ÖRGÜN EĞİTİMDE, ÖĞRENCİYİ, PASİF BİLGİ ALICISINDAN, AKTİF BİLGİ AVCISINA EVİRMEK ZORUNLU HALE GELMİŞTİR.
DESENE EĞİTİMDE İLKELERİMİZ YANINDA, ÖĞRENMEYİ ÖĞRETMELİYİZ, KENDİ KENDİNİ EĞİTEN İNSANLAR YETİŞTİRMELİYİZ. * ÇAĞDAŞ UYGARLIK DÜZEYİNE ANCAK BU ŞEKİLDE ULAŞABİLİRİZ* . GELECEĞİMİZİ DİPLOMALARIN DEĞİL, BECERİLERİMİZİN BELİRLEDİĞİ BİR TOPLUM KURMALIYIZ. *BUNUN İÇİN İNSAN KAFASININ BÜYÜK VEYA KÜÇÜK OLMASININ ANLAMI YOKTUR.* BUGÜN İNSAN, SANAL VE GERÇEK ALEMİN SORUNU İLE DİJİTAL SOSYALLEŞMENİN SORUNUNU YAŞAMAKTADIR. *NASIL Kİ DÜNYA, TRANPA, ALTIN VE GÜMÜŞ, KAĞIT PARA EKONOMİSİNDEN DİJİTAL PARA EKONOMİSİNE EVRİLİYORSA; DİJİTAL DÜNYA, SOSYAL HAYATIN TEMEL İLKELERİNİ DE EVİRMİŞTİR.* DESENE YENİ DÜNYA, MÜSLÜMANLAR İÇİN ÇOK KOLAY BİR DÜNYA OLMAYACAKTIR. *DİJİTAL DÜNYANIN TEMEL İLKELERİYLE, KLASİK DÜNYANIN TEMEL İLKELERİ ÇATIŞACAKTIR.* MÜSLÜMANIN ORTAK AKILLA FABRİKA AYARLARINA UYGUN BİR ORTAM İNŞA ETMESİ ZORUNLUDUR. * AKSİ TAKTİRDE DİJİTAL DÜNYADA İNSAN KALABİLMENİN TEMEL İLKELERİ ÇATIŞACAKTIR.* ACİLEN İNSANLARIN BİYOLOJİK AYARLARINA UYGUN BİR DÜZENLEME YAPILMASI GEREKMEKTEDİR.
Klasik ve Sanayi devriminin örgün eğitim sistemi ve ilkeleri artık realiteden uzaktır. Bugün tek tip insan yetiştirme projesi artık bir zülümdür. Bilgiye erişimin zor olduğu bir dönemde üretilen bu sistemden; bilginin çok olduğu bir sisteme evrilmemiz gerekmektedir. Artık örgün eğitimde bilgiye ulaşmada yokluk değil çokluk ilke olarak alınmalıdır. Tek tip insan yetiştiren sistemlerle artık medeniyeti yakalamak mümkün değildir. Bugün tek tip insan yetiştiren sistem, fayda yerine zarar veren sistem haline dönüşmüştür. Deiz, ateis ve nihilist bir toplumun oluşmasının sebep olmuştur. Ülkeler çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmaları için bilginin yokluk döneminde geliştirilen sistemle yolculuk yapamayız. Bilginin çokluk döneminin ilkelerine göre acilen düzeltilmesi gerekmektedir. İnsan asli görevine dönmelidir. Düşünmek, üretmek ve ibadet etmektir. Aksi taktirde büyük bir israf ve milletin geleceği de tehlikeye atılacaktır.
Bugünkü örgün eğitim sistemi, insanların ihtiyaçlarını karşılamaktan yoksundur.
