Sağlıkla ilgili her gün yapılan düzenlemeleri takip edebilmek pek kolay değil. Bu düzenlemelerin pek çok kısmı ödemelerle ilgili. Son olarak, Üniversitelerdeki Ek Ödeme Yönetmeliği’nde değişiklik yapılmış olup, üniversiteden başka yerde serbest olarak hekimlik yapan öğretim üyelerine ek ödeme yapılamayacağı mevzuata yerleştirilmiş durumda.
Bunun üzerine tıp fakültesi hastanesi olan üniversitelerden bazıları YÖK’e başvuruda bulunmuşlardır. Teşhis amaçlı muayene ve tetkikler ile ameliyat ve benzeri girişimsel işlemler için ilgili eğitimi verecek öğretim elemanının o ana bilim dalında bulunmadığı hallerde kadroları üniversitede bulunup mesai dışında serbest meslek icra edenlerin hasta bakıp bakamayacakları, bu şekilde üniversitelerin sağlık uygulama ve araştırma merkezlerinde tedavi edilen hasta faturalarının SGK tarafından ödenip ödenmeyeceği konusunda uygulama birliği olabilmesi için YÖK’ün SGK’dan görüş sormasını istemişlerdir.
YÖK, SGK’dan aldığı yanıtı tüm üniversitelere göndermiştir. SGK, sorulan hususa, 650 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 40. maddesindeki “…döner sermaye faaliyetleri kapsamında gelir elde edilen hizmetlerde çalışmamak kaydıyla mesai saatleri dışında…” şeklindeki cümleye işaret ederek yanıt vermiştir. Buna göre, mesleğini serbest olarak icra eden öğretim üyelerinin eğitim ve araştırma kapsamında dahi olsa vermiş oldukları teşhis ve tedavi hizmetleri SGK’ya fatura edilemeyecektir. Eğer sunulan sağlık hizmeti bir ekip tarafından sunuluyor ise ekipte meslek ve sanatını serbest olarak yapan hekim dışında başka bir hekim varsa, hizmet bu hekim üzerinden fatura edilebilecektir. Eğer hizmet sadece mesleğini serbest olarak icra eden hekim tarafından sunuluyorsa doğal olarak başka bir hekim üzerinden fatura edilemeyecektir. Keza gerçeğe aykırı beyan ve sahtekârlık olacaktır. Böyle bir durumda SGK geri ödeme yapmayacak, yapılmışsa da geri tahsil edilecektir.
Üniversitelerin eğitim ve araştırma hastaneleri adı üstünde eğitim veren kurumlardır. Hem mezuniyet öncesi tıp öğrencilerinin eğitimi hem de mezuniyet sonrası tıpta uzmanlık öğrencilerinin eğitimi uygulamaya dayalıdır. SGK’nın yanıtına göre, çalıştığı eğitim kurumunda alanında tek olan öğretim üyesi, eğitim amaçlı da olsa teşhis, tedavi ve ameliyat yapamayacaktır. Yaparsa SGK’ya fatura edilemeyecektir. Peki, sosyal güvenlik kapsamındaki hastaların bu çerçevede aldığı sağlık hizmetlerinin ücretini kim ödeyecektir? Hasta ödemez. Onun sosyal güvencesi var ve hizmeti bu güvence kapsamında alması hakkıdır. Hastane mi? Belki olabilir, ama işlemi yapan hekim ve personel kaydedilmeden sisteme nasıl girilecek? Başka bir hekim adına da girilemez. İşlem faturasız da yapılamaz.
Sonuçta; YÖK’ten görüş sorulan hususta, öğrenciler ve uzmanlık öğrencileri eğitim aldıkları hocadan uygulama öğrenemeyecekler. O eğitimi verecek başka bir öğretim elemanı da olmayacak.
Bu işte anlaşılamayan bir şey var. Sadece belli alanda teorik ders vermesi için öğretim üyesinin üniversitede istihdam edilmesi ülkeye pahalıya patlamaz mı? Alanında az sayıda olup üniversitede tek olacak kişiler niçin üniversitede kalsın? Çok sayıda özel dal merkezi var. İki-üç kişi bir araya gelip dal merkezi de açabilirler. Bunların bir kısmı SGK ile anlaşır, vatandaştan fark alır. Bir kısmının da hiç anlaşması olmaz, vatandaş faturanın tamamını ödemek zorunda kalır. Sonuçta olan sadece öğrencilere değil, vatandaşa da olmayacak mı?
Mutlaka benden başkaları da bu konuyu düşünüp tartışmıştır, ama ben, gördüğüm kadarıyla, yapılacak olan çalışmalarda eğitimin de öncelenmesi, “SGK’nın görüşü bu!” diyerek kestirip atmamak gerektiği kanısındayım. SGK işin mali boyutu ile ilgileniyor. Örneğin; eğitim kurumlarında farklı her hastalık ya da girişim için eğitim vakası kotası olabilir. Üniversite kadrosunda olup ek olarak serbest çalışan öğretim üyeleri için sadece eğitim vakalarında SGK’ya fatura düzenlenebileceği belirlenebilir. Eğitim vakalarının kaç tane olacağı belirlenebilir. Öğrenciler ve uzmanlık öğrencileri için hangi tür tıbbi işlemden asgari kaç tane görmesi ya da yapması gerektiği konusunda uzmanlık dernekleri epeyce çalışmıştı. Sağlık Bakanlığı da TUKMOS çerçevesinde bunlardan yararlanmıştı. Bunu, Bakanlık, SGK ve YÖK bir araya gelerek çözebilir diye düşünüyorum. Sonuçta eğitim şart!