Etikten Damlalar,
Etiğin Güncel Konusu: Tıbbi Hatalı Uygulamalar Üzerine Birkaç Söz
Tıbbi hatalı uygulamalar, yani tıbbi malpraktis, bugün hekimliğin güncel konularından biri olmuştur ve olmaktadır. Bu kötü uygulamalar, kasten olmasa da insan yaşamını tehlikeye sokmakta ve sonunda hayatın kaybı da olmaktadır.
Tıpta ve diş hekimliğindeki her tıbbi uygulama hekim sorumluluğunu da beraberinde getirir.
Hekim sorumluluğunu tanımlayabilmek için önce sorumluluk kavramını açıklamak gerekir. Suç işleyen bir kişinin yasalar karşısındaki durumu sorumluluk kavramı ile açıklanır. Suç ise sorumlu bir kişi tarafından olumlu ya da olumsuz bir hareketle meydana getirilen, ceza tehdidi taşıyan bir yasadaki tanıma uygun ve hukuka aykırı olan bir eylemdir. Hekim sorumluluğu, hekimin ve diş hekiminin hekimlik pratiği sırasında bilerek veya dikkatsizlikle ve ihmal yoluyla verdiği zararlardan, hekimlik kurallarına uymamaktan, tanı ve tedavide son ve bilimsel metotları uygulamamaktan ve mesleğindeki acemiliğinden dolayı sorumlu tutulmasıdır.
Sorumluluk, hukuka aykırı bir fiile hukukun öngörmüş olduğu cezadır. Hukuka aykırı fiilde bulunan kişinin çeşitli hukuk dalları karşısındaki durumu sorumluluk kavramı ile açıklanmaya çalışılır. Hastalıkları önlemek, tedavi etmek veya hafifletmek için tıbbi faaliyette bulunan hekim de bu faaliyetleri esnasında hukuka aykırı bir davranışla hastasına zarar verdiğinde, kendisinin çeşitli hukuk dalları (Ceza hukuku, medeni hukuk, idare hukuku vb.) karşısında sorumluluğu söz konusu olur. Aşağıdaki deontolojik kurallara uyumlu uygulamalar, tıbbi hatalı uygulamaları da önler.
1) Tıbbi eylemde (tıbbi uygulamalar) vicdani sorumluluk bulunmalıdır. Bir hekim veya diş hekimi tıbbi uygulamalarda sorumluluk da taşımalıdır.
2) Hekimin ve diş hekiminin klinikteki tıbbi uygulamaları, tıbbi kurallara uygun olmalıdır.
3) Hekim veya diş hekimi, ehliyetsizlik ve ihmal gibi nedenlerden dolayı tıbbi müdahaleden kaçınmamalıdır.
4) Hekim, cerrahi uygulamalarda zarar ve ziyana neden olmamalıdır. Bazen bu uygulamaların sonunda ölüm de olabilir.
5) Hekimin tıbbi uygulamalarında hastasına karşı kasıtlı bir hareket bulunmamalıdır. Örneğin; hospitalize edilmesi gerekmeyen bir hasta, menfaat amacıyla bir akıl hastanesine yatırılırsa kasıtlı bir durum olur.
6) Hekim, klinikte hastasına gereksiz uygulamalarda bulunmamalıdır.
7) Hekim veya diş hekimi, klinikte tıbbi uygulama yapmak için hastanın onamını almalıdır. Hasta eğer 18 yaşından küçükse, akıl hastası ise veya hacir altındaysa ailenin izni alınır. Aksi hâlde hekim gereken uygulamayı yapabilir.
8) Hekimin veya diş hekiminin yapacağı uygulamaların yasaya uygun olması gerekir.
9) Hekim, zorunlu durumlarda hastasına müdahale edebilir.
10) Tıbbi uygulamaların hekim, diş hekimi, hastanın davranışlarını düzenleyen sosyal ve ahlaki kurallara ve geleneklere uygun olması gerekir.
İşte yıllardan beri anlattığımız deontolojinin ana konusu budur ve bu konuyla ilgili daha detaylı maddeler doğaldır ki tıbbi hatalı uygulamalar yasa tasarısı içinde vardır.
Bu arada, 2010’da Hekim Mesleki Sorumluluk Sigortası da zorunlu hâle getirilmiştir. Bu sigorta, hekim ve diş hekimlerinin hastalarına tedavileri esnasında verebilecekleri zararları teminat altına alır. Tıbbi yanlış uygulama: a. Tedavi sırasında standart uygulamanın yapılmaması, b. Beceri eksikliği, c. Hastaya tedavi verilmemesi ile oluşan zararlardır. Hekim Mesleki Sorumluluk Sigortası, hekim ve diş hekimlerini sigorta süresi içinde maruz kalacağı kazalara karşı da korur. Kaza sonucunda sürekli sakat kalması hâlinde ödence ödemesi yapılır. Ayrıca, kaza sonucu oluşabilecek iş göremezlik hâllerinde de belirli oranlarda ödeme yapılabilir.
Bütün bunlara rağmen, gün geçmiyor ki bir tıbbi uygulama hatası olmasın. Tıbbi uygulamalarda dikkat, beceriklilik ve yeni ve ileri metotları uygulama bu hataları azaltacaktır.