Yönetimin içeriği:
Evrensel örgütlenme, evrensel yönetim.
Bilgisayar, internet, uyduya bağlı televizyon kanalları ve görüntülü cep telefonları çağında ulusal yönetimler yerlerini uluslararası yönetim anlayışına terk etmek zorundadır.
Yöneticiler, insanların doğal (evrensel) ihtiyaçları ile yerel (milli) ihtiyaçlarını dengeleyen bir bilgi birikimine sahip olduklarında adaletli yönetim süreci başlatabilirler.
Bunu gerçekleştirebilmek için, yönetici konumundaki birey, doğru konuşan, sözünde duran, emaneti koruyan bir ahlak niteliğine sahip olduğuna emin olduktan sonra yönetime talip olmalıdır.
Sonra da yönetici olduğunda, emanet, ehliyet, adalet kavramlarına göre kendini donatmalıdır ki, istişare yapma yetkisine talip olabilsin.
Ondan sonra da, aklı, bilimi ve düşünmeyi temel dinamikler olarak kullanmalıdır ki, kararları evrensel (bütün insanları kuşatan) değer kazanabilsin.
Sonra da, inanç, istişare, itaat, icraat, istikrar ilkelerine uymalıdır ki, yönettiği kurumun yetki ve sorumluluğunu paylaşsın.
İlave olarak da, bağımsız düşünen, bilimsel düşünen, evrensel düşünen, sorumluluk üstlenen ve süreklilik ilkesine uyan bir yapılanma içinde olmalıdır ki, kurumunu medeniyetin yapı taşı haline getirsin.
Bütün bu özelliklere ilave olarak:
Öncelikle sorumluluğu üstlenerek, herkesten daha çok cesaret gösterilirse,
Sıkıntıdan zevk almayı sabrın temel dinamiği sayıp yaşanılırsa,
Sürekli üretmeyi yaşam tarzı edinirse,
Çevresini sürekli hareket halinde tutabilirse,
Hedefi seçmek, hedefi göstermek, hedefe kilitlenmek ve hedefe ulaşmak için tüm araçları kullanabilme becerisini gösterebilirse,
Ahlak, tutum, davranış ve kararlılığında çelişki oluşturmadan dosdoğru koşmak eyleminde bulunulursa,
Bütün bunlar karşılık beklenmeden yapılırsa,
Lider olunabilir.
Önce sorumluluk üstlenen, lider!
Sorumluluk ve yetkiyi birlikte üstlenen yönetici! Olmalıdır.
Yönetim sisteminin yapısı
Yönetim yapısının örgütlenme biçimi her unsuru ile amaç, araç, hedef üçlüsüne uygun bir yapılanma göstermelidir. Bu yaklaşımla ortak amaçlar, ortak araçlarla ortak hedefe ulaşabilir. Hedefe ulaşıldığında yeni bir hedef belirleyerek “akışa” devam edilir.
Her istişare kurulu üyesinin ortak amaç belirlemede katkı vermesi, amacı gerçekleştirmede yeteneğine göre görev alması, aldığı görevin yetki ve sorumluluğunu üstlenmesi yönetim sisteminin temel yapısıdır.
İstişare kurulu üyelerinin doğal ihtiyaçlarının karşılanmış olması ve bu ihtiyaçların temel ihtiyaçlar kavramı çerçevesinde tamamlanması esastır (yemek, içmek, barınma, ulaşım, eğitim, okuma, bir yıllık gelir dengesi garantisi).
Bu nitelikte yapılanma garantörlüğü yoksa, örgütün insanlığa hizmeti (?) israf hükmüne girer.
Demokratik örgütlenme (istişare sistemine göre yapılanma) tabandan tepeye doğru bu nitelikteki insan yapısıyla doğru bir sürece girebilir.
Bu gelişme süreci, evrensel düşünen, yerel üreten insanların sürecidir.
Küçükten başlayan, büyüğü hedefleyen insanların sürecidir.
Hedefi belirlemeyen insan harekete geçmemelidir. “Kervan yolda dizilir” ıslahatçı bir önermedir. Bilimsel devrim süreciyle ilgisi yoktur.
Bir taşı bir taşa vurarak çıkacak kıvılcımı izlemek, dünyanın en zengin kervanlarından daha etkili ve tutarlıdır.
Yapılanmada:
Nitelik niceliği üretmelidir.
Enerji maddeye dönüşmelidir.
Trafik kurallarına uyma zorunluluğunun, yolda sağlıklı ilerlemenin temel paradigması olduğuna inanılmalıdır.
İyilik yapma sürecine girilmelidir.
Kötülük sürecinden çıkılmalıdır (zinaya yaklaşmayın, cinayete yaklaşmayın, kumara yaklaşmayın, dedikoduya yaklaşmayın, hırsızlığa yaklaşmayın, uyuşturucuya yaklaşmayın, faize yaklaşmayın).
Yönetici, madde ve olayların yetki ve sorumluluğunu üstlenerek onları sevk ve idare eder.
Yönetmek “hareket” yasasına uymak ve “enerji” yasasına uymaktan geçen bir etkinliktir.
Durarak, oturarak yönetmek olmaz.
Hareket yasasına terstir. Evrende her şey hareket halindedir.
Yaradılış sisteminde ve yasalarında statik bir yapılanma yoktur. Varsa, insanların oluşturduğu kötülük süreçleridir.
Yıkılmaya mahkûmdur.
Emek harcamadan olmaz.
İnsanın kendi yaptığından başkası yoktur.
İlk hareketi tetikleyen, emektir.
Tüm evrende bütün hareketler bir başka hareketin tetiklemesiyle hayat bulur ve hareketini sürdürür.
Enerji üretmeden olmaz.
Enerji hayatın “can”ıdır.
Evrende cansız hiçbir şey yoktur.
Bütün “can”lar, bir bütünün hareketinde görev taksimi felsefesiyle işlerini yürütürler.
Yönetimin akışı: Hareket, emek, enerji sacayağına göre işler.
Yönetimin ürünü: Her gün yeni bir doğuş, yeni bir üretim, yeni bir “nimet”tir.
İyiliğin evrenselliği sürecini yaşayan ve yaşatan yönetimler, “enerji”nin kötülük süreçlerini ortadan kaldırma niteliğini taşıdığını yaparak göreceklerdir.
Yönetici, insanlardan yönetici insan kaynağı üretmelidir.
Bunun temel dinamiği, istişare sürecinde kullanılan kavramların ortak hedefi amaçlayan kavramlardan seçilmesi üslubudur.
Her söz bir uyarıcıdır.
Her söz bir kültürü çağrıştırır. (Devam edecek)