“Liyakatli İnsan Yetiştirme”, ülkenin her sahasında elzem, olmazsa olmaz gerekliliktir. Olmaz ise, görev alanlarına göre, az ya da çok, maddi-manevi tahribatlar oluşur. Tamiri mümkün olabildiği gibi, bazılarının ya tamiri mümkün değildir, ya da çok uzun süre alır. Bu durum ülkeyi idare etmeye talip, seçmenin vekili durumunda ki siyasetçi ise, “Milli Güvenlik Sorunu Olarak” karşımıza çıkar, ülke için yıkımları çok şiddetli olur. Maalesef defalarca yazıldı, çizildi; ülkenin demokratik hayata geçişinin en birincil göstergesi çok partili döneme geçmektir. Ve dahi denildi ki, “kim iktidar olursa olsun, asıl güç milli bir muhalefet”. Peki bu olmaz ise ne olur?
Basit bir analiz yapalım ! Türkiye’de çok partili dönem, 1945 yılında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) dışında ikinci bir parti olan Millî Kalkınma Partisi (MKP) kurularak, 1946 genel seçimlerine gidilmesi ile başlamıştır. Cumhuriyetin ilk partisi 9 Eylül 1923’te Halk Fırkası’ olarak kuruldu. Genel başkanlığına da Gazi Mustafa Kemal getirildi. Cumhuriyetin ilânından sonra bu parti Cumhuriyet Halk Fırkası adını aldı. Böylece Cumhuriyet Dönemi’nin ilk siyasî partisi kurulmuş oldu. Aradaki farka bakın, yaklaşık tam 23 yıl tek parti. Peki sonra ne oldu ? Demokrat Parti, 7 Ocak 1946’da kurulan, kurulduğu yıl yapılan seçimlerde azınlıkta kalıp 4 yıl sonra yapılan seçimlerde (14 Mayıs 1950) 27 yıllık tek parti dönemini sona erdiren Türk siyasi partisi olarak bilinir. Demokrat Parti’nin 10 yıllık iktidar sürecinde Türkiye’ 4 kat büyüdü ancak, CHP jakopenlerince muktedir olamadı. Sürekli CHP’ ye gitmeyen seçmen aşağılandı…! Milletin seçtiği iktidarı sürekli taciz ederek, fırsatını kollayarak değişik darbelerle (ilkel, modern, postmodern) alaşağı etme yollarını aradılar ve etmişlerde…
Bu milletin önüne konulan 2 partili seçimlerde bile, halk CHP’ yi devirmiş. Peki, CHP ne yapıyordu?! CHP ve yönetimi, 100’ lerce siyasi partinin seçime girdiği günümüzde bile, halk tarafından iktidara layık görülmeyip, 22 yıldır AKP yi iktidar yapıyor. Peki, AKP bu süreçte ülkem ve milletim adına ne yapmış? Birkaç hizmetini sayalım:
IMF’ye olan milyar dolar borcunu, TMSF`ye devredilen toplam 20 bankanın Türkiye`ye oluşturduğu 16.7 milyar dolar borcunu, “CHP destekli, planlanmış 28 Şubat darbesinin” 390 milyar dolar olan borcunu, “CHP destekli planlanmış Gezi olaylarının 100’lerce milyar doları bulan borcunu, yine CHP destekli’ 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişiminin Ülke ekonomisine dolaylı 350 milyar doları bulan borcunu; Ve dahi açık-kapalı yine CHP himayesinde ki tüm darbelerin katrilyon dolar borçlarını ödedi…
Bunlara ilaveten; ulaşımdan sağlığa, eğitimden enerjiye, teknolojiden turizme, AK Parti’nin 22 yıllık iktidarında tüm bu alanlara damgasını vuran sayısız proje hayata geçirildi. 65 milyar liralık yatırımla 50 bin kişilik istihdam oluşturuldu, Doğal gaz, petrol ve nükleer enerji ve dahi Şehir hastaneleri salgın döneminde sistemi ayakta tuttu.
Süklüm püklüm siyasetçi’ ler yerine, “Dikleşmeyeceğiz, dik duracağız” dedi. Haksızlıklara karşı “One minute” çıkışıyla dikkat çekti. Uluslararası statükoyu “Dünya 5’ten büyüktür” vurgusuyla sorgulattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, diplomatik hamleleriyle Türkiye’nin ağırlığını dünyaya kabul ettirdi!… Erdoğan, Putin ve Zelenski ile defalarca görüştü. Türkiye’nin çabalarıyla tahıl koridoru açıldı, küresel gıda krizi önlendi. Dünya’nın en çok korktuğu, Türk Devletleri Teşkilatı kuruldu.
