleri tamamlanmadan öğrenci almaya başlayan üniversiteler de eğitimin kalitesini düşürmektedir.
3-Yanlış eğitim politikaları ile üniversite önlerinde biriken öğrencilere yeni okullar açmak isteyen siyasetçilerimiz yeni üniversiteler açarak bu sorunu çözecekleri yanlışını sürdürmekte inat etmektedirler.
4-Populist politikalarla küçük şehir merkezlerine, hatta kasabalarına üniversiteler kurmak isteyen milletvekilleri bunu başardıklarında seçmenlerine bir zafer kazandıklarını söylemektedirler. Oysa o seçmenler o üniversitede eğitim başladığında ve de öğrenciler o küçük ile veya kasabaya geldiklerinde evlerini kiraya vermemekte veya çok yüksek kiralar istemektedir. Yakın zamanda bir batı kentimizde üniversite öğrencilerinin yüksek kiralar ve bekar üniversite öğrencilerine bir suç kaynağı gibi bakılmasından ötürü gösteri yaptıklarını unutmayalım.
5-Ne yazık ki yönetime gelen iktidarlar devlet planlama teşkilatının önerilerini hiç dinlememekte direnmektedirler. Herhalde bizim kadar nerede çalıştırılacağı düşünülmeden üniversite öğrencisi yetiştiren, üniversiteleri bir şehrin veya kasabanın gelişmesi için bir kaynak olarak gören bir başka ülke yoktur. Ülkemizde üniversite mezunu işsizlerin sayısı bu kadar artmakta iken yeni üniversiteler kurmanın mantığını anlamak zordur. Bir bankada çalışan genetik mühendisleri, sekreterlik yapan bilgisayar mühendislerinin olduğu bir ülkede verimlilikten söz etmek zordur.
6-Bu kısıtlı, kaynakları yok edilmiş devlet üniversiteleri gittikçe sadece eğitimle uğraşmakta, araştırmaya daha az zaman ayırmaktadır.
7-Rasyonel bir personel politikası olmayan ve kalitenin önemsendiği bir sistemi olmayan devlet üniversiteleri büyük şehirlerde gittikçe kabarık, hantal –aynı zamanda işlevsiz- kadrolarla çalışmak zorunda kalmaktadır. Çok sayıda taşra üniversitesi ise yetersiz genç kadrolarla bir yüksek okul olarak kalmaya zorlanmaktadır.
Bu arada hem devletten hem de kendi vakıf kaynaklarından aldıkları ekonomik desteklerle vakıf üniversiteleri, devlet üniversitelerinin kaliteli kaynaklarını kurutmaya başlamıştır.
Devlet Planlama Teşkilatının orta ve uzun vadede hangi üniversite mezununa kaç adet gereksinimi olduğunu açıklaması ve bunun hem üniversite çevrelerinde hem de kamuoyunda tartışılması şarttır. Her gelen iktidarın canı istediği gibi üniversite açmasının önü kesilmelidir. Mevcut devlet üniversiteleri vakıf üniversiteleri kadar kaynağa sahip olmalıdır. Eğer bu gerçekleşmeyecek ise gelişemeyecek üniversiteler kapatılmalıdır.