Sağlıkta erken teşhisin ne kadar önemli olduğunu hepiniz bilirsiniz. Bir kanserin erken teşhisi, hastanıza belki bir yıl belki on yıl, hatta daha fazlasını bile kazandırabilir. Bir akut batın vakasının erken teşhisi, yeri gelir hayat kurtarır.
Erken tanı için bazen birkaç ay-yıl gibi uzun, bazen de bir iki saat gibi kısa bir süreniz vardır.
Meslektaşlarımız, zaman zaman medyada, “Acile gelen hastaya ilaç verilip evine gönderildi, bir gün sonra da öldü.”gibi magazin haberleriyle suçlanıyorlar.
Bir hastalığın tüm belirtileri dört dörtlük ortaya çıktığında tanı koymak çok kolaydır da, henüz belirtiler silik ve diğer hastalıklarda da görülebilir ve karışık olduğunda olayı çözmek daha zordur. Her zaman ve her koşulda hastalar ve yakınları, daha doğrusu herkes haklı olacak da hep doktorlar haksız, var mı bunun böylesi?
Günümüzde doktorları suçlamak çok kolay. Gazetelere ve televizyon kanallarına, sansasyonel ve birilerini suçlayıcı haber gerektiğinde, muhabirlerin ilk aklına gelenler, genelde hastaneler ve acil servisler oluyor.
Peki, “toplumsal olaylarda tanı gecikirse ne olur”,hiç düşündünüz mü? Olay olup bitmiş. Siz ise tanısını çok sonra koymuşsunuz; ölen öldüğüyle, vuran vurduğuyla kalmış. Arkadaş şimdiye kadar aklınız neredeydi, diye sormaz mı birileri.
Van’da, deprem sonrası çürük otele az hasarlı raporu verirler, ufak bir depremde yerle bir olur. Konya’da yepyeni bina içindekilerle birlikte çöküverir, İstanbul’da asansör düşer onlarca kişi ölür,.. maden ve tersane kazalarını saymıyorum bile. Hani nerede erken tanı?
Kadın, eski kocam beni tehdit ediyor, diye karakola başvurur, evine gönderirler, o koca kadını katleder. Son örnekler, Özgecan kızımız, vitrine kartopu atan gazeteci ve daha pek çoğunu katledenler, yine bu toplumun içinden çıktı.
Peki, faillerin akrabaları, ev, apartman, sokaktaki yakınları, çalışma arkadaşları, duraktakiler, kahve arkadaşları olaylar olmadan neden bunları teşhis edemediler?
Eğer biz toplum olarak bu psikopatları erkenden teşhis ederek önlem alabilseydik, belki o masumlar, o katledilenler bugün aramızda olacaklardı.
İlgisiz, olaylara duyarsız, sadece kendi çıkarlarını düşünen bireylerden oluşan bir toplumun içinde yaşıyoruz. Bana ne, bana dokunmayan yılan bin yaşasın, aman karışmayalım, bize de bulaşmasınlar.
Kendine gelen yardım isteyene ilgisiz kalan karakol; suçluyu, mahkemede uslu durdu diye erkenden ortalığa salıveren hâkim; olayda suç tam oluşmamıştır diye zanlıyı evine yollayana ne demeli?
Yolda bir genç kız taciz edildiğinde, kapkaça uğradığında, apartmanda birileri psikopatça, sapıkça davranmaya, uyuşturucu kullanmaya başladığında birilerinin olayı erken teşhis etmesi gerekir. Önce anneler, babalar, sonra yakın akrabalar. Bu gibi olayları önce toplum kendi içinde çözümlemeli.
Aman bize dokunmasın, sakın karışmayalım. Aman da aman. Hiç kuşkunuz olmasın, caniler, sapıklar, ırz düşmanları günü gelir size de bulaşırlar.
Kapıcı, sokak bakkalı, kahveci, simitçi, çöpçü, muhtar, okulda öğretmen, müdür, yakın akraba ve evde yaşayanlar kadar olmasa da, onlar da sorumlu. Suça eğilimi olanları, uyuşturucu batağına saplananları önceden teşhis edebilmeli bu toplum.
İşte bu nedenle erken teşhis çok önemli. Olayı daha oluşmadan önleyebiliyorsak, o zaman gelişmiş bir toplum olduk, diyebiliriz.
Sapıklar, caniler, psikopatlar hep vardırlar. Önemli olan, onların toplumdan enterne edilmeleri ve hiç olmazsa sayılarının azaltılmasıdır.