Tıp etiği ilkelerinin en önemlilerinden biri de mahremiyet ilkesidir. Bilindiği gibi mahrem, Arapça bir kelime olup gizli olan, herkese açılmayan sır anlamında dilimizde de kullanılır. Mahremiyet, sır olarak saklanıp, herkese açılmayan şeyin hali, gizliliktir.
Mahremiyetine girmek ise bir kimsenin özel yaşamının herkesçe bilinmeyen yönlerini öğrenecek kadar yakını durumuna gelmek anlamına gelir.
Kişinin özel yaşamı çok yakınları tarafından bilinir. Yani özel yaşam insanın oturma ve çalışma nedeniyle kendisine çok yakın olan insanların bileceği ve onlarla paylaştığı yaşamdır. Özel hukuk, kişinin özel yaşamını gizlilik olarak sayar ve korur. Hasta kendi özel yaşamı ve hastalığı ile ilgili bilgileri çoğu zaman en yakını gibi kabul edebileceği hekimine verir. Hekimin, önemli bir tıp etiği ilkesi olan gizliliğe saygı ilkesine uyarak bu bilgileri bir sır olarak saklaması gerekir .
Özellikle deri hastalıklarında, jinekolojik rahatsızlıklarda ve diğer hasta için mahrem olabilecek her durumda bu ilke büyük önem kazanır. Örneğin; dermatolojide hastanın soyunması gereken durumlarda hasta çekingen davranabilir. Bu nedenle hasta geldiğinde soyunması sağlanıp, tam bir dermatolojik muayenesinin yapılması gerekir. Bunun için de hastanın perde arkasında soyunduktan sonra muayene önlüğü giymesi veya muayene örtüsü örtülmesi gerekir. Burada hekimin yanında bir hemşirenin de bulunması gerekir. Fakat bazen yoğun hastane poliklinik ortamlarında bu konuda hiç de etik kurallara uygun davranıldığı söylenemez. Çoğu kez perde kullanılmadığı gibi tam bir soyunma da sağlanmamakta ve emir verici ifadelerle hastanın hastalıklı kısımlarını göstermesi istenilmektedir. Eğer hekim bu konuda ikna edici ve empati ile yaklaşan bir tutum içinde olursa hasta, hekimine güvenir ve muayene de gerçekleşir.
Hasta haklarının yeniden gözden geçirilmesi için 28-30 Mart 1994 tarihleri arasında Amsterdam’da Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bürosu’nca bir toplantı düzenlenmiş, “Avrupa’da Hasta Haklarının Geliştirilmesi Bildirgesi” hazırlandı. Bu bildirgede hasta hakları altı ana başlık altında toplandı. Burada gizlilik ve özel hayat maddeleri de vardır:
“1. Sağlık hizmetlerinde insan hak ve değerleri
2. Bilgilendirme
3. Onam
4. Bakım ve tedavi
5. Başvuru
6. Gizlilik ve özel hayat
Lizbon Hasta Hakları Bildirgesi, tıp alanında yaşanan yenilikler dikkate alınarak Eylül 1995’te yeniden gözden geçirildi ve Bali Bildirgesi adı altında şu haklar açıklandı ve gizlilik ilkesi de içindeydi:
1- Kaliteli tıbbi bakım alma hakkı.
2- Seçme özgürlüğü hakkı.
3- Kendi yazgısını saptama hakkı.
4- Bilinci kapalı hastadan onam alınma koşulları.
5- Yasal olarak yeterli olmayan hasta hakları
6- Hastanın istemine karşı uygulamalar ve hasta hakları.
7- Bilgilenme hakkı.
8- Gizlilik hakkı.
9- Sağlık eğitimi hakkı.
10- Onuru koruma hakkı.
11- Dini yardım alma hakkı.
1 Ağustos 1998 tarih ve 23420 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 21. maddesine göre hastanın mahremiyetine saygı esastır. Her türlü tıbbi müdahale hastanın mahremiyetine saygı gösterilmek suretiyle icra edilir. Yine aynı yönetmeliğe göre, mahremiyete saygı gösterilmesi ve bunu istemek hakkı:
a) Hastanın sağlık durumu ile ilgili tıbbi değerlendirmelerin gizlilik içinde yürütülmesini,
b) Muayenenin, teşhisin, tedavinin ve hasta ile doğrudan teması gerektiren diğer işlemlerin makul bir gizlilik içinde gerçekleştirilmesini,
c) Tıbben sakınca olmayan hallerde yanında bir yakınının bulunmasına izin verilmesini,
d) Tedavisi ile doğrudan ilgili olmayan kimselerin, tıbbi müdahale sırasında bulunmamasını,
e) Hastalığın mahiyeti gerektirmedikçe, hastanın şahsi, ve ailevi hayatına müdahale edilmemesini,
f) Sağlık harcamalarının gizli tutulmasını sağlar.
Görüldüğü gibi bütün bu yönetmelik ve bildirgelerde mahremiyet konusu vardır ve bu konu hekimin en çok dikkat edeceği hususların başında gelmektedir.