Milenyumun bu yeni kavramı, dünyanın değiştiğini, dönüştüğünü ve dünyaya farklı pencerelerden bakmanın kaçınılmazlığını dayatmaktadır.
Bireyler, toplumlar ve devletler artık dünya görüşlerini, bakışlarını, başlarını “kum’dan çıkartarak üç yüz altmış derecelik açıyla çevrelerine bakmaya başlamalıdırlar.
Bireyleri kandıran, toplumları yanıltan, devletleri sömüren ‘güç’ler, başlarını kuma gömerek görmek istemedikleri gerçeklerin çile çeken insanlarını ayaklarıyla ezerken geçirdikleri ‘saltanat’ yıllarının her ‘fani’ olan gibi tükendiğini ve tükeneceğini anlamalıdırlar.
4 Kasım’da “icraat’ isteyen Türkiye’nin yeni yöneticileri ”e-devlet’ anlayışını hak edebilmeleri için bilinç altlarında yılların biriktirdiği ‘olumsuzluk kültürü’nü bugünden terk etmeye başlamalıdırlar.
‘Pozitif düşünme’nin iklimini oluşturmalıdırlar. Bu yaklaşım tarzı benimsenmez, yaşam tarzına dönüştürülmez ve ıskalanırsa, büyük ümitlerle halkın hazırladığı liberal sağ ya da liberal sol iktidarlar yine ‘zulüm’ aracı olmaya devam edecekler demektir.
Bugüne kadar olduğu gibi, 4 Kasım’dan sonra da insanımızı ‘yaftalayarak’ eğitim ordusundan ayıracaklardır. ‘Komünist’ diyerek dışlayacak ya da ‘mürteci’ diyerek suçlayacaklardır.
Ya ‘başörtüsü’ne ‘selam’ durulmasını hayal edecek ya da başörtüsünü reddetmeyi bilinçaltındaki korkunun sigortası sayacaklardır.
Millete hizmeti yaşam tarzı haline getiren vatandaşların oluşturdukları gerçek sivil örgüt olan ‘vakıfların’ altını üstüne getiren ve hizmetlerini en az onlarca yıl engelleyen anlayışlara devam edeceklerdir.
Bağımsız, bilimsel ve evrensel düşünceyi üniversitelerden esirgeyen politikalarla bilim üretme yerine, bilgi taşımacılığı yapan insanları yetiştirmeye devam edeceklerdir.
Sözüm ona uzmanlık tüzükleri ile üniversiteyi alt üst ederek öğretim üyelerini mahkemelerde hak aramaya sürüklerken, gerçek uzmanlığın felsefesini unutturmaya çanak tutacaklardır.
Türkçe düşünerek bilim üretmenin önünü tıkayacak, İngilizce düşünemeyerek, üretmemenin ortamını hazırlamaya devam edeceklerdir.
Saydam olmayan yöneticiler devleti saydamlaştıramayacaklardır.
Demokrasi, saydam sistemin hak edeceği rejimdir.