Çocukluk çağında kör kalmış “Aşık Veysel” ‘in yaşam hikayesi üzerinden görme özürlü olmanın diğer yeteneklerin gelişimi üzerine etkisinin irdelenmesi. Beynimizin gerçek potansiyeli nedir?
12 Ekim Çarşamba günü Samsun opera ve tiyatro salonunda “Aşık Veysel’in yaşam öyküsü” hakkında bir tiyatro oyununu çok beğenerek izleme şansı buldum. Sanatçı Osman Nuri Ercan yakın tarihimizde yaşamış bu ünlü halk ozanımızı capcanlı sahnede soluturken hem görmemizi ve hem de kulağımızla ruhumuzun derinliklerinde işitmemize sağladı. Sanki ona tekrar hayat veriyordu. Sahnede öyle huzur verici mesajlar verdi ki unuttuğumuz halk ozanımızın günümüzde de bizlerin kalplerini ısıtmasını sağladı. Unutulan toplumsal değerlerimizi ozanın hayatından seçilen kesitlerle sahneye taşıdı. Bizleri duygulandırdı ve düşündürdü.
Veysel Şatıroğlu 25 Ekim 1894 yılında Sivas ili Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde dünyaya gelmişti. Çok küçük yaşta geçirdiği çiçek hastalığı ile her 2 gözünü 7 yaşında kaybetmişti. Kör olması onun yaşamında türlü zorluklara neden olmuş ancak o hayatındaki bu önemli eksiklikten asla yılmamıştı. Babası, annesi ve kardeşleri onun hayata tutunması için en büyük desteği vermişlerdi. Körlüğünden dolayı okula gidememişti ancak babası bizzat eğitimi ile ilgilenmiş çok sayıda halk şairinin şiirlerini kendisine tekrar tekrar okuyarak öğrenmesini ve ezberlemesini sağlamıştı. Kelime bilgisi günden güne artmıştı. Babası daha sonraları şiirler ezberleyen Veysel’e bir de bağlama almış ve çalması için bir ozandan ders almasını sağlamıştı. Gel zaman git zaman anonim halk türkülerini seslendirmeye ve söylemeye başladı. 1930 yılında Sivas Maarif Müdürü yani milli eğitim müdürü olarak görev yapan Ahmet Kutsi Tecer tarafından düzenlenen bir şairler gecesinde, Ahmet Kutsi bey tarafından keşifedilmiş ve Aşık Veysel olarak adlandırılmaya başlanmıştır. Sonraları yine aynı kişinin teklifi ile Âşık Veysel, bir dönem tüm yurdu dolaşarak Köy Enstitüleri‘nde uzun bir süre saz hocalığı yapmıştır. Öğretmenlik yaptığı sırada kendisi çok sayıda şiirler yazmış ve besteler yapıp söylemiştir. Aşık Veysel’in yaşadığı tüm güçlüklere rağmen yılmadan yorulmadan çalışması, çabalaması ve yaptığı sanatı çok daha fazla geliştirmesi onun unutulmaz bir halk ozanı haline gelmesini sağlamıştır.
Kör bir çocuğun bu başarı öyküsü gerçekten çok dikkat çekicidir. Günümüzde ülkemizde veya geçmişte dünyamızda çocukken kör olup yaptıkları sanatla çok başarılı ve ünlü olmuş başka insanlarda vardır. Metin Şentürk, Kani Karaca, Bilal Göregen, Şah Turna, Ray Charles, Stevie Wonder, Andrea Bocelli (İtalyan) ve Louis Braille (Fransız) en bilinen örnekleri sayılabilir. Hatta Paris’te 1809 yılında doğan Louis Braille’de benzer bir öykü ile 6 yaşında bir kaza ile tam kör olduktan sonra 1821 yılında halen günümüzde dünya çapında kullanılan 6’lı nokta sistemine sahip körler alfabesini keşfetmiştir (Braille sistemi). Aynı zamanda çok yetenekli bir çello ve org çalarıdır (Wikipedia).
Özellikle körlüğün bu insanların zihinsel süreçlerinin gelişiminde pozitif etkileri olduğu açıktır. Tabiiki kişinin genetik alt yapısı, kendi çalışma ve öğrenme isteği ve kişisel zeka kapasitesi başarı için önemlidir ancak beyinin görme duyusu eksikliğinde hafıza ile ilgili becerisindeki veya kapasitesindeki değişimin bu başarıyı daha çok pekiştirdiğini destekleyen tıp literatüründe yayınlanmış çalışmalar vardır.
