Bilindiği üzere, tüm canlılar genetik yapısını kendisinden önceki kuşaklardan, yani atalarından miras olarak alırlar. Bu miras içerisinde insanı çok mutlu eden hususlar olduğu gibi, çok bedbin eden hususlar da olabilir. Örneğin, erkekteki infertilite nedeni olan husus da bunlardan birisidir. Eğer kişi aile hikayesine bakacak olursa, kendi geleceği hakkında da bazı ipuçları elde edebilir. Hatta kendi DNA materyalini analiz ettirerek umduğundan da fazla bilgilere ulaşabilir. NewScietist’in haberine göre (07.05.05), artık pek çok ticari firma, erkeklerin DNA materyalinde, DYS460 adı verilen kromozom bölgesini analiz ettiklerini bildirmektedir. Y kromozomu üzerindeki bu bölge erkek infertilitesi ile ilişkilidir. Eğer bu bölgede eksilme varsa DNA analizi yapılan kişi infertil demektir. Bir araştırmaya göre (J.Med.Genet., 42:366); DYS464 delesyonu her 1000 erkeğin 1 tanesinde görülmektedir.
Bu analizi yapan ticari firmaların hemen hepsi, infertiliteye ilişkin durumlarının bilinmesini istemeyen kişilerin analizlerini derhal durduracakları garantisini vermektedirler. Aslında burada bir de etik tartışma çıkmaktadır: Kişi kalıtsal yapısını her yönüyle bilmeli midir, bilmemeli midir? Bu soru, İnsan Genom Projesi’nin başlamasıyla birlikte daha yoğun olarak gündeme gelmiş ve her geçen gün daha da güncel hale gelmektedir. İşin ilginç yanı, yukarıdaki soruya verilecek her iki cevabın da artıları ve eksilerinin bulunmasıdır. Zira konunun yalnızca bilimsel yönü değil fakat sosyolojik, psikolojik, teolojik ve etik yönleri de bulunmaktadır. Onun için de bol bol tartışılacaktır. Yeni bir konuda yeniden buluşuncaya kadar esen kalın, sağlıklı kalın.