Tabip odaları, Emekli Hekimler gruplarının temsilcileri olarak, 18 Kasım 2023’te İstanbul Tabip Odası’nın, Kadıköy’deki binasında toplandık. Toplantımıza, Ankara, İzmir, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Tekirdağ, Mersin, Adana, Antalya, Hatay Tabip odalarından gelen yirmi beş kadar emekli temsilcimiz katıldı. Toplantı sekretaryasını, aramızda en büyüğümüz ve duayenimiz olan, 1957 mezunu, Dr. Ülkü Sema Aydın ve Ankara’dan Dr. Derman Boztok yürüttü. Ülkü Hanım’ın bir başka özelliği de, ülkemizin ilk kadın subayı olmasıdır.
Toplantımızın açılışına, TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve İkinci başkan, Ali İhsan Ökten’de katılarak, birer açılış konuşması yaptılar. Başkanımız, 1958 mezunu ağabeyimiz Dr. Erdinç Köksal, açılış konuşmalarından sonra, sırayla değişik illerimizden gelen temsilcilerimize söz verdi. Konuşmalardan aklımda kalanlar,
Dr. Rana Savlu: Arkadaşlar, herkes tüm sorunları zaten biliyor. Senelerdir aynı sorunlar var. Çözüm ise, ancak birlikte davranırsak olacaktır. Kol Yürütme, bu konuda yazılar hazırlayıp, siyasilere, milletvekillerine, sağlık komisyonundakilere, çalışma ve sağlık başkanlıklarına… sürekli konuyu taşıyorlar. Yoksulluk sınırının altında maaş aldığımızı buralarda olanlara anlatmaya çalışıyor, SSK ve özellikle Bağ-kurlular için ek ödeme vurgusunu, üstüne basarak açlık sınırı ve asgari ücret altında emekli maaş alınmasının kabul edilemez olduğunu sürekli belirtiyorlar. Lütfen sizler de Tabip Odalarınıza gidip, ‘Emekli Hekimler Komisyonu’nun çalışmalarını destekleyin. Burada hekimlerin (diş hekimi-pratisyen-uzman) ayrımı yapılmadan “hekim” oldukları için maaşları eşitlenmesi için uğraşalım. Daha sonrasında huzurevi, hekim evi, sağlıkta özel hastanelerde, çalışan ve emekliden katkı payı alınmaması, öncelik tanınması gibi haklarımızı da ancak böyle elde ederiz. Hepinizi mücadeleye çağırıyoruz.
Sınıf arkadaşım, Dr. Bekir Ceylan, Ne yazık ki emekli hekimler gaflet içindeler. Ücret artımını ve diğer sorunlarını hükümetten bekliyorlar. Beni karıştırmayın’ diyerek her zamanki pasif düşüncedeler. Meydanlara hekimler olarak çıksak, çok büyük ses olur.
Dr. Müberra Öztürk, ‘Sorunlarımızın farkında olduğumuzu, ortak taleplerimizi belirlediğimizi ve bunları eyleme geçirecek adımları planlayarak uygulamaya koyacağımızın bilincindeyiz.
Bizim tabip odaları olarak ( tabii ki ilgili kol aktifliğinde) gücümüzün farkında olarak, birlik ve beraberlik içinde çözümlerin geliştirilmesi sürecinde takipçi olmamız, bunun için de meslek örgütümüzle aidiyet bağımızı güçlendirmemiz gerekiyor diye düşünmekteyim. Biz hekimler çok uzun ve yorucu meslek yaşamını icra ettiğimizden, gereğini yaptığımızı düşünüyor ve şimdi de sorumluların üstlerine düşeni yapmasını bekliyoruz. Doğrusu bu, ancak adalet ve liyakat işliyor ise…Taleplerimizi ve nelerin nasıl eyleme döküleceğini, hukukçuların da fikrini alarak, bilinçli bir şekilde sıralamalı ve takipçisi olmalıyız. Biz kol temsilcileri, odamızın diğer kolları ile işbirliği içerisinde, ne kadar çok hekime ulaşabilir ve ortak fikir birliği içinde olabilirsek, hem motivasyonumuz artar, hem de gücümüzü başkalarına da fark ettirerek, çok haklı taleplerimizin gerçekleşmesine, çınarlar olarak yol açmış oluruz’.