Körlüğe uyum özellikle çocuklarda veya genç insanlarda dikkat kapasitelerinin ve çalışma belleklerinin yani hafızalarının artışına yol açabildiği bildirilmektedir. Bir klinik çalışmada aynı sayıda kör ve gören katılımcı ile kişilerin seçici, sürekli ve bölünmüş dikkat, dikkatlerindeki değişim ve çalışma belleklerine yani hafızalarını değerlendiren testler yapılmıştır. Bu çalışmada yaşın gören denekler üzerinde değiştirici bir etkisi bulunmadığı ancak kör insanlarda, gören insanlara kıyasla daha iyi dikkat kapasiteleri olduğu gösterilmiştir. Yaşlı kör insanlarda hafızayı değerlendiren testlerde genç körlere göre performansları daha düşük bulunmuştur (1).
Başka bir çalışmada kör olan bireylerde dikkat süreçleri ve hafıza kapasitelerini görme eksikliklerini telafi etmek için özellikle günlük aktiviteleri içerisinde geliştirdikleri görülmüştür. Genç yaştaki katılımcılarda seçici, sürekli ve bölünmüş dikkat ve aktif bellek testlerinde görenlerden daha iyi bir performansa sahip oldukları görülmüştür. Aynı testler erişkin yaştaki kör bireylerde uygulanmış onlarında gören katılımcılardan daha iyi performans gösterdiği görülmüştür. Bütün bu sonuçlar kör kişilerin, görme eksikliklerini, dikkat ve işleyen yani aktif hafıza kapasitelerini geliştirerek telafi ettiklerini göstermektedir (2).
Ayrıca kör insanlar, ses kaynaklarına ve sesi oluşturan nesneleri bulmaya daha fazla duyarlıdırlar. İşitsel bilgileri gören insanlara göre çok daha iyi kullanırlar. Ses kaynağı lökalizasyonu, işitme sisteminin dikkat dağıtıcı ses yansımalarını bastırma yeteneğinden yararlanırlar. Bunun için yapılan bir deneyde çift kulak ile konum ipuçlarını nasıl ayır ettiklerini ölçebilmek için işitsel seviye farklılıklarına ve işitilen sesler arası zaman farklılıklarına bakılmıştır. Görme engellilerin gören dinleyicilere göre işitsel seviye farklılıklarında daha fazla duyarlı bulundular. Bu aynı zamanda istenmeyen sesleri bastırma yeteneğinin de artmış olduğunu gösteriyordu. Ayrımcılık görevlerinde kör dinleyiciler, görme yeteneği olan aynı yaştaki dinleyicilerden daha iyi performans gösterdiği görüldü. Ancak gören çok daha fazla genç dinleyicilerden daha iyi değildi. Sonuç olarak yaşa bağlı işitsel seviyeye olan duyarlılığın azalması görme engelli kişilerde engellendiği fikri bildirilmiştir (3).
Ayrı bir çalışmada körlük veya diğer duyusal yoksunlukların sağlam kalan duyular üzerine etkileri incelenmiştir. Bu araştırmada deneyimin algıyı şekillendirmede ki rolüne bakılmıştır. Kör bireyler diğer çalışmalarda da vurguladığımız gibi özellikle işitme verilerine daha çok bağımlıdırlar. Böylece işitsel sistemlerinde plastisite sayesinde oluşan değişim sonucu normalde görsel bilgilerin kayıt edildiği beyin oksipital kortekslerini işe dahil ederek üstün işitsel beceriler geliştirebileceklerine dair kapsamlı kanıtlar bildirilmiştir. Yani kullanılmayan görme merkezinin kayıt alanını da işitme verilerinin kayıt edilmesi için kullanıldığı anlaşılıyordu. Ancak bu alandaki araştırmalar çoğunlukla körlüğün işitsel lökalizasyon üzerindeki etkilerine odaklanmıştır (4).
Plastisite; beyin dokusunun dış etkenler altında uğradığı yapısal ve işlevsel değişimini yada değişim potansiyelini ifade eder. Çevre ile olan etkileşimine öğrenme deneyimide dahil edilir ve tüm yaşam süreci sırasında değişme ve yeniden yapılanma kapasitesine sahip olması demektir. Beyin dokumuz plastisitesi sayesinde duyusal yoksunlukta deneyime yanıt olarak nöronların sinaptik bağlantılarını değiştirme ve uyarlama yeteneğine sahip olduğu anlaşılmaktadır. Beyin dokumuzun sahip olduğu bu özellik genç insanlarda daha fazladır ancak yetişkin ve ileri yaştada devam edebilmektedir. Görme sistemini etkileyen nörodejeneratif hastalıklarda dahi görmenin iyileşebilmesine yine aynı potansiyelin yardımcı olduğu bildirilmektedir (5).
