Kültürümüzde aşıklar atışma yaparken birisi ilk dörtlüğü söyler ve buna “Ayak açmak” adı verilir. Bende bir Erzurum aşığı olarak bu yazımda ilimizin kalkınması ile ilgili olarak tüm ilgililere, sivil toplum kuruluşlarına ve yöre halkımıza ilimizde olmasını arzu ettiğimiz hususları naçizane görüşlerinize arz etmeyi vazife bildim.
Erzurum ili ve çevresinde faaliyet gösteren beton fabrikaları ve çeşitli inşaat yapı malzemelerinin üretimi avantajıyla bölgemizde yatırım yapmak isteyen iş adamlarına yönelik enerji, vergi ve diğer hususlarca teşvikler sunularak, sanayicilerin ürettikleri mallarını geliştirebilmeleri için yapacakları çalışmalar sürekli hale getirilmelidir. Sanayicilerin ürettikleri mallarını geliştirebilmek için yapacakları ARGE çalışmaları sürekli teşvik edilmelidir. Bu maksatla şehrimizde yıllardan beri faaliyet gösteren üniversitelerden teknik destek alınması elzemdir. Örneğin bölgemizdeki su ürünleri sektörünün gelişmesinde yapılacak iş birlikleri ve su ürünleri fakültesinin rolü şekil 1 ve 2 de ki gibi özetlenebilir. En azından üçlü sac ayağı oluşturularak üniversite-özel sektör ve yerel halk ve kamu kuruluşları ve diğer sivil toplum örgütleri belirlenen bir hedefi ya da hedefleri eş zamanlı olarak yahut ta bir takvime göre ele almaları icap etmektedir.
Şekil 1. Su ürünlerinde gelişmede rol oynayan ana faktörler
Şekil 2. Su ürünlerinin etkisinde su ürünleri fakültelerinin rolü
Coğrafi konum ve iklim yönünden dezavantajlı sayılabilecek olan şehrimizin kalkınması büyük ölçüde çevresinde bulunan illerin kalkınmasıyla ilişkilidir. Deniz bağlantısı gerçekleştirildikten sonra ipek yolunun canlandırılması daha hızlı olabilecektir. Dolayısıyla ilimizin kalkınmasında hedef Rize ve Trabzon ile otoban bağlantısı olmalıdır. Doğu ve güneydoğu illerinden alınabilecek ürünlerin gelişmiş kara yollarla ve soğuk hava zincirleriyle hem sahil kentlerine pazarlanması ve hem de deniz yoluyla hammadde ve işlenmiş ürünlerin İstanbul’a kadar hızlı transferi mümkün olabilecektir. Bu iki yönlü mal ve hizmet alışverişine imkan sağlayacaktır. Demiryolu inşası da alternatif olarak düşünülmelidir. Hali hazırda demir yoluna sahip şehrimizin Bakü Tiflis Kars demir yolunu kullanarak ticaretini geliştirmesi için gerekli ihtiyaç analizlerinin yapılarak bu doğrultuda faaliyetlerin planlanması gereklidir.
İşte bu noktadan hareketle;
- Şehrimizin kalkınması büyük ölçüde çevresinde bulunan illerin kalkınmasıyla ilişkilidir. Öncelikle Erzurum, Erzincan ve Bayburt illerinin 3’ünün bir arada ele alınarak kalkındırılmaya çalışmasının olumlu sonuç vereceği düşünülmemektedir. Zira bu 3 ilde aynı demografik yapıya sahiptir ve dış dünyayla ulaşım imkanları da aynı derecededir. Dolayısıyla bunların yanı sıra ilimizin kalkınmasında hedef Rize ve Trabzon ile otoban bağlantısı sağlanmalıdır. Doğu ve güneydoğu illerinden temin edilen ürünlerin düzenlenmiş karayolu bağlantılarıyla ve soğuk hava zinciri şartlarına uygun bir şekilde hem sahil kentlerine pazarlanması ve hem de deniz yoluyla hammadde ve işlenmiş ürünlerin İstanbul’a kadar hızlı transferi mümkün olabilecektir. Zaten, ilimiz Ticaret ve sanayi odasının İspir-Ovit’ ten Rize’ye olan yolun iyileştirilmesini istemesinin (tünel açılması) altındaki nihai gerçek nedenin de bu olduğu anlaşılabilir. Demiryolu inşası da alternatif olarak düşünülmelidir.
- Ağrı Üzerinden İran’a yapılacak iki yönlü mal ve hizmet akışı yanı sıra, uzun vadede de bu otoban İskenderun’a kadar uzatılarak civar illerinde bu yola bağlanması sağlanabilir. Otoban olması şarttır. Mevcut duble yollar trafik kazalarını önleyebilir ancak sanayiye yönelik taşımacılıkta pratik önemi otobanlarla kıyaslanamayacak kadar düşüktür. Bu yollarla tüm Doğu ve Güneydoğu illeri psikolojik olarak belli bir seviyeye ulaşacak ve belki de göç sadece batıya değil iç bölgelerden doğuya doğru da olabilecektir.
