Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği Kurucu Başkanı olarak başladığım 29 Eylül 2003 tarihli ilk yazımla, bugüne kadar her ay ve aksatmadan köşe yazılarımı devam ettirdim. Umarım, sizleri zor durumlara sokan ve üzen sorunlar oluşturmamışımdır. Yine umarım ki, yazılarımla sağlık camiasına olumluluklar ve gördüğüm aksaklıklara karşı çözüm önerilerimle katkılar sağlamışımdır. Yazılarıma konu olan sorunların özellikleri nedeni ile sizleri zorlayan uzunluk ve kapsamdaki yazılarımdan dolayı bana göstermiş olduğunuz anlayışa ve bir nevi ayrıcalığa özellikle teşekkür etmek isterim. Daha önce 10 yıl Dernek sorumluluğunu yeterli gördüm ve ayrılıp yerimi ve hizmet bayrağını gençlere bıraktım. Niyetim, Medimagazin’deki köşe yazarlığını da, 10. yılı doldurduğum bu yılda bırakmak ve yerimi yine gençlere devretmektir.
Sizler de fark etmişsinizdir ki, bu emeklilik dönemimde misyonumu ve uğraş yoğunluğumu, toplumumuzun şu anki perişanlık ve cehaletinin temeli olan Kur’an’daki İslam’a yönelik bilgisizlik ve cahil bırakılmaya karşı, kalan ömrümce sürdürmeyi hedeflediğim çabalarıma yönlendirmiş bulunmaktayım. İkinci temel amacım ise rahmetli ilk eşim Prof. Dr. Necla Özdemir Vakfı (NÖVAK) namına Eskişehir Tıp Fakültesi öğrencilerine vermekte olduğumuz burslu öğrenci sayımızı arttırmaktır.
Özellikle sağlık camiasına yoğunlaşmış haksızlıkların, adaletsizliklerin de temelinde bu defekt bulunmaktadır. Sağlıkçıların haklarının gasp edilmesi ve açık bir zulme sokulması da Kur’an bilgisizliğine ve anlamadan ve anlaşılmayan bir dil ile okumanın da sevap olacağı aldatmacasına dayanmaktadır. Anlaşılmaya değil, aksine anlaşılmayı daha da zorlaştırıcı özellikteki motamot kelime tercümesi ile anlamı açıklamayı hedeflemeyen Kur’an tercümeleri yanında, ayetlerin anlaşılmasına değil de, geçmişteki görüşleri tartıştıran ağırlıklı tefsirleri de, oluşmuş bulunan ve bir türlü düzelmeyen “din bilgisizliğinden” dolayıdır diye düşünüyorum.
Nöroloji gibi anlaşılması oldukça güç bir mesleğin öğretim üyeliğinin yıllar içinde sağladığı anlamlandırma deneyimlerim temelinde, bu amacım paralelinde başlamış olduğum ilk kitabım olan “DİN ve BEYİN” kitabından sonra, Kur’an’ın anlam tercümesi şeklinde anlaşılır Türkçe ve güncel yorumlu, kısa tefsirli “SON DAVET KUR’AN” kitabını da yayınlamış bulunmaktayım.
Şu anda, iki haftada bir çarşamba akşamları saat 17.30-19.00 arasında “KUR’AN SOHBET TOPLANTILARI” yapıyoruz. Son altı aydır, Eskişehir İstikbal Gazetesi’nde her cuma günü “KUR’AN’A GÖRE” başlıklı köşe yazısı yazıyor ve Kur’an temelli bir konuyu gündeme getiriyorum. Arada ve davet aldıkça televizyon programları ve konferanslarla Kur’an’a göre İslâm’ı anlatmaya çalışıyorum. Eylül ayında, inşallah “İSLÂM’IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL” isimli kitap yayımlanacak.
Allah sağlık ve fırsat verirse, bir süre dinlendikten sonra, önümüzdeki günlerde yine Kur’an temelli ve belgeli yeni kitap projelerime başlayacağım. Çünkü yazdığım ve yazacağım bütün kitapların tüm hakları doğrudan Vakfa aittir ve böylece hem Vakfın güçlenmesine katkım olsun, hem de iki çocuğumla birlikte üç kişilik aile vakfına kitaplar aracılığıyla sürekli gelir kaynağı da bulunsun istiyorum.
Sayın Ersoy, takdir edersiniz ki, sorumluluk ve titiz çalışma gerektiren bu uğraşım, Medimagazin gibi kaliteli ve sağlı camiasına önemli katkılar ve yol gösterici öneriler sunan bir yayın aracına uygun düzeyde köşe yazıları hazırlamamı olumsuz etkileyebileceği endişesiyle, affınızı ve beni köşe yazarlığından muaf tutmanızı rica edeceğim.
Değerli çalışmalarınızın devamlı izleyicisi olacağımı bilmenizi ve çabalarınızın devamı ile şahsınızda tüm Medimagazin çalışanlarına ve tüm sağlık camiasına selam, sevgi ve saygılarımı sunarım.
En içten olumlu dileklerimle.
Hoşçakalın.