Bilginin bol ve bedava olduğu bir toplumda öğrencilere bu tür bilgilere nasıl erişeceklerini öğretmeli, öğrenmeyi ve araştırmayı ilke edinmeliyiz. Bunun için örgün eğitimin betonlaşmış kalıplarını kırmamız gerekmektedir. Örgün eğitimde verilen eğitimin %75 gelecekte iş bulamayacakları açıktır. Bu mesleklerin pek çoğunun gelecekte zaten yürürlükten kalkacağı da malumdur. Yarın geçerli olmayacak bilgileri öğretip ciddi bir israf yönteminden vaz geçilmelidir. İşlerine yaramayacak, hayatlarında kullanamayacakları bilgilerin ezberletilmesinin bir anlamı da yoktur. Üniversite diploması meslek sahibi yapar anlayışından; kişilerin becerilerinin meslek sahibi yapar anlayışına geçilmelidir. Böylece bilimsel üretim ve becerilere öncülük verilmelidir. Desene eğitimde aslolan öğrenciye, bilgiyi yönetmek ve doğru bilgiyi ayırt etme becerisi kazandırmak olmalıdır. Vay memleketim, israfın ırmağına mekân olmuşsun. Var olan nimetleri değerlendirmek güzeldir. İnsan kaynağımızı planlamak daha da güzeldir. Bunun için yeni projeler üretmek, bir planlama yapmak zorundayız. Emek konusunda söylemde varız ama eylemde sınıfta kaldık galiba. Beyinlerimiz adeta alzheimer hastalığına tutulmuş gibiyiz. Bugün emeklerimiz bir nehir gibi aktıkça boşa akıyor. Emek suyunun geçtiği beldeler hep bozkırsa beldeler utansın. Fasulye tipi insanların kendileri problemdir. Omurgasız ve kişiliksiz insanların memlekete vereceği hiçbir fayda yoktur. Bunların bu problemleri çözmesi mümkün değildir. Bir toplumun emeğinin israfı, ciddi bir felakettir. İslam dünyası bu felaketi zaten de yaşıyor. Desene emek piyasası talep bulamıyor. Emek piyasası projesiz ve plansız bırakıldı. Kacak yapılaşma gibi fırsat bulunca boy atıyor. Oysa asıl riba emek sömürüsü olan haksız kazançtır. Bugün zenginler bu emek sömürüsü olan ribayı helal sandılar. Kendilerine fayda vermeyecek mal biriktirme derdine düştüler. En büyük ibadet zamanı, zamanında değerlendirmektir bilesin. Emeğin zayi olması bir tür toplumsal kanserdir. Emek sömürüsü bir milletin kanseridir. Emek ve alın teri bu milletin geleceğidir. Bu milletin emeği acilen planlanmalıdır. Bugün maalesef en uzun planlamamız akşam yemeğini planlamak olmuştur. Böyle bir toplumun geleceğinden endişe etmemek mümkün müdür? Emeğin planlanması acil s.o.s. veriyor. İnsan kaynaklarımız heder oluyor. Bir toplum insanının beynini ve emeğini değerlendiremezse o toplumun kıyameti kopmuştur. Binlerce üniversiteli emeğinin ve düşüncesinin piyasaya sokulmasını beklemektedirler. Yoksa bu üniversiteli gençler hayatta yaşamaktan umudunu keserler. Acilen ciddi bir emek ve düşünce planlaması yapılmalıdır. Bugün gençlerimiz hayata küskün bakıyor. Binlerce insanımız diploma almak için artık okur oldular. Desene sular boşa aktıkça akıyor. Bizim dini kesimde deve sidiğinin ilaç olduğunu tartışıyor. Hacca gidenlere deve sidiği içmeden dönmemesini tavsiye edilecek kadar konu alaya alınıyor. Yetmedi kadınların dövülmesi, namaz kılmayanın öldürülmesi gerektiğini gündeme getiriyor. Desene hukuki yaptırımın sopayla yapıldığı devirlerde yaşıyorlar. Dövme işini ancak devlet yetkili kurumlarıyla hukuken yapar. Devlet ve hukuk düzeninden ve kurumsallaşmadan bir haber yaşayanlar. Düşünmek yerine düşünülmüş anların gölgesinde oturup kendisini ulema sananlar. Bir kısmı da mafya odaklarıyla leşten istifade etmeyi maharet sayarlar. Piyasa İslam’ını da kazançlarına dayanak yaparlar. Abdest alıp namaz da kılarlar. Din hakkında ahkâm da keserler. Bu kişilerin elbiseleri temizdir. Makam ve mekanları gerçeği kendilerine unutturmuş olabilir. Acilen düşünce üretecek fabrikalarımızı devreye sokmalıyız. Emeğimizi planlayıp israf etmemeliyiz. Yetkililer bu milletin fidanlarına derhal can suyu vermelidirler. Emek ve beyin üretimini halka hizmete devreye sokmalıdırlar. Bu toplumun ve insanlığın geleceğidir. Yoksa evinin önünü süpürmekten ve temizlemekten aciz insan toplulukları haline geliriz. Desene ne insanımızı planlayabildik ne de çevre ve geleceğimizi. Emeklerin ve düşüncelerin israfı bir devletin ve milletin felaketi demektir. Gençler issiz gezerken, isi olanlar bizden değildir. Pardon komsusu aç gezerken tok yatan bizden değildir.
HEYHAT… HALA… FASÜLYELERE SU VERİYOR. YANLARINA DA KAZIKLAR ÇAKIYORUZ.
2 yorum
Hocam teşekkürler. Katılıyorum. Ancak “bizim dini kesim” ifadesinde bölünmüşlük var. Bu ifade ile herkesi kucaklamamışsınız. Saygılar. E. Kur.Alb. Recep Öztürk
Belkide haklısınız…O kadar derin düşünmemişim demek…Göz önünde olanları dile getirdim daha uzakları düşünmemiştim…Dini olan da olmayan da bizimdir..Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes bizimdir…Bizim gibi inanmasa veya düşünmese de…Okumanıza çok sevindim…Her türlü noksan düşünce, hata ve yanlış inssn içindir…İyi niyetli olan herkes bilime ve terakkiye katkı sunabilir..Akademik Akıl bizim için güzel bir bilimsel Platform…Teşekkürler ilginize güzel insan