- Ülkemiz geneline nüfus oranı anlamında bakıldığında dengesiz bir yapı görülmektedir. Öyle ki; bir ucunda nüfusu 15 milyona sahip bir şehir varken, öte yandan koskoca bir bölgenin toplam nüfusu bununla boy ölçüşemeyecek kadar düşük nüfusa sahip illerimiz var. Adeta bir tahterevallinin bir ucunun sürekli ağır bastığı yahut ta terazinin bir kefesinin diğerinden çok ağır olduğu görülmektedir. Bu çarpık gelişmeyi dengelemek için Doğuda bir cazibe merkezi kurulmalıdır. Muhtemel adaylar arasında Van, Ağrı, Diyarbakır, Malatya ve Elazığ illeri sayılabilir. Ancak bunlardan en layığı hiç şüphesiz ki bulunduğu coğrafik konum itibarıyla Erzurum’dur. O bakımdan öncelikle Erzurum’un 3-5 milyon nüfusu barındıracak bir altyapıya kavuşturulması zaruridir. Bu maksatla şehrimizi çevreleyen dağlar arasında bir dairesel çevre yolu ve depreme dayanıklı bu bölgede sanayi hamleleri ve yeni ikametgâh ve istihdam sahaları planlanmalıdır. Bu maksatla şehrimizin kenarından geçen Karasu ırmağı da yapacağımız bu yeni düzenlemeyle adeta şehrimizin ortasından geçecek bir konuma kavuşacaktır. Çıkışından Erzurum’a ulaşması yaklaşık 18 km’dir. Adı ‘’Kara Su’’ olan bu nehrin adını “Mavi Su” alacaktır.
- Yapılacak iyileştirmelerle şehir İstanbul’a alternatif bir yapıya kavuşturulmaya çalışılmalıdır. Bu nedenle şehir düzenlemesinde yapılması gereken ikinci aşama ise; hava alanının mümkünse Pasinler’e (40 km Doğuda), Tren istasyonunun Aşkale-Ilıca arasına (15-60 km’ler arası batıda), Otogarın Pasinler Erzurum arasına (20 km doğuda), Sebze halinin ise Kuzey ilçelerden Tortuma (60 km) doğru planlanmasıyla, şehrimiz nefes alacaktır. İleriki yıllarda da metro vs çalışmaların yapılmasına imkan verecek alt yapıya da şimdiden kavuşturulmuş olacaktır.
- İlimizde turizmin canlanmasına yönelik yukarıda ifade edilen faaliyetlerin yapılması şarttır. Ayrıca ilimizi çevreleyen dağların ayrıntılı coğrafik haritası çıkarılmalı, ulaşım yolları açılmalı, buralarda istasyonlar oluşturularak eko-turizm merkezi haline getirilerek etkili reklam yapılmalıdır.
- İlimizde 2011 yılında düzenlenen Üniversiteler arası kış olimpiyatlarının bırakmış olduğu alt yapı kullanılarak, Kış olimpiyatlarının alt yapı çalışmalarına başlanılmalıdır. Bu çerçevede ilkim yönünden benzer iller Erzurum-Sarıkamış hattında yeni tesisler planlanarak, Olimpiyatlarda civar illerde yer almalıdır. Bu şekilde kış sporlarının gelişmesi sağlanacak ve alternatif iş sahaları da açılmış olacaktır.
- İlimizde bacasız fabrika gibi görev yapan turistik otellerin sayısı arttırılmalıdır. Otellerin artması ile birlikte artan yatak kapasitesi buralarda yapılacak çeşitli fuar ve sempozyum faaliyetlerine de alt yapı oluşturacaktır. Ayrıca ilimiz sınırları içerisinde nadide kaplıca suları bulunmakta, bunların bazılarında ise belediyelerce amatörce hizmet verilmektedir. Oysaki dünyadaki benzerleri SPA merkezleri olarak 5 yıldızlı oteller halinde hizmet vermekte ve tüm dünyadan turist çekmektedir. Bu çerçevede düşünüldüğünde öncelikle Pasinler’de 5 yıldızlı bir SPA merkezi yapılabilir. Ayrıca Üniversitemiz bünyesinde faaliyet gösteren Turizm ve otelcilik mezunları da buralarda hem istihdam ve hem de staj ve eğitim alabilirler. Yapılacak bu gibi faaliyetlerin altyapısı ve verilecek hizmetler düşünüldüğünde ilimize çok büyük ekonomik faydalar sağlayacağı ve canlılık getireceği aşikârdır.
- İlimizde bulunan mevcut üniversitelerimiz ilimizde başlıca geçim kaynaklarındandır. Çeşitlilikte yeni iş sahalarının açılmasında önemli rol oynayacaktır. Öğrenci sayısının da artırılması yine ekonomik bakımdan canlılık sağlayacaktır.
