Yeni bir eğitim-öğretim dönemine adım atmaya hazırlandığımız bugünlerde, dünyadaki değişimin bizlere de kendi eğitim sistemimizi sorgulattığı yadsınamaz bir gerçektir.
Diş hekimliği eğitimi, güçlü kuramsal bilginin yanı sıra yüksek düzeyde klinik beceri ve hatta sanatsal bakış açısı da gerektiren çok disiplinli bir süreçtir. Ancak, değişen teknolojiler ve yeni geliştirilen materyaller doğrultusunda sürekli yenilenmeyi de içinde barındırdığı için eğitim sistemimizin de bu paralelde dinamik olmasını gerektirmektedir. Yıllar içinde geliştirdiğimiz alışkanlıklarımız ile süregelen eğitimimizi, ölçme ve değerlendirme sistemlerimizi yeniden gözden geçirmeyi unutan bizler, bugün değişimin getirdiği baskı ile bu sürece ister istemez girmiş bulunuyoruz.
Eğitim sürecimizde yaşadığımız sorunları bir dış değerlendirmeden geçirerek bizlere yardımcı olmaya çalışan Avrupa Diş Hekimliği Eğitimi Birliği (ADEE); diş hekimliğinde eğitim kalitesinin yükselmesi için hizmet veren bir kuruluştur. Bugüne dek pek çok ülkede diş hekimliği fakültelerine ziyaretlerde bulunarak, o eğitim kurumlarının eğitim yöntemlerini, ölçme ve değerlendirme sistemlerini geliştirmelerine katkıda bulunmuştur. Bu süreçte her eğitim kurumuna bir ziyaretçi grubu davet edilerek, ilgili kurumun fizik koşulları dâhil tüm eğitsel alan ve gereçlerini gözden geçirmeleri ve olumlu ya da olumsuz yönleri ile bir rapor hazırlamaları beklenmektedir. Bu rapor eğitim kurumuna sunularak, kendilerine özgü bir yol haritası ile eğitsel işlevlerinin kalitesinin arttırılması hedeflenir.
Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi de, geçtiğimiz dönemde ADEE’den bir ziyaret talebinde bulunarak eğitim sistemini yeniden gözden geçirmeyi planlamıştır. Yapılan gözlemlerin raporu önümüzdeki günlerde ADEE’nin elektronik sayfasında yer alacaktır. İncelemeler sonucunda, mevcut öğretim üyesi ve ders potansiyelinin farklı eşleştirmeleri sonucunda daha etkin bir eğitim sistemine geçiş yapılabileceği; fiziksel koşullarımızın beklentilerimizin de üzerinde hizmet kalitesine sahip olduğu belirlenmiştir.
Dünyada eğitimde sınırların kalkmakta olduğu bir döneme girmiş bulunuyoruz. Bu bağlamda, fakülteler arası lisans ve lisansüstü düzeyde öğrenci değişimi de ivme kazanmaktadır. Mezunlarımız ya da eğitimcilerimizin bu platformdaki yerlerini alabilmeleri; bir anlamda dış bakış açısı ile fakültelerimizin güvenilir ve etiket kazanmış okullar olarak kabul edilmelerine de bağlıdır.
Fakültelerimizin; farklı bir kurum tarafından değerlendirmeden geçerek kendi gelişim süreçlerini çizmeleri onları aciz kılmaz; aksine dünya ile bütünleşme boyutunda eğitim kalitesini arttırarak ortak hedeflere doğru yol almamızı sağlar.