Uzamsal (uzak olaylara ilişkin) hafızamız, nesnelerin çevremizdeki konumları nerede oldukları hakkındaki bilgilerin kodlanmasını, depolanmasını ve geri alınmasını kapsar. Örneğin evimizin ya da ailemizin evinin nerede olduğu gibi. Kör insanlar, uzamsal olarak yer değiştirmiş nesneleri yerini belirlemek ve ezberlemek için görme dışındaki duyusal modalitelere (işitme, dokunma, belki koklama..) güvenmek zorundadırlar (6).
Yine ayrı bir çalışmada; zeka yeterli çalışma hafızası kapasitesi gerektirir. Çalışan belleğin ne ölçüde ve nasıl etkilenebileceği hala tam bilinmemektedir. Bundan dolayı görme bozukluğunun belek kapasitesine tesirine bakılmıştır. Görme engelli çocuklarda, gören çocuklara göre daha yüksek bir çalışma belleği (hafızası) kapasitesi gösterdiği görülmüştür. Tabi bunun yanında kişisel genetik alt yapısınında duruma katkısı olduğu vurgulanmaktadır (7).
Sonuç olarak;
Görme duyusunun gerilemesi veya yok olması özellikle çocuk yaşlarındaki insanlarda zihinlerinin farklı yönlerde gelişmesine farklı yeteneklerinin yada beyin dokusunun gizli potansiyellerinin ortaya çıkmasını sağladığını düşünebiliriz. Eğer kişi de bunun farkında olup daha çok hırsla çalışırsa, çalıştığı alanda başarılı olma olasılığının oldukça yüksek olduğunu diyebiliriz. Tarihte bunu kanıtlayan örneklerde bulunmaktadır. Son olarak Aşık Veysel’in beğendiğim satırları ile bitirmek istiyorum. Bence kendisi de başlangıçtaki sorumuzun cevabını vermektedir.
Anlatamam derdimi dertsiz insana
Derd çekmeyen dert kıymetin bilemez
Derdim bana derman imiş bilmedim
Hiçbir zaman gül dikensiz olamaz
Gülü yetiştirir dikenli çalı
Arı her çiçekten yapıyor balı
Kişi sabır ile bulur kemali
Sabretmeyen maksudunu bulamaz.
Aşık Veysel..
Kaynaklar:
- Pigeon C, Marin-Lamellet C. Ageing effects on the attentional capacities and working memory of people who are blind. Disabil Rehabil. 2017 Dec;39(24):2492-2498. doi: 10.1080/09638288.2016.1236407. Epub 2016 Oct 29.
- Pigeon C, Marin-Lamellet C. Evaluation of the attentional capacities and working memory of early and late blind persons. Acta Psychol (Amst). 2015 Feb;155:1-7. doi: 10.1016/j.actpsy.2014.11.010. Epub 2014 Dec 12.
- Nilsson ME, Schenkman BN. Blind people are more sensitive than sighted people to binaural sound-location cues, particularly inter-aural level differences. Hear Res. 2016 Feb;332:223-232. doi: 10.1016/j.heares.2015.09.012. Epub 2015 Oct 1.
- King AJ. Crossmodal plasticity and hearing capabilities following blindness. Cell Tissue Res. 2015 Jul;361(1):295-300. doi: 10.1007/s00441-015-2175-y. Epub 2015 Apr 18.
- Baroncelli L, Lunghi C. Neuroplasticity of the visual cortex: in sickness and in health. Exp Neurol. 2021 Jan;335:113515. doi: 10.1016/j.expneurol.2020.113515. Epub 2020 Oct 24.
- Setti W, Cuturi LF, Cocchi E, Gori M. Spatial Memory andBlindness: The Role of Visual Loss on the Exploration and Memorization of SpatializedSounds. Front Psychol. 2022 May 24;13:784188. doi: 10.3389/fpsyg.2022.784188.
- Rindermann H, Ackermann AL, Te Nijenhuis J. Does Blindness Boost Working Memory? A Natural Experiment and Cross-Cultural Study. Front Psychol. 2020 Jul 3;11:1571. doi: 10.3389/fpsyg.2020.01571.