Joachım Wach 1898-1995 yılları arasında yaşamış bir Alman filozof ve sosyoloğudur. 1935-1955 arası çeşitli Amerikan üniversitelerinde ders vermiştir. Uzmanlığı din ve felsefe sahasındaydı. Dinler Bilimi, Anlayış ve Yorum Teorisi, Din Sosyolojisi adlı eserleri var.
Wach’a göre Dinler Bilimi felsefi değil ampirik bir bilimdir.
“Dinler Bilimi bilim olarak gelişmek istiyorsa, felsefeden hareket eder; felsefeye yönelmek istiyorsa, bilimden hareket eder. Dinler Bilimi’nin bağımsız görevi ise bu iki uç arasında kalmalıdır. Din Felsefesi tümden gelişim metoduna göre önsel (a apriori) olarak ortaya çıktığı halde, Dinler Bilimi hiçbir spekülatif amaç gütmeyen (a posteriori) niteliktedir.”
Wach’a göre din alanında araştırıcı, gayretini olaylara anlam vermeye çevirmelidir. Dinin tüm olarak anlaşılabilmesi için, dört temel ilkeden hareketin öneminin altını çizmektedir:
1) Olay ve olguların anlayışlı bir vasıflaması (deskripsiyonu).
2) Tarihi ve sosyolojik bir açıklama.
3) Sınıflandırma tekniği.
4) Psikolojik bir anlayış.
Demek oluyor ki Wach’a göre dini anlamak için bilimsel bir yaklaşım benimsenecekse bu adı geçen dört ilkenin boyutlarıyla ele alınması kaçınılmaz görünüyor.
Bireyin şekliyle düşüncesi arasındaki bağlantının yorumu, toplumun iç ve dış yapısının yorumuyla sınanabilir. Dış yapı çevre koşullarıyla, iç yapı toplumun iç dinamikleriyle ilgilidir. Bireyin dış yapısı çevre koşullarıyla, iç yapısı üretim ve tüketim dinamikleriyle ilişkilidir.
Bu yaklaşımın doğruluğunun sınanması gerçeği ortaya çıkarabileceği gibi Wach’ın “Anlayış” adlı eserinde de altı çizilmektedir.
Wach, anlayışın gerçekleşebilmesi insanların birbiriyle yoğun ilişkiler içine girmesiyle, anlama eyleminin ise, insanların birbirlerini dinleme süreçlerini yaşamalarından sonra gerçekleşebileceğini ileri sürer.
Wach dini iyice anlamak için dış görünüşten hareket etmenin mümkün olup olmadığını kendine sorar. Ve dinin yorumunda şöyle kanaat belirtir:
“Bir dinsel demeçteki anlamın tarihsel karakteri bilinmeden o demecin gerçek yönü anlaşılamaz. Dinin doğruluğunun anlaşılması için dinsel tecrübenin boyutları da dikkate alınmalıdır.”
Wach, bu durumu teorik, pratik ve sosyolojik anlatımlarla ortaya koymaya çalışır: “Teorik anlatım ilk tecrübenin seziş duyuş ve inanışında aranmalıdır” der. Bunun kökenini yakalayabilmek için de teolojik, kozmolojik ve antropolojik boyutlarıyla konu çok yönlü ele alınmalı ve algılanmalıdır.
Dinsel tecrübenin pratik anlatımının ibadet boyutuyla ilgilenmeden anlaşılamayacağının da altını çizer.
Dinsel tecrübenin sosyolojik anlatımı Wach’a göre en önemli boyuttur.
“Tek bir din sosyolojisi olmak gerektir. Toplumun bir Katolik, bir Marksist, bir İslam felsefesi olmasına karşılık objektif ölçülere dayanan ve bütün dinler için geçerli olan tek bir din sosyolojisi vardır.”
Wach, Din Sosyolojisi (Sociology of Religion) adlı kitabının ön sözünde, din ve toplum bilimlerini birbirinden ayıran çukurun üzerine köprü kurulmasını çok uygun bulduğunu açıklamaktadır. (Din Sosyolojisi Prof. Dr. Mehmet Taplamacıoğlu-1975)
Bu yaklaşım ve metodoloji, sorun haline getirilen türbanı anlamak için de gerekli ve geçerlidir.