İnsanlar, tabii yaratılışları gereği herhangi bir şeye inanma ve ona sığınma ihtiyacını hissederler. Her insan, böyle bir inanca sahip olmaya ve ona göre hareket ederek mutlu olmaya, huzur bulmaya çalışır. İnsanlık tarihi boyunca hep böyle olmuştur. Fakat ne acıdır ki, hemen hemen her toplumda, zaman zaman insanların dini duyguları istismar edilmekte ve insanlar bu duygular üzerinden sömürülmektedirler. İnsanların dini duygularını kötüye kullanıp onları din üzerinden sömürmekten daha kötü bir şeyi tasavvur edemiyorum.
İslâm inancına göre ana hedef Kur’ân’ı okumak, manasını öğrenip kavramak ve ona göre hayat sürdürmek gerekir. Kur’ân’ın manasını anlamadan onu okumanın sevap olup olmadığı tartışılmaktadır. Ben, Kur’ân’ın manasını bilmiyorsanız okumayın demiyorum. Allah rızası için ibadet niyeti ile okuyorsanız, Allah kabul etsin. Ancak şunu söylemek istiyorum ki, Kur’ân para için okunmamalıdır ve para ile okutulmamalıdır. Sadece Allah rızası için okunmalıdır. İslâm dininde olmadığı halde, bazı yerlerde Müslümanlar arasında hatim veya bir yıllık devir okutma alışkanlığı gelişmiştir. Birileri Kur’ân okumayı bilmedikleri için, okuyan birilerine ölmüşlerinin ruhu için para ile hatim veya bir senelik devir/12 ay 12 hatim okutuyorlar. İşte bu para ile olmamalıdır. Birileri bunu ticaret haline getirip bu yol ile zengin oluyorlar. Hatta daha önce okumuş oldukları hazır hatim, hazır Yasin veya hazır mevlit satanlar oluyor. Doğrusu bu bir fecaattir. Maalesef bugün bazı yerlerde para ile mevlit okumak, bir sektör haline gelmiştir. O da ayrı bir problemdir. İBADET, PARA İÇİN YAPILMAZ, YAPTIRILMAZ. Bu tür şeyler okunacaksa, yukarıda dediğimiz gibi sadece Allah rızası için okunmalıdır. Bunun para üzerinden pazarlığı olmaz, olmamalıdır. Okutan kişi, okuttuğu kişiye bir hediye verir veya fakir diye bir sadaka verirse, zekât niyeti ile Allah rızası için yardım ederse, zararı yok.
Para ile dini anlatmak ise, son derece Kur’ân ve sünnete/nasa aykırı düşmektedir. Kur’ân’ın çeşitli ayetlerinde bu konuda bilgi verilmektedir. Yüce Allah, En’âm suresinde Nuh, Davud, Süleyman, Eyüp, Yusuf, Musa, Harun, Zekeriya, Yahya, İsa ve İlyas peygamberleri insanlara tebliğci olarak göndermiş olduğunu haber vermektedir. Bütün bu peygamberler dini sadece Allah rızası için tebliğ etmişlerdir. Yüce Allah bunlar hakkında bu konuda bazı bilgileri verdikten sonra, şöyle devam etmektedir:
قُل لاَّ أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ أَجْراً إِنْ هُوَ إِلاَّ ذِكْرَى لِلْعَالَمِينَ
“De ki: Ben buna karşılık sizden bir şey istemiyorum. Bu, âlemler için sadece bir öğüttür.”[1] Allah’ın kitabı olan Kur’ân, tüm âlemler için bir öğüt olarak gönderilmiştir. Onu, sadece Allah rızası için tebliğ etmek gerekir. “Ben size dini, Kur’ân’ı, sünneti anlatacağım, sizler de buna karşılık bana bu kadar para vereceksiniz” dersem, bütün bu peygamberlere, Kur’ân’a ve özellikle Allah’a muhalefet etmiş olurum. Her konuda olduğu gibi, bu konuda da doğruyu Kur’ân’dan öğrenmemiz gerekir.
وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ نُوحٍ إِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ يَا قَوْمِ إِن كَانَ كَبُرَ عَلَيْكُم مَّقَامِي وَتَذْكِيرِي بِآيَاتِ اللّهِ فَعَلَى اللّهِ تَوَكَّلْتُ فَأَجْمِعُواْ أَمْرَكُمْ وَشُرَكَاءكُمْ ثُمَّ لاَ يَكُنْ أَمْرُكُمْ عَلَيْكُمْ غُمَّةً ثُمَّ اقْضُواْ إِلَيَّ وَلاَ تُنظِرُونِ فَإِن تَوَلَّيْتُمْ فَمَا سَأَلْتُكُم مِّنْ أَجْرٍ إِنْ أَجْرِيَ إِلاَّ عَلَى اللّهِ وَأُمِرْتُ أَنْ أَكُونَ مِنَ الْمُسْلِمِينَ
“Onlara Nuh’un haberini oku! Hani o, halkına şöyle demişti: Eğer benim aranızda bulunmam ve Allah’ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa, bilin ki ben, Allah’a dayanıyorum. Siz de Allah’a ortak koştuklarınızla bir araya gelin, sonra da bana yapmak istediğiniz şeyler konusunda asla tereddüt etmeyin ve hükmünüzü uygulayın! Ayrıca bu konuda bana asla fırsat da vermeyin. Eğer yine de yüz çevirecek olursanız, ben sizden herhangi bir karşılık istemiyorum. Çünkü benim ücretim, sadece Allah’a aittir/Ondan gelecektir. Bana, Allah’a teslim olanlardan olmam emredilmiştir.”[2]
Bu ayetlerde haber verildiği gibi, Nuh Peygamber halkına, “Eğer yine de yüz çevirecek olursanız, ben sizden herhangi bir karşılık istemiyorum. Çünkü benim ücretim, sadece Allah’a aittir/Ondan gelecektir. Bana, Allah’a teslim olanlardan olmam emredilmiştir”[3] diye hitap etmiştir. Başka bir ayette de Nuh’un (a.s.), mealen şöyle dediği haber verilmektedir:
“Ey kavmim! Allah’ın emirlerini bildirmeye karşılık sizden herhangi bir mal istemiyorum. Benim ödülüm ancak Allah’a aittir.”[4]
Yüce Allah, Yasin suresinin bir ayetinde şöyle seslenmektedir:
اتَّبِعُوا مَن لاَّ يَسْأَلُكُمْ أَجْراً وَهُم مُّهْتَدُونَ
“Doğru yolda olduğu halde, sizden ücret istemeyip sizi uyaranlara uyun.”[5] Aşağıdaki ayetin anlamı üzerinde durup düşünmenizi de istirham ediyorum:
إِنَّ الَّذِينَ يَكْتُمُونَ مَا أَنزَلَ اللّهُ مِنَ الْكِتَابِ وَيَشْتَرُونَ بِهِ ثَمَناً قَلِيلاً أُولَـئِكَ مَا يَأْكُلُونَ فِي بُطُونِهِمْ إِلاَّ النَّارَ وَلاَ يُكَلِّمُهُمُ اللّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَلاَ يُزَكِّيهِمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ
“Allah’ın indirdiği Kitaptan bir şeyi gizleyen ve onu az bir para ile satanlar var ya, işte onlar, karınlarına ateşten başka bir şey koymuyorlar. Allah, kıyamet gününde onlarla konuşmayacak, onları temize çıkarmayacak ve onlar için acı bir azap olacaktır.”[6]
Konu ile ilgili daha pek çok ayet ve hadisleri burada ele alıp anlamları üzerinde durmak mümkündür. Burada yer verdiğim ayetlerde bize çok şey anlatılmaktadır. Bunların anlamı üzerinde durduğumuz zaman, Kur’ân’ın, dinin, para için anlatılmamasının, Allah rızası için anlatılmasının gerektiğini anlamış oluyoruz. Şunu kesin olarak bilin ki din adına para ile konuşanlar, menfaatleri için rüzgâra göre yön değiştirirler. Bir zamanlar Fethullah Gülen’in adı anılınca, saygı ile ayağa kalkanlar, televizyon kanallarında onun ve cemaatinin sahabe düzeyinde olduğunu söyleyip övenler, darbeden sonra onun “Mesciduddırar” olduğunu anlatan din adamlarına ne kadar acıyorum.
Kur’ân Allah için okunur. Din Allah için anlatılır. Bu ve benzeri kutsal değerleri menfaate alet etmek, şahsiyet fukaralığının en kötüsüdür. Allah rızasından ayrılmamanızı istirham ediyorum. Bu gibi değerleri istismar edenlere de asla aldanmamalıyız.
Herkese selam, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.
Anahtar Kelimeler: Kur’ân, Din, Allah rızası, Para.
[1] el-En’âm 6/90.
[2] Yûnus 10/71, 72.
[3] Yûnus 10/ 72.
[4] Hûd 11/29.
[5] Yâsin 36/21.
[6] el-Bakara 2/174.