Geçen hafta yaşadığımız ilginç bir olay bize, tıpta temel fizik muayenenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurguladı. Acil servis doktorumuz arayarak, başka bir hastaneden bilinci yarı kapalı 34 haftalık bir gebenin gönderildiğini bildirerek bizleri çağırdı. Acil servise geldiğimizde konvülzyon geçirmiş TA : 190/120 olan bir eklampsi olgusu ile karşılaştık. Hastanın vital bulgularını stabil hâle getirip, gerekli medikal tedavisine başlar başlamaz doğumu gerçekleştirdik. Plasentanın kısmen dekole olduğu hastada sonuçta anne ve bebek sağlıklı bir şekilde operasyondan çıktı.
Buraya kadar anlattıklarım, her kadın – doğum hekiminin meslek yaşamında en az birkaç kez karşılaştığı bir durumdur. Burada sıra dışı olan olay, hastanın detaylı anamnezi alındığında ortaya çıkmaktadır. Ani görme kaybıyla müracaat eden, yaygın ödemleri olan 34 haftalık hamile hasta, tansiyonuna bile bakılmadan direkt beyin tomografisine yollanmıştır. Hasta tomografi cihazındayken eklampsi nöbeti geçirmiştir. Hâlbuki önce gerekli muayene ve TA ölçümleri yapılıp, tedavisine başlansa muhtemelen konvülzyon geçirmeyecekti.
Benzer durumlarla sıklıkla karşılaşıyoruz. Modern teknoloji, tanıya yönelik yöntemleri geliştirip önümüze gelişmiş yeni yöntemler sundukça fizik muayenenin önemini unutmaya başladık. Hâlbuki gerek laboratuvar gerekse de radyolojik tanı yöntemleri her seferinde detaylı bir fizik muayeneden sonra yapılmalıdır. Benzer bir hatanın adneksiyel kitlelerin araştırılmasında da yapıldığına sıklıkla şahit oluyorum. Basit bir over kisti olan pekçok hasta ellerinde tomografi ve MR tetkikleriyle geliyor. İşin en ilginç tarafı ise, bu raporların pek çoğunun sonunda, hastanın ultrasonografi yapılarak ayırıcı tanısının konabileceği yazıyor. Hele de transvajinal ultrasonografi ile kistin detaylı yapısını öğrenmemiz mümkün iken bu hastalara rutin ileri radyolojik tetkik yapmanın gerekli olmadığı aşikardır.
Tomografi, MR gibi ileri görüntüleme yöntemlerinin tanıda ve tedavinin takibindeki değeri tartışmasızdır. Jinekolojik onkolojide bundan çok yararlanıyoruz. Günümüzde MR cihazlarındaki gelişme, neredeyse koroner anjiyografiye eşdeğer kardiyak görüntülerin alınmasını sağlıyor. Elbette ileri teknolojiden yararlanacağız. Ancak günümüzde hiçbir tanısal yöntemin fizik muayeneden vazgeçmemizi sağlayamadığını bilmek kaydıyla…