Doktora Saldırılar Yine Yüksek Boyutta: Tıp Etiği İlkeleri En Yüksek Ölçüde Zedelenmekte
Gün geçmiyor ki hekimlere ve diğer sağlık personeline saldırılar duyulmakta ve sonuçta bazen hekim kaybedilmektedir. Burada hem hekime saygısızlık ileri derece olmakta hem de hekim görevini yapamamaktadır. Bu saldırgan kişilerin önlenmesi ve sağlık kuruluşuna alınmaması gerekmektedir. Kalabalık hasta gruplarının görüldüğü hastanelerde hasta yakınlarının aşırı sabırsızlığı da buna neden olmaktadır. Bu arada prehistorik ve ilkçağlardan beri tabu olarak görülen hekimin, gittikçe bu öneminin kaybolması da diğer bir nedendir. Ancak, bilinmelidir ki sağlıklı isek her şeyi yaparız. İşte bu sağlığı da bize veren hekimdir. Bu bakımdan tüm sağlık elemanları bizim için önemlidir.
Bilindiği gibi hekimin de hasta hakları gibi bazı hakları vardır: Hekim hastayı tedavi eden ve hastalığının sonuna kadar onu izleyen bir sağlık mensubudur. Onun da hasta karşısındaki hakları yasalarla ve bildirgelerle belirtilmiştir. Bunları kısaca şöyle sıralayabiliriz:
a) Hekim, hastasına çağdaş tıbbın bütün metotlarını uygulama hakkına sahiptir. Eğer hekim bu olanakları hastasına karşı kullanmazsa hastayı gereğince tedavi edememiş olabilir.
b) Hekimin tıp etiği ilkelerine bağlı olma hakkı vardır. Çünkü eğer hekim bu ilkelere sadık kalırsa etik ikilemleri çözmede zorlanabilir. Bu durum da hastanın zararına olacaktır.
c) Hekimin sağlığını koruma hakkı vardır. Eğer hekim hastayı tedavi ederken sağlık açısından bazı tehlikelere de girecekse kendini koruma hakkı bulunmaktadır. Özellikle bulaşıcı hastalıklar konusunda dikkatli olması gerekir.
d) Hekimin onurlu ve sıkıntısız bir şekilde belirli bir gelir düzeyine sahip olmak hakkı vardır.
e) Hekimin bazı durumlarda hastayı reddetme hakkı vardır. Bu hak; ancak özel muayenehanelerde, tek hekim olmayan yerlerde ve hastanın hekimine güven duymadığı durumlarda olabilir. Çünkü hekim bu durumlar dışında böyle bir hakka sahip olamaz. Özellikle acil durumlarda ve kişisel nedenlerle hasta bakmazsa hekim sorumluluğu doğar.
f) Hekimin hata yapabileceği herhangi bir uygulamadan hastaya zarar vermemek için kaçınma hakkı vardır. Burada hastaya zarar vermeme ilkesine uyulmuş olur.
g) Hekimin yeteneğini geliştirme hakkı vardır. Bunun için kendi alanında bilimsel çalışmalar, deneyler yapmak, yabancı dilini geliştirmek, kurslara, seminerlere katılmak gibi uğraşları olacaktır.
h) Hekimin etik ikilemleri çözmede danışma hakkı vardır. Bunun için bir tıp etikçisi ile iş birliği yaparak etik sorunları çözebilir.
ı) Hekimin cezalandırma eylemlerinde bulunmayı reddetme hakkı vardır. Dünya Hekimler Birliği, hiçbir hekimden ölüm cezasına etkin biçimde katılma istenemez şeklinde yayımladığı Lizbon Kararları ile bu konuyu aydınlatmıştır. Tokyo Bildirgesi de bu konudan söz eder.
j) Hekimin baskı altında olmadan mesleğini uygulama hakkı vardır. Burada hekimin hastasını özgürce tedavi edebilmesi hakkı, hastasını tedavi etmekten alıkonulması ya da klinik özgürlüğünün hangi ortamda olursa olsun alınması, onun bu hakkına aykırı hareket olur ki bu da bildirgelerde belirtilmiştir. Yine Türk Tabipleri Birliği hekim sorumluluğunu çağdaş olarak inceler.
Görüldüğü gibi sayılan bu haklar hekimin özgürce çalışabilmesini ve hastasını tedavi etmesini sağlar. Yine bu arada, hastanın sağlık durumu ile ilgili bazı sonuçları yakınlarına bildirmede veya onun kaybını söylemede daha teselli edici, nazik olmakta ve böyle durumları daha sakin bir ortamda, yani kaybedilen hastanın oda kapısında değil de ayrı bir odada ve sakinleştirici olarak belirtmekte yarar vardır.
Hasta yakınlarının, hastalarının kaybının birdenbire değil de alıştırıcı ve psikolojik olarak rahatlatıcı bir ortamda ve gerekirse bu iş için görevlendirilmiş başka bir sağlık personeli ile yapılması iyi olur. Çünkü hekimin çok yoğun olduğu ortamlarda böyle uygun bir durum bu söylenilen şartlarda olabilir. Aksi hâlde sabırsız ve öfkeli hasta yakınları kaba kuvvet kullanarak olur olmaz saldırılara cüret etmektedirler.