Ülkemizde fikirlerimizi açıklıkla ortaya koyabileceğimiz ortamlar yeterli değil.
Farklı fikirlerin sunulabildiği demokratik ortamlar yeterli değil.
Halen anayasa ve yasaların engellediği görüşler söz konusu.
Sürekliliğini hiç kaybetmeyen düşünceden korkma iklimi var.
Söylenen sözün ne olduğunu anlama yerine, kimin söylediğinin irdelenmesi var.
Demem o ki, ideolojik yaklaşım var.
Ne söylersen söyle yanlıştır, ne yaparsan yap kötüdür.
Artık bunları aşmamız gerekiyor.
Ülkemizin sosyolojik yapısını algılayarak birbirimizi anlamamız gerekiyor.
Elimizdeki imkanları ideolojik kaygılarla başkalarına karşı kullanmamamız gerekiyor.
Önce millet adına ideolojik darlıklardan soyutlanmamız gerekiyor.
Sonra da AVRUPA BiRLİĞİ’NİN ilmik ilmik dokuduğu demokratik ortama evrilmemiz gerekiyor.
O ZAMAN hak talebinde bulunan sivil örgütlerin eylem çağrısına TÜRKİYE çapında 90.000 hekim hakkını alıncaya kadar katılacaktır.
Karşılıklı ideolojik yaklaşımlar, gelişip değişmesini beklediğimiz ortamı gereksiz ve zamansız olarak gerecektir.
Biz dünya ile yarışmalıyız, birbirimizle değil.
Bir hekim olarak; “insanca yaşayabileceğim maaş artışı için, iş güvencem için, nitelikli sağlık hizmeti üretebileceğim iyi donanmış sağlık ortamı’ için haklarımı istiyorum.
Yine bir hekim olarak:
Yıllardır mücadelesini verdiğimiz, “Genel sağlık sigortası’ yasasını çıkararak, halkın her bireyini sağlık güvencesine kavuşturan bir atılım yapılmasını istiyorum.
Hizmet üreteni de üretmeyeni de bir tutan mevcut uygulamayı ortadan kaldırabilecek “Sözleşmeli personel yasasının’ çıkmasını istiyorum.
Ücretlendirmede en adaletli yaklaşımın emeğin karşılığı olan ücretin ödenmesini sağlayan “performansa göre ücretlendirme’nin yasalaşmasını istiyorum.
VE BEN BU HAKLARI DA İSTEYEN VE BU HAKLARIN DA GERÇEKLEŞMESİNDE ÇAĞDAŞ BİR ADIM OLAN “KAMU YÖNETiMi YASASI’NI DA iSTEYEN DOKTORLARIN EYLEMİNi İSTİYORUM.