Türkiye’ son 19 yılda savunma sanayinde devrim gerçekleştirerek, “Başarısını sahada bilfiil ispat eden silahlı insansız hava araçlarının tasarımı, üretimi ve satışında dünyanın ilk 3-4 ülkesi arasına girdi”
Türkiye; dünyada ABD, Rusya, Çin gibi ülkeler ile yarışarak, 5’inci nesil bir muharip uçağı üretebilecek altyapı ve teknolojiye sahip sınırlı sayıdaki ülkeler arasında yerini aldı ve üretti… Ve bu güçle ABD gibi devlere kafa tutarak, OYUN KURAN BİR ÜLKE haline geldi, TOGG gibi yerli otomobili mi saymıyorum bile… Ve bunu 30 yıllık Karabağ’ı özgürleştirerek, Katar, Somali, Libya ve dahi çok sayıdaki ülkeyi safına ve kontrolüne alarak bu gücü ispat etti…
Peki bu nefes almadan sayamadığımız!, ülkemi şaha kaldıran bu hizmetlerden kim rahatsız?, maalesef CHP… Dalga geçti, kalorifer peteği dedi, hani nerde doğalgaz, petrol dedi… Kendileri siyasi hayatta var oldu olalı (Gazi M.Kemal Dönemi hariç), şifa niyetine sayabileceği bir hizmet üretemedi…
Günümüz CHP ve yönetimi, bir türlü kendine format atarak güncellenemiyor. Sürekli ülkemin, milli-dini-örfü olan neyi varsa, toptan yok etmeyi genlerine kazımış. Ancak, ABD gibi emperyal güçlerin devşirerek zehirlediği FETÖ, PKK, KCK, DHKP-C gibi maşa örgütlerin de hamiliğini yapıyor. Çok yakın tarihli KENT UZLAŞISI projeleriyle de, dağdaki teröristlerin kökü kazınınca da, belediyelere yerleştirerek, can-mal güvenliğini de sağlayarak, daha rahat belediyeleri kazanır oldular. Devleti ve milleti koruma adına, bu teröristleri yakalayıp, içeri tıkan hukuku’ da tehdit ettiler; yine ana muhalefet partisi, bu sayılan ülke ve millet düşmanlarına timsah gözyaşlarıyla sahip çıkarak sokakları terörize etti… Ve dahi, bunlar ATATÜRK’ e savaş açtı çığlıkları ile, GAZİ ATA’nın adını kirletmeye devam ediyorlar…
Eyy batılı dostlarım, yardım edin gelin ne olur! siyasi acziyet ve suçluluk psikolojisi ile yalvarırken, sanki bunları başkası söylemiş gibi “Bütün Türkiye’ye ilan ediyorum, Tayyip Erdoğan hem cuntacıdır hem de Amerikan mandasının bir numaralı savunucusudur.” ifadelerini kullanan Özgür Özel’e emanet edilen CHP, sürekli gayri milli çizgiye itilirken; halkın seçimle iktidar yaptığı siyasi iradeyi ve başındaki lidere, “cunta”, “diktatör” zırvalamasını, ağzından köpükler saçarak söylerken, 27 yıllık tek parti döneminin “cunta”, “diktatörlük”, dönemlerini, sonraki dönemlerde kendi himayelerinde yapılan onlarca darbeleri ağzına bile almıyor!…
Bu dönemlerde “devrimler adına” yapılan binlerce katliamları (devrimler bahane, dine ve dindarlara yapılan zulümler) hiç saymıyor bile. Girin Google’a, CHP’ nin idam sehpalarında sallandırdığı binlerce alim, halk ve gençleri görebilirsiniz. Yok edilen alimlerin yerine de, yeni kurulan üniversitelerimizi Almanya’dan kovulan siyonist ve evenjalist hocalara teslim ettiler. Kocaman kara lekeli CHP tarihini; algılarla, emperyal güçlerin tetikçileriyle örtüyorlar ve örtmeye de devam ediyorlar. Artık mızrak çuvala sığmıyor… Peki, kimin güvencesi altında yapıyorlar, elbette Gazi Mustafa Kemal’in. Yazık değil mi, ne hakkınız var, her türlü rezilliklerinizle onu kirletmeye…!
Basında çıkan söylemlerin öznelerini, ben tecahül-ü arif sanatıyla yazayım, ancak ehli insaf, vicdan sahibi CHP’ liler değerlendirsin! On binlerce insanı katleden terör devleti İsrail’ e tık laf etmeyen! “Ya bizi göreceksin, ya dibi göreceksin” diye seslenen, İngiliz muhipler Cemiyeti, Almanya Locası, İsrail Başbakanı, Fransa Büyükelçisi ve diğer Türk düşmanları !!! boykot listesi içinde yer alan şirketleri sıraladı”:
Anadolu Ajansı, DBL Entertainment, Espressolab – “Türk kahvesini, filtre kahveyi çok severim, her türlüsünü severim size de tavsiye ederim hangisini severseniz onu için ama bunu sakın EspressoLab’dan içmeyin. Bundan sonra Espressolab’e uğramayacağız, kahvelerini içmeyeceğiz!”
D&R – “Kitap almak icap ettiğinde insanın ayağı bazen, D&R’a gidiyor, aman ha, D&R’a uğramayın.” İdefix – “Idefix diye bir şey var biliyorsunuz, artık yok.” CNNTürk, TRT, TGRT, NTV, NTV’ye reklam verenler, Kral FM, Star TV, Akşam Gazetesi, Beyaz TV, Yeni Şafak, Türkiye Gazetesi, Doğuş Grubu – Volkswagen, Auidi ve Skoda, Günaydın Restoran, Nusr-ET, İhlas Ev Aletleri – “TGRT’ye bakmayın, TGRT’nin İhlas ev aletleriyle artık ısınmayın.” İhlas Haber Ajansı (İHA), Turkuaz Medya Grubu, Demirören Haber Ajansı (DHA), Türk Petrol – “Türk Petrol’den almayın.”, Milli Piyango, Misli.com, İddaa.com, ETS Tur… Bunları söyleyecek kişiler bunlar olmalı idi değil mi ?! “Liyakatli Siyasetçi Yetiştiremenin, Nasıl Milli Güvenlik Sorunu Olduğu görülmüyor mu! , Nisan şakası gibi değil mi ? Ama öyle değil maalesef, yazık çok yazık…