Evet, endikasyon ve komplikasyon
Bütün meslektaşlarımızın aşina oldukları, günlük yaşantılarında sık sık kullandıkları, mesleklerini icra ederken, bazen biri kararlılığın ifadesi mutluluk verici, diğeri ise bir karabasan, bir kâbus gibi üzerlerine çöken, uykularını kaçıran ve hayatlarını karartan iki ayrılamaz gerçek
Günümüzde her nedense (!) bu komplikasyon kavramı, birçok yetkin ve etkin çevrelerce ya da kendine görev addedenler(!) tarafından pek kabul edilmemektedir. Bunların çoğu, bazı işgüzar meslektaşlarımızın(!) katkıları ile de "hekim hatası" olarak değerlendirilip, hasta ve yakınları yönlendirilmektedir. Bu nedenlerden dolayı, birçok meslektaşımızın tazminat ödemesi veya hapis cezasına çarptırılması söz konusu olmaktadır.
Mesleki mutluluğumuz bir anlamda, kılı kırk yararak, ince eleyip sık dokuyarak, bin düşünüp bir söyleyerek vereceğimiz kararlara bağlıdır. Gerek tıbbi tedavi planlamasını yaparken ve gerekse cerrahi kararımızı verirken, endikasyonlarımız bizi mutlu, mesut ve bahtiyar kılar ya da değişik derecelerdeki komplikasyonlara sebebiyet vererek, hayatımız boyunca bir gölge gibi peşimizi bırakmaz.
Hekim, her ne olursa olsun, endikasyonlarını, hoyrat davranmadan, bilgi ve özellikle de tecrübesini dikkate alarak sağlamlaştırmalıdır. Bilgi, kendisini yazılı kaynaklara yönelik teminat altına alırken, tecrübe vicdanen müsterih olmasını sağlar. Her yazılanın doğru, her yazılmayanın da yanlış olmadığını bilen hekim, bilgi ve tecrübelerinin ışığında, hastası ile ilgili olarak vereceği kararlarda, kendisini ve yakınını o hastanın yerine koyarak, "Bu hastanın yerinde ben olsa idim nasıl karar verirdim, hangi tetkikleri, hangi tahlilleri isterdim, hangi ilacı yazardım, hangi ameliyatı önerirdim, hangi protezi takar, hangi malzemeyi kullanırdım?" düşüncesi ile hareket ettiği takdirde, vicdan muhakemesinden her zaman beraat eder.
Komplikasyonlar ise her hekimin, hele hele her cerrahın kaçınılmazıdır. Komplikasyonsuz cerrah, emekli ya da ölü bir cerrahtır. İyi cerrah, hangi hastayı ameliyat edeceğini bilen değil, hangi hastayı ameliyat etmeyeceğini bilen cerrahtır. Aynı zamanda, iyi cerrah nerede hızlı, nerede yavaş ve sabırla hareket edeceğini bilen cerrahtır.
Bizim komplikasyonlarımız, hatalarımız, yanlış uygulamalarımız ve detaylı değerlendirmeden verilen kararlarımız, ders alınabilirse, bizi olgunlaştırır, mütevazi ve başarılı kılar. Bu nedenle, komplikasyonlarımıza minnet ve şükran borçluyuz. "Complications is the way of God, keeping surgeons humble" ve "We dress the wound, God cure the patients" diyen Fransız Cerrah Ambrose Paré yüzyıllar evvel bu hakikati işaret etmiştir.
Endikasyonlarımızdan sevgiyi, komplikasyonlarımızdan şükran ve vefayı eksik etmemeliyiz. Belki biraz ironik ve biraz teşbihi aşan abartılı bir benzetme olsa da, akıllarda kalması açısından, endikasyonlarımız, varsa sevgililerimize veya metreslerimize (sakın ha bunu ciddiye almayın!); komplikasyonlarımız ise ömür boyu hep bizim peşimizde ve başucumuzda olacakları açısından, nikâhlı eşlerimize benzer.
Suz-i Dilara’dan (1990, Ankara) bir rubai;
"Sana geldim bak doktor her şeyimle hastayım, Sevgi yoksulluğundan yıllar boyu yastayım, Sakın tersleme beni, ne olur gül yüzüme, Merhametle elini uzat, şifa bulayım."