Başkanlık sisteminin oylanacağı bir seçimle karşı karşıyayız. TBMM’nde onaylanmış olan bu durum, cumhurbaşkanlığı seçiminde de millet tarafından onaylanırsa ülkemizin kazanımları istikrarla sürdürülebilecektir.
Tarafların seçim nedeniyle kullandıkları kavramlar sosyal psikoloji, sosyoloji ve yaşam felsefesi açısından ideolojilerin dışa vurumu olarak algılanabilir.
‘’Türkiye Yüzyılı, Cumhuriyet’in İkinci Yüzyılı’’
Türkiye Yüzyılı söyleminde evrensel bir mesaj gizliyken, Cumhuriyetin İkinci Yüzyılı söyleminde milli(ulusal) bir mesaj gizli duruyor.
Türkiye Yüzyılı söylemini dillendirenler, 21.yüzyılı Küresel Dünya’da bağımsız, egemen ve donanımlı bir ‘’öncü ülke’ kıvamında hazırlamaya çalışırken, cumhuriyetin ikinci yüzyılı söylemini dillendirenler kendilerinin kurdukları cumhuriyetin kazanımlarını kaybetmemenin endişesiyle ideolojik birliktelik sağlamaya çalışıyorlar.
Yerli ve milli kaynaklara göre üretenler evrensel düşünüyor, küresel kaynakları kullananlarla beraber olanlar cumhuriyetin ikinci yüzyılını hazırlamaya çalışıyor.
Her iki tarafında Milliyetçi olduğunu belgeleyen TBMM’nin yeni yapılanmasındaki aritmetik bu gerçeği tarihe geçiriyor. Artık somut düşünüp nesnel değerlere, alınan sonuçlara göre hareket etmek ve dünyaya ‘doğrudan demokrasi’ anlamında güçlü bir mesaj vermenin tarihsel fırsatını kaçırmamanın eşiğinde olduğumuzu algılama zamanı gelmiştir diye düşünüyorum.
TBMM’ndeki ‘’milliyetçi vicdan’la örtüşen, yasama ve yürütme arasında çelişki potansiyeli taşıyan sonuçlar yerine, İSTİKRAR niteliği taşıyan değerleri benimsemekte yarar var.
Cumhurbaşkanlığı sistemi, Geliştirilmiş Parlamenter Sistem tartışmaları artık zaman kaybı dışında bir kıymet hükmü taşımıyor.
Başkanlık sisteminin temel dinamikleri, bakanlık icraatlarının koordinasyon, takip ve denetimi kapsamında olmalı, TBMM de ‘İstişare Kökenli Demokrasi’ iklimini oluşturacak fonksiyonuyla tüm yönetim süreçlerini denetleyen tarihsel bir görev sergilemelidir.
Bizim kurumsal çalışmalarda kurumsal ilkelere uyarak yaptığımız 40 yıllık yapılaşmalarda, tecrübemizin yansımaları olarak şu ilkelerin geçerli olduğunu gençlerle paylaşmak isterim:
- yaptığınız işi ‘İNANÇ’la yapmalısınız.
- toplumsal çalışmalarda İSTİŞARE yöntemini uygulamalısınız.
- İstişare ile aldığınız kararlara İTAAT etmelisiniz.
- İCRAAT(emek-bilim üretme-ter akıtma- üretme) olmadan gelişmenin olamayacağını bilmeli ve yaşam biçimine dönüştürmelisiniz.
- İSTİKRAR(süreklilik) olmadan hedefe varmanın mümkün olamayacağı bilincine sahip olmalısınız.
Unutmayın emperyalizmle mücadele yaşadığımız topraklar (vatanımız) var oldukça devam edecektir. Bunun için VATANSEVERLİK ANLAMINDA MİLLİYETÇİ, vatan sevgisinin içini milli ve yerli değerlerle donatmakta kararlı, siyaseti izlemekte ve uygulamakta bilinçli, evreni yorumlamakta yaratılış sistemini okuyan, bağımsız, bilimsel ve evrensel düşünüp dünyaya evrensel değerleri olan yeni bir proje sunma sorumluluğunu üstlenen, sosyal bilimler, fiziksel bilimler ve biyolojik bilimlerin evrensel ilkelerini içselleştirip bütünselleştiren bir dünya görüşüne (Doğal Dünya Düzeni) hazırlanan bir gençlik beklemekte bizim beklentimiz.
Yolumuz aydınlık olsun.
1 yorum
Elinize yüreğinize zihninize sağlık değerli ağabey.