Adana’dan katılan meslektaşımız, Adana’da bir hekimevi kurduklarını, bir ev buluncaya kadar Adana’ya gelenlerin hekim evinde kaldıklarını anlattı. Arazisinin yarısı belediye, diğer yarısı da hazine arazisi olduğu için, sonradan valilik emriyle hekimevinin kapatılıp, başka amaçlar için kullanıldığını esefle anlattı.
Ben de konuşmamda, sorunların geldiği bir başka yer, Sağlıkta Dönüşüm programını ülkelere öneren, Harvard Sağlık Sosyolojisi hocalarının, ‘sağlık gelirlerinin aslan payını, özel hastanelere yatırım yapan sermayenin alması, hekimlerin hastanelerde, sermayenin işçisi olarak çalışmaları, bu yüzden özel hastanelerin artması gerektiğini’ önerdiklerini, hekimlerin genelde bireysel çalışıp, bireysel düşündüklerini, bu yüzden ortak eylem yapamadıklarını, onları sistem, çalışma sorunları, hatta bıçak parası ile devamlı suçlamak gerektiğini ifade ettiklerini esefle anlattım. (Hasta yatağı, ameliyat sırası hatta ultrason cihazı için kavga eden meslektaşlarımızın kulakları çınlasın).
Emekli hekimler ne yapıyor?
Emekliler üç gurup : Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-kur emeklileri. Hekim eğer devletten emekli olmadıysa çalışmak zorunda kalıyor. Zira Bağ-kur ve SSK emeklilerinin emekli maaşları çok düşük, hatta asgari ücretin bile altında.
Ülkemizde hekimler, en uzun eğitimi alıyorlar (6 yıl), Ardından, mecburi hizmete gidiyorlar. Uzman olabilmeleri için 4-6 yıl hatta daha fazla süreyle asistanlık, sonrasında ver elini ikinci mecburi hizmet. Yan dal eğitimi aldıklarında tekrar mecburi hizmet. Bu yüzden hayata geç atıldıklarından, çoğunlukla geç evlenip geç çocuk sahibi oluyorlar. Okuyan çocuklarının eğitimi için, ayrıca para lazım. Emekli ikramiyesiyle ne ev ne de araba alınabiliyor, kısa sürede çar çur ediliyor.
Emeklilerin de yaralanabileceği, Hekimevi gibi sosyal tesislerimiz olmalı. Yaşlılıkta rehabilitasyon, palyatif bakım sağlayabilen, huzur evlerimiz olmalı.
TTB 2023 yılı, (1.7.2023- 31.12.2023) İşyeri hekimliği asgari sözleşme ücretlerini : 93.154 TL olarak tespit etti. Ancak bu ücreti alabilen hekim % 4 ün de altında.
Emekli Sandığı emeklileri, ilave ödeme alıyorlar. Hekim, SSK’lı olarak çalışıyorsa ek ödeme alamıyor. Ancak, kendi patronu ya da ortak olduğunda alabiliyor.
Bu durumda SSK ve BAĞ-KUR’dan emekli olan hekimler, AÇLIK SININRININ ALTINDA EMEKLİ MAAŞI ALIYORLAR. Bu konuda Tabip odalarınca açılan davalar maalesef reddediliyor.
Görüldüğü gibi, çalışan sağlıkçıların dışında, biz emekli hekimlerin de derdi çok. Hem çalışırken, hem de emeklilikte ömrümüz, dertlerimize derman olacak yöneticileri aramakla geçecek gibi görünüyor.
Şimdiye kadar, ‘Emekli Hekimler Paylaşımı’ adlı ve Whatsapp grubunu takip etmekteydim . Toplantıda, ‘TTB Emekli Hekimler Kolu’ adında başka bir emekli grubumuz olduğunu da öğrendim ve gruba katıldım. Emekli arkadaşlarım, unutmayın ki, ister çalışın, ister çalışmayın, birleşmek, bir arada olmak, elimizden alınan ve alınmak istenen tüm haklarımıza sahip çıkmak zorundayız.
1 yorum
İçerik ve emeğiniz için teşekkürler Saygıdeğer Hocam. Ben bir not vermeyi arzu ederim: Hekimler emekli olmaz, çünkü bilgi kaybolmaz. Her bilim insanı ve özellikle deneyimi fazla olanlar ülkemizin en üst seviyedeki milli değerleridir.
Saygılarımla,