- İlimizde bulunan hastaneler de yine oteller ve üniversite gibi bacasız fabrika görevini görmektedir. Bunların profesyonel hizmet verecek şekilde uzmanlarına danışılarak planlanması ve branş hastaneleri geliştirilmesi gerekmektedir. Örneğin çocuk hastanesi, kanser hastanesi vb. Bu şekilde de yine yeni istihdam sahaları açılabilecektir. Günümüze kadar sadece ilkokul ve cami şeklinde yapılan hizmetlere ilaveten engellilere yönelik, yaşlılara yönelik modern tesislerin kurulması için iş adamları teşvik edilmelidir.
- İlimizde sanayi alanında faaliyet gösteren esnafın ihtiyaç duyduğu birimlerde çalışacak ara elemanların yetiştirilmesi için üniversitelerle aynı masada buluşmaları sağlanmalıdır. Bu sunulan hizmetin artırılmasına katkı sağlayacak ve bireysel olarak kalifiye eleman ve işgücünü arttıracaktır.
- İş merkezleri kurulmalı ve uzun vadede ülkemizde ikinci bir borsa olacaksa bu gelecekte büyük Erzurum’da olmalıdır.
- İlimizin atık suları toplanarak temizlenmeli, elde edilen yan ürünler yeniden kullanılmalıdır.
- Çeşitli sosyal projelerle dar gelirlilerin manevi destek sağlanmalı, Alkolikler, çeşitli madde bağımlıları vs eğitime tabi tutularak topluma kazandırılmalıdır.
- İlimizde ağır sanayi olmamakla birlikte yan sanayinin de olmaması ürün çeşitliliğini kısıtlamakta ve sermayesi belli bir meblağa ulaşan iş adamlarının bu bölgede yatırım yapmalarını sağlamak mümkün olamamaktadır. Dolayısıyla hem sermaye girişi olmamakta hem de sürekli sermaye çıkışı olmaktadır. Bu nedenle yetki ve sermaye gerekmektedir. İş adamlarımızın ürünleri maalesef rekabet gücüne sahip değildir. Avrupa’ya mal satabilecek kalitede ürünlerin üretildiği herhangi bir sektörün örnek olması bakımından ilimizde devreye sokulması için teşvik edilmelidir.
- İlimiz ve bölgemizin iklimi ve mevcut durumu ele alındığında alınan vergi oranlarının ülkemizin diğer illeriyle aynı olması da göçü tetikleyen etkenler arasındadır. Bu nedenle vergi teşvikleri uygulanmalıdır.
- İlimizde kalifiye elemanların istihdamına yönelik yeterli çeşitlilikte (kamu kuruluşları hariç) ve miktarda istihdama yönelik işyerlerinin ve tesislerin olmaması göç sebeplerindendir.
- İnşaat sektörü ve beraberinde bütün yan sanayilerin gelişmesi çıktı olarak kaçınılmaz olacaktır. Yine eğitim sektörü bu çıktılardan başka bir tanesi olarak karşımıza çıkacaktır. Başka bir örnek otomotiv sanayi, bir diğeri ısıtma vs sayılabilir. Sonuçta ilimizde çok sayıda yeni meslek grupları ve istihdam sahaları açılmış olacaktır. Bunların gerçekleşmesi ilimizde yapılacak devlet destekli kalkınma hamlesiyle direkt olarak ilgilidir.
- İlimizde bulunan su kaynaklarında geleceğin gıdası olarak görülen balıklandırma faaliyetleri yapılarak vahşi yaşamın besin kaynaklarının korunması ve tedariki suretiyle biyoçeşitlilik üzerine katkıda bulunulmalıdır.
- SONUÇ
Erzurum ilinin kalkınması öncelikle civar illerin ve bulunduğu Doğu Anadolu bölgesinin kalkınmasıyla direkt olarak ilgilidir. İmalat yapılacak 120 kadar sektör olmasına rağmen asıl sorun bunların hammaddesinin sağlanması ve ürünlerin pazarlanmasıdır. Yöredeki şirketlerin küçük ölçekli olmaları istihdam güçlerinin de düşük olmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla öncelikle KOBİ’ler hedef alınarak bunların kalkındırılmasına yönelik projelere öncelik verilmeli yada toplulaştırılmaya gidilmelidir. Raporda dile getirilenler esasında bölgemizde bulunan diğer illerin kalkınmasına da örnek teşkil edecektir. Dolayısıyla yukarıdan beri ifade edilmeye çalışılan hususların ilgili birimlerde öncelikli konular olarak ele alınması durumunda, toptan ve perakende ticaret hacminin artacağına, ilimizin kalkınacağına ve ülkemiz kalkınmasına da olumlu katkılar yapacağına olan inancımız tamdır.
1 yorum
Hocam elinize sağlık, çok güzel konulara çözüm önerileriyle yaklaşmışsınız.