İslam dinin ölçüsü Kur’an ve sünnettir. Kur’an, Hz. Muhammed’in (sav.) yüce bir ahlak üzere olduğunu haber vermektedir:
وَإِنَّكَ لَعَلى خُلُقٍ عَظِيمٍ
“Muhakkak ki sen, en yüce bir ahlak üzeresin”[1]
Buna göre Hz. Muhammed (sav.), söz ve hareketleriyle bizlere İslam ahlakının güzel yolunu göstermiştir. Adamın biri Hz. Ayşe’ye Hz. Muhammed’in (sav.) ahlakının nasıl olduğunu sormuş. O da adama, “Sen Kuran’ı okumuyor musun?” diye sormuş. Adam, “Evet, okuyorum” diye cevap verince Hz. Ayşe ona, “Muhakkak ki Hz. Muhammed’in (sav.) ahlakı, Kur’an idi” diyerek cevap vermiştir.[2] Hz. Muhammed (sav.) Kur’an-ı Kerimi yaşamıştır. Onun sünneti, Kur’an’ın tefsir ve açıklaması durumundadır.[3] Hz. Muhammed (sav.), din âlimlerine yönelik şöyle bir hitapta bulunmuştur:
“Dini ilimleri âlimlere karşı böbürlenerek övünmek veya onunla cahillerle münakaşa etmek ya da toplumun teveccühünü kendinize çevirmek için öğrenmeyiniz. Kim böyle yaparsa o kimse cehennemdedir.”[4]
Bu hadiste İslam inanç ve ahlakının çok önemli üç noktasına işaret edilmektedir:
1 – Birincisi ilim, nefsine tabi olup kendini üstün göstererek, başka âlimlerin karşısına çıkıp ilmiyle iftihar etmek, gururlanmak, böbürlenmek, övünmek, onlara karşı üstünlük taslamak ve kibirlenmek için kullanılmamalıdır. Bu tür duygu ve düşüncelerle ilim öğrenmek ve bu şekilde olumsuz hareket etmek, Allah’ın rızasından son derece uzak bir davranıştır.
2 – İkincisi ise, dini ilimler idraki kıt, anlayışı kısır, aklı zayıf ve cahil kişilerle münakaşa ve mücadele etmek için öğrenilmemelidir.
3 – Üçüncüsü de ilim elde eden kişi, bu yolda göstermiş olduğu çabayı, toplumun itibar ve teveccühünü kazanmak, toplumun saygısına mazhar olmak, varılan meclislerde en üst köşeye geçmek, daima önde olma gayretinde bulunmak, halkı hizmetçi gibi kullanmak ve bu kutsal duyguları dünya malını toplamak için kullanma gibi bir rezalette bulunmamalıdır. Şunu kesin olarak bilmek gerekir ki dini ilimleri istismar etmek, maddi veya manevi menfaate aracı olarak kullanmak gibi menfur emellere kavuşmak için basamak yapmak, İslam dini açısından şiddetle yasaklanmıştır.
Netice itibariyle bu ve benzeri hadisler, basit ve süfli emellerin İslami ilimlerden beslenmesinin yasak olduğunu, böyle bir maksatla ilim talep eden kimselerin mükâfat alması şöyle dursun, ilmin yüceliği ile bağdaşmayan kötü niyet ve davranışı yüzünden geçici de olsa cehennem ateşinde cezasını çekmeye müstahak olduğunu bildirmektedir.
Âlim geçinen, din adına konuşan tüm kişileri, bu hadiste anlatılan ölçüleri göz önünde bulundurarak değerlendirmenizi istirham ediyorum.
Herkese selam, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.
Anahtar Kelimeler: Alim, din, samimiyet, dürüstlük, değerlendirme.
[1] el-Kalem 68/4.
[2] Müslim, Musafirîn, 18, hadis no: 139, hadis no: 746.
[3] Muhammed Hüseyin ez-Zehebî, et-Tefsîr ve’l-Mufessirûn, Dâru’l-Erkâm, Beyrut tsz. I, 32.
[4] İbn Mâce, Mukaddime, 23, hadis no: 259.